Yaptırımı olan kurallar bütününe Hukuk diyoruz. Hukuk insan ile insan ve insan ile toplum, toplum ile toplumlar arasında uyulması gereken kuralları içeriyor. Bu kurallar insan ve toplum yaşamına istikrar kazandırıyor.
Hukukun iki özelliği var. Birincisi doğada var olan doğal hukuk, diğeri uygulanmakta olan pozitif hukuk dur. Pozitif hukuk, doğal hukuka zamanla yanaşma eğilimindedir.
Antik dönemde pozitif hukuk kuralları, kaynağını dinden alıyordu. İnsanlar, uygulanacak kuralın gerisinde Tanrısal bir güç olduğuna inandıkları zaman, işler daha kolay yürüyordu.
Tarihteki ilk misalini Hammurabi Kanunlarında görüyoruz. Fransızlar, Hammurabi Kanunlarının yazılı olduğu tabletleri çalmışlar ve Louvre Müzesinde sergiliyor.
Aslına, Hammurabi Kanunları Sümer Medeniyetine ait. Hammurabi'den 400 yıl önce Sümer Medeniyeti kaybolmuş. Kaybolmuş bu medeniyete ait Kanunları, Hammurabi kendine mal etmiş.
Hammurabi Kanunları uygulamak için İlahi bir güce ihtiyaç duyuyor. Hammurabi, Ziggurata (tapınağa) giriyor. Tanrı ile görüşüyor ve "TANRI DEDİKİ" söylemi ile yasaları halka açıklıyor. Böylece pozitif hukuk, Tanrı söylemi olarak kolay uygulanıyor.
Hammurabi'den sonra 400 yıl geçiyor. Hz. Musa ortaya çıkıyor. Yahudilere uygulamak üzere Kanunlara ihtiyaç duyuyor. Dağa çıkıp Rab ile görüşüyor. Tanrının 10 emrini taşa yazarak, Yahudilere "TANRI DEDİKİ" diyerek ilan ediyor.
Musa'nın on emrinden altısı, Musa'dan önceki binlerce yıldan beri Antik Mısır'da hukuk kuralı olarak uygulanıyordu. Yeni değildi. Musa "Tanrı Dedi ki" söylemi ile bu yasaları uygulama ihtiyacı duymuştur.
Bunlar; çalmayacaksın, katletmeyeceksin, zina yapmayacaksın, yalan yere şehadet etmeyeceksin, komşunun malına, cariyesine tamah etmeyeceksin, anana babana iyi davranacaksın şeklinde özetlenebilir. Musa'nın diğer üç emri ilahi karakter taşıyor. Tanrı tektir, Musa onun elçisidir, Rabbın adını boş yere anmayacaksın şeklinde özetlenebilir. Musa'nın getirdiği tek orijinal emir "altı gün çalışacaksın, bir gün dinleneceksin" dir
Daha sonra gelen semavi dinler, Musa'nın on emrini kabul ediyor. On emir, dini şeriatın özünü oluşturuyor.
Din adamlarının TANRI DEDİKİ söylemi ile ilahi kural koymaları değişmiyor. Doğal hukuka uygun Hukuk Kurallarını keşfeden din adamları, bunlara ilahi içerik kazandırmada başarılı oluyor.
Toplumun gelişmesi karşısında, din kuralları yetersiz kalıyor. Hukuk otoriteleri, doğal hukuk kurallarını tespit ediyor. Hukuk kuralına dönüşmesi için siyasi otoriteye görev düşüyor.