Eğitim İş Ordu Şubesi Yönetim Kurulu tarafından konuya ilişkin şu açıklamalara yer verildi:
“Görüyoruz ki, Memur Sen ile Türkiye Kamu Sen Anayasa Mahkemesi’nin sendikalı kamu emekçilerine toplu sözleşme ikramiyesi ödenebilmesi için %2 barajı getiren yasayı iptal etmesinden rahatsız olmuşlardır. Kamu çalışanlarının aylık 345 TL zarar ettiklerini belirtmişler, bundan da sendikamız Eğitim-İş’i sorumlu tutmuşlardır. Türk Eğitim Sen adı verilen bir sendikanın Ordu Şube başkanı olan kişi bir mesajla “Kazanılmış olan bir hakkı elimizden aldırma gayretine giren Eğitim-İş” ifadeleriyle açık bir şekilde sendikamıza iftira atmıştır. Hatta Kamu Sen Genel Başkanı olan şahsiyet “2 milyonun üzerinde kamu çalışanını, sendika taassubu ve koltuk kaygısı nedeniyle mağdur eden ve aylık 347 TL’sinin ellerinden alınmasına neden olan sözde sendikaları kamu çalışanlarının vicdanlarına havale ediyoruz.” cümlesini dahi kurabilmiştir.
Sendikal özgürlüklere aykırı bir düzenleme
Öncelikle belirtmek isteriz ki; 2022 Aralık ayında yürürlüğe giren yasayla kazanılmış bir hak yoktur, hakkı çalınan yüzbinlerce kamu çalışanı vardır. Çünkü iptal edilen bu kanunla, kendi iş kolunda %2 örgütlenme barajını geçemeyen sendika üyelerinin 2023 yılında aylık 350 TL toplu sözleşme ikramiyesi almaları engellenmiştir. Bu ikramiye sadece %2’yi geçen sendikaların üyelerine ödenmiştir. Bu hukuksuz düzenlemenin Cumhur İttifakı bileşeni partiler eliyle TBMM'den çıkarılmasını sağlayan ise Eğitim Bir Sen ve Türk Eğitim Sen'dir. Açık bir şekilde Anayasaya ve sendikal özgürlüklere aykırı olan bu düzenlemenin bu yandaş sendikalar tarafından hala ısrarla savunulması utanç vericidir. Çünkü bu sendikal yapılar, yasayla getirilen adaletsizlikten beslenmeyi, çalışanların %2 barajına takılan sendikalardan istifa etmelerini ve kendi sendikalarına üye olmalarını hedeflemişlerdir. Yüzbinlerce kamu emekçisinin toplu sözleşme ikramiyesi hakkını ellerinden alan bu yandaş sendikaların bugün meydanlara çıkıp hak hukuk demeleri inandırıcı değildir ve son derece gülünçtür.
Bilinmelidir ki bu iptal davasını Eğitim İş açmamıştır, açmaya da yetkisi yoktur. Bu kadar basit bir bilgiye dahi sahip olamayan sendika yöneticilerinin “Davayı Eğitim İş açtı” diyerek kara propaganda yapmaları cehaletten başka bir şey değildir. Açık söyleyelim, sendikamızın Anayasa Mahkemesi’nde dava açma hakkı olsaydı biz bu hakkımızı kullanır, %2 barajına takılmadığımız halde bu ucube ve ayrımcı yasa hakkında dava açmakta bir dakika dahi tereddüt etmezdik. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından dersler çıkartılarak, adil ve tüm kamu çalışanları için geçerli bir toplu sözleşme ikramiyesini içeren yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır.” Haber merkezi