Yeni yılın ilk yazısı ve düşünceleri diye yazıya başlık atarsanız eski yılın son düşünceleri ile yazıya başlamak zorundasınız. O zaman eski yılın son düşünceleri ile yazımıza başlayalım. İşte eski yılın son düşünceleri:
Bu gün yaşadığımız olumsuzlukların yani 1960 ihtilalinin+ 1971 Muhtırasının+ 1980 İhtilalinin+ 28 Şubat düzenlemelerinin + AKP iktidarına Türk milletinin kurtarıcı gibi atlamasının hepsinin ama hepsinin tek nedeni vardır. O da şudur:
Türk parasının ezilerek düşman paralarının yükseltilmesidir.
Türk parası ezilip düşman paraları yükselince Türk milleti de ezilmiş olur. O zaman da “Millî reaksiyonlar” doğar. 2018 yılı 65 Milyar TL açıkla TBMM de bütçeyi kabul edenler ve yürürlüğe koyanlarla bu güne kadar yaptıkları açık bütçelerle toplamda 469 milyar TL cebimizden alanlar bu olayların ve bundan sonraki olayların baş ve en son sorumlusudurlar.
Bu düşüncelerimiz doğrudur ama eksiktir. Demişiz ki: Türk parasının ezilerek düşman paralarının yükseltilmesidir.
Türk parası ezilip düşman paraları yükselince Türk milleti de ezilmiş olur
Aslında doğru yazmışız ama eksik yazmışız. İşin doğrusu şudur. 14 Mayıs 1950 de demokrasi kahramanlarımızın yaktıkları Cehennem ateşi olan açık bütçe ve enflasyonun günümüze kadar sürdürülerek Türk parasının 4.000.000 defa ezilerek düşman paralarının 4.000.000 defa yükseltilmesidir.
Türk parası ezilip düşman paraları yükselince Türk milleti de ezilmiş olur. Bir başka deyişle söylersek; Türk Milleti her karış toprağını şehit kanları ile sulayarak kurduğu Türkiye Cumhuriyetinde 14 Mayıs 1950 den beri bir cehennem ateşi olan açık bütçeler ve enflasyon altında yanıp kavrulmaktadır. Bu görüş hiç abartılı değildir. İsmet İnönü de TBMM kürsüsünde 1957 de benzer bir düşünceyi açıklamıştır. İsmet İnönü aynen şöyle demiştir.
“Enflasyon politikası, daha iktidarın ilk yıllarından itibaren iktisadi bünyeyi süratle takatinden düşürerek, 1952 sonbaharı başlarında memleketi tam manasıyla iflasa sürüklemiştir. Kelimeyi tartarak kullanıyoruz.” İsmet İnönü
İsmet İnönü’nün işaret ettiği “ Memleketi tam manasıyla iflasa sürükleyen açık bütçeler ve enflasyon cehennemi bütün Türk milletini yaka yaka günümüze kadar artan şiddeti ile devam etmiştir. Sadece AKP döneminde 469 Milyar açıkla Cehennem ateşi devam etmiştir.
Bu gün acıdır ki: İsmet İnönü’nün 1957 de TBMM söylediklerini anlayacak ne muhalefet ne de bir iktidar o günden bu yana hiç görülmemiştir. Acı ama gerçeği söylemek gerekirse; açık bütçelere ve enflasyona karşı birleşerek onu yok etmeyi başaramazsak 2018 yılı sonbaharı başlarında Türk milletinin Anadolu’dan çıkarılması gündeme gelecektir. Biz de İsmet Paşa gibi “Kelimeyi tartarak kullandık”
Bize bu ağır yazıları yazdıran, acı acı feveran ettiren enflasyon ve açık bütçeler denilen cehennem belasını yaşatanlar ne yazık ki bizim oylarımızla seçtiğimiz TBMM lerini kendi amaçlarına uygun olarak kullananlardır. Atatürk’ün gençliğe hitabesinde bunlara işaret etmiştir. “İstikbalde dahi seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır” dediği şeyleri işte bir tanesi budur.
Açık bütçeler ve enflasyon Yüce Müslümanlık dinimize de aykırıdır. Çünkü, dinimize göre “ Komşu açken siz tok yatamazsınız.” Bu emirin içinde şüphesiz ki komşunuzu aç bırakacak eylem ve davranışlar yapamazsınız emri de vardır. Enflasyon değil komşuyu bütün Ümmet’i Muhammedi aç sefil bırakan, İsmet İnönü’nün deyimi ile “Tam manasıyla iflasa sürükleyen” bir melanet olduğundan gerçek Müslümanların sofrasında enflasyon ve açık bütçe çorbasının yeri yoktur.
Öyleyse 2018 yılı sloganımız “ Enflasyon ve açık bütçeler Türk milletinin ve Yüce Müslümanlığın en büyük düşmanıdır. Her görüldüğü yerde ezilmelidir.” olmalıdır.
Her karış toprağını şehit kanları ile sulayarak Cumhuriyetimizi kuran Büyük Türk milletinin yeni yıllarını bu duygu ve düşüncelerle kutlarım.