En öz ifadeyle, yazarlık bir meslektir. Bazı yazar(!)ların yazarlığa olağanüstü bir anlam yüklemelerine, herkesin erişemeyeceği özel bir alan olarak bakmalarına aldanmayın. Bunlar kendilerini yazar sanıp, kendilerini yazı yazıyor sananlardır. Yazar olmaya heveslenenlerin gözü korkmasın, yeterli birikime sahip olan herkes yazabilir, yazar da olabilir.
Bütün iyi yazarların ortak görüşü; "Okumadan yazar olunmaz".Yazarlığın bir okuma arkaplanı var yani. Ve bunu hangi yazarlarla doldurduğun da önemli. Hangi kitaplarla da.
Yazı yazmayı, yazabilmeyi, bir havuzun dolup taşmaya başlaması olarak görüyorum. Havuz taşmaya başladığında, kelimeler havada uçuşur, ne yazdığınızı yazacağınızı unutur, kendinizi sadece yazının akışına bırakırsınız; yazı sizi alıp götürür, nereye gittiğinizi bilmeden. Yani Orhan Veli'nin bir şiirinde dediği gibi, her şey birden bire olur.
Yazmak yaşamaktır; her şeyden mahsur olsanız bile, sizi tek başına mutlu edebilecek yegane, tek uğraştır. Kutsallığı vardır. Yatlarınız, katlarınız sizi bir yere kadar mutlu eder, hayatın anlamını arıyorsanız bunu size verecek olan tek şey kitaplarla örülü bir dünyadır, başka bir şey değil. Mevlana da Yunus da diğerleri de iyi bir okuyucuydu. Kendi çağlarındaki ve tüm çağlardaki külliyatı yutmuşlardı.
Yazmaya heveslenenler için kısa bir hatırlatma yapmış oldum. Teşekkürler.
Öğrencim , Cemil Gündoğdu’nun yazılarından alıntı...