Epeydir bir solukta okuyup-bitirdiğim bir kitap yoktu. Belki de aynı dönemde 2-3 kitapla olmaktan dolayı, bitirilmeleri uzun sürüyor.
"Binali'nin Puslu Limanı" kitabını okumadığınıza; okumaya kalksanız temin etmekte zorlanacağınıza; kitap hakkında kim ne yazmış acaba?, ne haberler yapılmış? deseniz, hemen hemen hiç bir şey bulamayacağınıza; bir kısmımızın da -aslında çoğumuzun- kitabın varlığından bile habersiz olduğumuza, eminim.
Siyah-Beyaz Yayınlarından çıktı. İnternetten  satışta. Kırmızı Kedi Kitabevleri'nde mevcut. Mayıs baskısı tükendi. Ben,  haziran'daki 2. baskısına yetiştim. Satış görevlisi arkadaş: 'Tükenmiş', dediğinde sevindim. Az sonra, elinde kitapla geri gelip: 'Yeni gelmiş, buyrun, 2. baskı' dediğinde, daha da sevindim.
Kitabı,  yalayıp-yuttuktan sonra; 'yazarına ulaşabilir miyim acaba? Keşke bir imzasını alsam, çay içip, muhabbet etsem, ellerinize sağlık, teşekkür ediyoruz diyebilsem'  isteğim ağır basınca; bir yakınımdan rica ettim, 'ulaşabilir misin?' diye.
O yakınım,  bir kaç telefon görüşmesinden sonra, bana dönüp: 'O gazeteci aşırı solcuymuş! Beyefendi aleyhinde kitap mı yazmış, ne!? Aramak istemiyorlar, çekindiler valla, korkuttum adamları!" dedi.
Serdar Öztürk. Yaşıtım. Bildiğin muhabir, sonralarda da tastamam gazeteci. Yeni Asır, Günaydın, Cumhuriyet gazetelerinde çalışmış. Bir ara, TBMM'de danışman. Ege Bölge Gazetelerinde editörlük yapmış. Şimdilerde 9 Eylül Gazetesinin yazı işleri müdürü.
Buradan sesleneyim bari: 'Serdar Öztürk Bey; Ellerinize sağlık, adaletten, gözlerden kaçırılan bir tahkikatı/suçu, kayda almışsınız. 17/25.12.2013 tahkikatlarının başına gelenin bir benzeri de, 7.1.2014, İzmir/Liman-Gümrük'ün başına gelmişken, tahkikat dosyası telaşla bölünüp, parçalanmışken, takipsizlikler çekilmişken, tahkikat dosyasının dijitalini bile internette bulmak zorken, tahkikatı yapan polisler tutuklanıp-tutuklanıp ceza evlerine tıkılmışken, dosyanın savcıları, hakimleri doğduklarına pişman edilmişken, bazıları mesleklerinden ihraç edilmişken, Kitap yapmışsınız onu. İyi yapmışsınız.
Size; teşekkür ediyorum, ziyaret, muhabbet ve çay borcum var. Sizin de, bendeki kitabınıza imza.'
Bu tahkikat dosyasına sanık olur muydu?, olacak mıydı?, bilemediğim kişi; şu anda Başbakan.
Dönemin Valisinden, operasyonla ilgili brifing alan, operasyonun varlığını ve yakalamaya dönüştürüleceğini öğrenen bu Zât: Emanet bir telefondan, bacanağına  'haber verdiyse', 'kaybol' dediyse, vardır sebepleri. Kitabın adının, nerden geldiğini anlamışsınızdır.
İzletilenlerden / dezenformasyondan biraz başınızı çevirin, çevirebilirseniz ve okuyun.
Aydınlanacağız.