Asgari ücrette oranların konuşulduğunu aktaran Sönmez, yüzde 25 artış ile ilgili bazı açıklamalar olduğunu ancak bu oranın şu an enflasyonist ortamda düşük kalacağını söyledi.
“Hep bir kısır döngü”
‘Yıllık enflasyon yüzde 48.58 açıklandı. Geçen sene asgari ücret 2 Ocak’ta 573 dolardı. Bugünkü dolar kuruna göre 496 dolara geriledi’ diyen Sönmez, şunları kaydetti; “‘İşçi dolar üzerinden mi asgari ücret alıyor’? deniyor hemen. Dolar üzerinden almasa da dolar, akaryakıt fiyatları ve enflasyon oranları satın alma gücünü belirliyor. Çünkü piyasadaki fiyatları bunlar domine ediyor. Asgari ücretlinin mevcut aldığı ücrette de kaybı var. Yüzde 25 zam oranı çok kafi de gözükmüyor. 30 bin lira rakamları da telaffuz ediliyor. Burada işçi-işveren dengesinin sağlanması gerekiyor. Yıllarca hep aynı sorunu yaşadık. Asgari ücret, son yıllarda oransal olarak çok fazla arttı. Yüzde 34, 50 oranlarında arttığı oldu. Ancak hep bir kısır döngü. Hiçbir zaman asgari ücretli satın alma gücünü elde edemediği için mutlu olamadı. Hatta her geçen gün daha da kötüye gitti.”
“Yine aynı şeyleri konuşmayalım”
Sönmez, “Şu anda belirlenecek asgari ücret popülizm üzerine olursa, bu sefer de işverenin işçilik maliyeti yükselecek. Yine ürünlere olağanüstü artışlar gelecek. Yine aynı şeyler konuşulacak. Baktığımızda asgari ücretin 22-25 bin lira bandında gelmesi gerekiyor. Ama devletimize de bir sorumluluk düşüyor. Bu artışlara göre zorunlu tüketim mallarındaki artışların iyi kontrol edilmesi gerekiyor. Olağanüstü tekrar yansırsa, yine aynı şeyleri konuşacağız.” dedi.
“SSK işçi kesintisi kaldırılabilir”
Sönmez, SSK primlerindeki işçi payında bir istisna yapılabileceğini aktararak, “Asgari ücret üstünde gelir vergisi ve damga vergisi istisna tutuldu. Bunu devlet destekliyor. SSK primlerinde işçiden yüzde 15 kesinti yapılıyor. İşçi kesintisinde de bir istisna sağlanabilirse, tamamı olmasa bile en azından bir kısmı belli bir süre karşılanabilir. SSK’nın da bir bütçesi var. Bütçe açığına sebebiyet verebilir ama devletimizin de asgari ücretin gelir vergisinde olduğu gibi buradan da destek sağlayabilirse, otomatik olarak işverene ilave bir yük gelmeden asgari ücret o oranda artmış olacak. Bugünkü ücrete göre brüt ücret 20 bin lira. SSK’da yüzde 15 işçi kesintisi var. Bunun yüzde 10’unu destek sağlayacağım dediği an maaşlar 2 bin lira artarken, maliyetler de aynı kalıyor. Asgari ücretlinin tatmin olacağı satın alma gücünü tekrar elde edebileceği bir ücretin belirlenmesi elzemdir. İlerleyen günlerdeki enflasyon oranı da bunu belirleyecek. Enflasyonda reel anlamda bir düşüş olursa bu yılki yapılacak artışın da bir anlamı olacak. Asgari ücret artışı artık anlamsız kalmamalı.” diye konuştu.
“En az yüzde 40”
Asgari ücretin enflasyonun altında kalmaması gerektiğini savunan Ender Sönmez, “Yeniden Değerleme oranı yüzde 44 civarında olacak. Bütün vergi ve harçlara bu oranda artış uygulanacak. Reel anlamda asgari ücretliye ilave gelecek yükleri karşılayacak şekilde bir artış yapılmalı. Asgari ücret en azından yıllık enflasyon düzeyinde olmalı. En az yüzde 40’lık bir artış yapılması gerekiyor. Yıllık enflasyon tahmini 40 civarındaydı ama 45-47’den bahsediliyor. Önümüzdeki 2 ayda bu belli olacak. Ama reel enflasyona iyi bakmamız gerekiyor. Örneğin, benim kahvaltı malzememde kısıtladığım ürünleri tekrar alabilmem lazım. Son dönemde tüm ürünlerde olağanüstü bir artış oldu. Asgari ücret artışı da buna göre belirlenmelidir.” diyerek sözlerini tamamladı.
Özel Haber/Tevfik Kul