Kuruyan göle sondaj yapılarak su aramak akla, mantığa sığmıyor. Ama yapılıyor. Hem de sondaj aleti İstanbul halkı oluyor.

 

         Türkiye de yapılan yerel seçimlerin üzerinden bir ay 12 gün geçti. İstanbul dışında bütün büyük şehir belediye başkanları mazbatalarını alıp görevlerinin başına geçip icraatlarını sürdürüyorlar. İstanbul da verilen mazbata geri alınarak icraatın durdurulmasının nedenleri ,seçim sürecine girilmesine rağmen tartışılmaya devam ediyor, sorgulanıyor. Bütün bunlardan sorumlu olan YSK gerekçeli kararı açıklayarak tartışmaya son noktayı da koymuyor. Adalete olan güven her geçen gün azalıyor. İktidar oyumuzu çaldılar diyor. Çalanı açıklamıyor. Muhalefet mazbatam çalındı diyor. Muhataplarından cevap alamıyor. Adaleti dağıtan YSK susuyor. Türk halkının kafası karışmış doğruyu bulamıyor, göremiyor. Bulanık suda balık avlıyor. Bundan yararlanmak isteyenlerin önü açılıyor. Sonuçta Türk halkı daha da fakirleşiyor. Daha da vahimi sokakta adalet aranır olunuyor. Birileri birilerine saldırıyor. Sokakta gezmeye devam ediyor. Duruma el koyacak adalete acilen ihtiyaç olduğu da ortada, başka çare de yok.

           Görünen o ki uzun yıllar İstanbul'u yöneten iktidar elde ettiği imtiyaz imkanlarını sağlayan İstanbul gölünün kurumasına tahammül edemiyor. Kurumuş göle sondajla su vermeye çalışıyor. Ne pahasına olursa olsun.

           İstanbul halkı sondaj aleti olmaya razı olacak mı, olmayacak mı seçimin sonunda hep beraber göreceğiz.