Değerli okurlar, sayıları yüzbinleri bulan ve 2004 yılından sonra belli bir şekle bürünen özel güvenlik görevlilerine karşı olumsuz bir kampanya başlatıldı.
Bu kampanyanın başbakan eliyle yürütülmesi de acı ve üzüntü vermektedir.En son ODTÜ de meydana gelen olaylar ve eylemlerden sonra başbakan Recep Tayyip Erdoğan özel güvenlik görevlilerini suçlayarak onların işlerini yapmadıklarını ve adeta eylemcilere destek çıktıklarını yineledi.
5188 sayılı kanun AKP iktidarı zamanında çıkarılmış ve uygulamaya konulmuştur. Kanunun metninde özel güvenlik görevlilerinin, kamu güvenliğini tamamlayıcı mahette olup genel kolluğun yardımcısı sıfatında çalışan özel kolluktur.
Değerli okurlar, özel güvenlik görevlilerinin yetersiz bir eğitim süreleri vardır. yetki ve sorumluluklarında kanundan doğan boşlular bulunmaktadır. Örneğin; üniversitelerde kapılarda görev yapan özel güvenlik görevlileri şahısları ve öğrencileri elle arama yapamadıkları gibi çantalarının içine de yasa gereği bakamamaktadırlar. Sistem “kamu güvenliğini tamamlayıcı mahette” demesine rağmen uygulamada genel kolluğun hiçbir yetkisiyle donatılmamıştır.
Evet, kimlik sorma yetkisi vardır ancak kimliği tespit etme yetkisi yoktur. Genel kolluktan da aranan şahıslar listesi ilgili kurum ve kuruşlara gitmediğinden kimliğe bakmanın bir mahiriyeti yoktur.
Anımsıyorum da yıllar önce İstanbul Büyükçekmece karakol komutanlığı yaparken trafik kontrollerine çıkıyordum. Avrupa devletlerinden gelen ve burada ehliyet alanların ehliyetlerini kontrol ediyorduk. Bazıları bana banka kartını gösteriyordu, bazıları ise iş yeri kartlarını gösterip kafa buluyordu. Bizde almanca, İngilizce, Fransızca bilmediğimiz için usulen yapmış olduğumuz kontrolde hadi geç diyorduk ve kendimizi aptal yerine koyduruyorduk.Değerli okurlar, şimdi özel güvenlik görevlileri sizin kimliğinize bakıyor, neden bakıyor, niye bakıyor, bilen var mı? Yok.
Diğer taraftan arama yetkisi var diyoruz bu aramayı x-ray cihazıyla ve ya el detektörüyle ve ya kapı detektörüyle yaptırıyoruz. Bu bahsettiğim cihazlar çoğu kurum ve kuruluşlarda yok. O nedenle arama yetkisi ve yakalama yetkisi hikayede kalıyor. Kaldı ki özel güvenlik görevlisinin bulunma sebebi önleme ve caydırıcı hizmet yapmasıdır. En ufak bir sorunda özel güvenlik görevlilerine binlerce lira ceza yazılmaktadır. Bununda sebebi yapmış olduğu faaliyetlerde yeterli tecrübede bulunmaması ve tutanak tanzim etmeyi becerememekten kaynaklanıyor.
Avrupa da özel güvenlik görevlileri genel kolluk kadar değer taşırken Türkiye de ise görev yerlerinde haklı veya haksız bir saldırıya uğradıklarında suçlanan ilk kişi özel güvenlik görevlileri olmaktadır. Spor müsabakalarında özel güvenlik görevlileri kaldırıp öncelikle genel kolluğa (polis-jandarma-sahil güvenlik) daha sonra ise koruma görevlilerine bu görev verilecekmiş.
Ya insana gülerler, geçmiş yıllarda genel kolluğun olduğu müsabakalarda hiç mi olay çıkmadı? Hiç mi insan yaralanmadı ve ya ölmedi?
Burada zihniyet değişmelidir. Burada özel güvenlik görevlilerinin kalibresi ortaya konmalıdır, saygınlık kazandırılmalıdır. Kanundaki boşluklar doldurulmalıdır. Üniversitelerde veya spor müsabakalarında görev yapacak özel güvenlik görevlilerine daha ayrıntılı ve geniş konu ile ilgili eğitim verilmelidir.
Aksi taktirde üniversitelerde eylemcileri dövmedi diye coplamadı diye hakaret etmedi diye bu adamlar işini yapamıyor diyemeyiz.Biliyor musunuz üniversite öğrencisi çantasında ve ceplerinde kimyasal gaz bulundururken ögg nin bu gazları kullanması dahi yasak.Tüm özel güvenlik görevlilerinin görevlerini yasaya uygun, kılık kıyafeti, duruşu ve icraatlarıyla yerine getirmesini diliyorum.