Yerel seçimler yaklaşırken, bir genele bir de yerele bakmak gerekir. Genele baktığımızda, AKP karşısında CHP, MHP, BDP ve sayısal olmasa da etkinlik anlamında İP görünüyor. AKP, tüm iktidar olanaklarını kullanmaya başladı.Giderek daha da seçim ekonomisi izleyecek gibi görünüyor. Özellikle ülkemizin yoksul ve eğitimsiz kesimleri üzerinde, dini motifler ve ekonomik olanaklarla egemen olmaya çalışıyor. Fakat; İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerde seçim kazanması oldukça güç görünüyor. Ama bir noktanın altını çizmek gerekiyor. Muhalefet büyük ama, BÖLÜNMEZSE?!
Her yörenin özellikleri dikkate alınarak sağlanacak ittifaklar AKP’yi oldukça zora sokar. Aksi takdirde ortaya 1957 seçimlerinde ki gibi bir durum çıkar. O da şudur; Muhalefetin oyları iktidardan fazladır ama iktidar seçimden kazançlı çıkmıştır. Örneğin geçen seçimlerde, Ankara’da CHP ile MHP’nin oyları toplamı AKP oylarından fazla idi. AKP’ye karşı muhalefetin bu yerel seçimlerden başlayarak yerel özellikler dikkate alınarak birleşmesi gerekir.
Birçok yer göre Muğla birçok nedenle AKP karşıtı durmaktadır. Ama AKP de iktidar olanaklarını özellikle kırsal kesimde kullanmaya çalışıyor. Bunun yanı sıra eski DP genel başkanı Süleyman Soylu’yu Muğla’ya getirerek eski merkez-sağ oyları AKP’ye yönlendirmeye uğraşıyor.
Muğla ilimiz yeni büyük şehir olduğu için henüz birçok adayda, partilide ve seçmende bilgi eksiklikleri var. Bunlar zaman içinde giderilecek. Bu konuda partilerin bir broşürle bilgi eksikliklerini gidermeleri iyi olur.
Muğla ilimizde en hareketli parti her zaman olduğu gibi yine CHP. Büyük şehir için geçmişten beri parti kadrolarında çalışmış deneyimli isimler yarışacak. AKP konuyu kendi içinde değerlendiriyor. Bir kaç isim söylense bile son sözü genel başkan söyleyecek. MHP, olmayacak duaya amin demek durumunda. İşte burada ittifak devreye giriyor.
CHP’de, Muğla genelinde, tüm üyeler bazında temayül yoklaması yapılması düşünülürken, CHP’li belediye başkanlarının bulunduğu ilçelerde yapılmayacak olması tartışılıyor. Eğer, CHP’li başkanların bulunduğu ilçelerde seçim yapılmayacaksa, büyük şehir içinde yapılmaması gerekmez mi???! Doğal olarak biz sadece soruyoruz. Buna son sözü söyleyecek olan CHP’nin yönetim kademeleridir.
Ula özeline gelecek olursak, AKP henüz kararsız. DP den devşirilen mevcut başkanla mı, yoksa daha partili bir isimle mi? Seçime katılsak konusunda gelecekte karar verecekler.
CHP, bir yol kazası ile Ula merkez ilçe seçimlerini 2009 da kaybetti. Buna karşın, Gökova ve Akyaka CHP’li Belediye başkanları ile yönetiliyor. Ula ilçe belediye başkanlığı için CHP’den yedi (7) aday başvurdu. Partinin aldığı karar doğrultusunda, temayül yoklaması için yaklaşık 800(sekiz yüz) üye oy kullanacaklar. Son kararı üst organlar verecek. Ula ilçesi yıllardır genel anlamda gerektiği şekilde yönetilemiyor. Bu nedenle Ula Muğla ilçeleri arasında onuncu sırada. Kayıp yılların telafi olanağı bu yasa ile kazanılmış olabilir. Bu nedenle Akyaka’da yaşanan turizm aktivitesini alternatif turizm etkinlikleri ile tüm Ula’ya yaymak olasıdır.
AKP’nin giderek artan yasakçı yapısı turizm yörelerinde sektöre zarar verdiği için ilgi görmemektedir. Bu nedenle CHP aday adaylarının bir araya gelerek, geçen seçimde yaşanan hataları yapmadan projeler üzerinde görüş birliğine vararak birleşmeleri gerekmektedir.
Geçmiş yerel seçimlerde, seçmenler, bir yerel yönetim için Belediye başkanı ve encümen üyelerini seçiyordu. Bir de il genel meclisi üyeleri seçmek için oy kullanıyordu. Oysa bu sefer sadece belediye başkanı ve meclisi için oy kullanacaklar. Şimdi ki dağılıma göre Ula ilçesi Büyük şehir Meclisinde, Belediye başkanının yanı sıra bir üye ile daha temsil edilecektir. Büyükşehir meclisinde temsilde geçmişteki il genel meclisi üyeliğidir. Birde geçmişteki gibi olanakları sınırlı eli kolu bağlı bir belde belediyesi yerine güçlü bir ula Belediye Meclisi üyesi olmak bile çok önemlidir. 30 Mart 2014 yerel seçimleri Türkiye için çok önemlidir. Ama turizmle geçinen yerler için daha da önemlidir. Ula halkının yüzde 60’ı geçimini turizmden sağlamaktadır.
Gün birlik beraberlik günüdür.