Korku belki de insanoğlunun en gerçek hislerinden birisi. Çünkü korku hissini tüm keskin köşeleriyle derinden algılar insan. Ben hiçbir şeyden korkmuyorum diyen birisi ise şüphesiz yalan söylemektedir. Çünkü her insan bir şeyden korkar. Bu hissi anlatmak oldukça güç bir iş. Çünkü bu hissi anlatabilmek için öncelikle anlamak lazım. Peki, insan niçin korkar? Korku hissi neden vardır? İnsan korku hissine muhtaç mıdır? Korku hissi olması gerek bir his midir yoksa insana yalnızca ayak bağı mıdır? Korkusuz yaşamayı becerebilseydik acaba yaşantımız daha huzurlu olabilir miydi?
Korku konusunda emin olduğum tek şey korkusuz insanın olmadığıdır. Korkusuz insan şüphesiz akıl ve ruh sağlığını yitirmiş birisidir. Bu durum ise yapısı itibariyle gayet enteresan bir kimliğe sahiptir. Çünkü insan korkusuz olduğunda akıl ve ruh sağlığını yitirdiği gibi aşırı korku halinde de akıl ve ruh sağlığını yitirebilmektedir. Bu basit denklemden çıkan sonuç ise oldukça şaşırtıcıdır; insanın korkuya ihtiyacı vardır. Peki, nedir korku? Bir tehlike anında hissedilen şeye korku diyebilir miyiz? Yani korku insanın savunma mekanizmasının bir parçası mıdır? Korktuğumuz şeyleri ve korku biçimlerini göz önüne aldığımızda insanın kendisini huzursuz eden, beden ve ruh bütünlüğünü bozan ve yaşamsal faaliyetlerini sekteye uğratan etmenlerden korktuğunu görürüz.
İnsan genel yapısı incelendiğinde düzen ve dolayısıyla huzur isteyen bir yapıda olduğu görülür. Hiçbir insan kaostan hoşlanmaz. Kaos hiçbir insanı mutlu etmez ve huzur vermez. En kural tanımaz insan bile kendince koyduğu kurallar içerisinde hareket eder. Kaos oluşturan ve kaostan hoşlanan insanların bile kendi içlerinde belli bir düzene ve kurallar silsilesine dahi olduklarını görürüz. Bu şaşırtıcı değildir elbette. Çünkü insanın yapısında düzen ve düzenleme arzusu mevcuttur. İnsan hayatı düzenleyerek huzura ulaşacağını düşünür. Hatta bu düzen ve dolayısıyla huzur olgusu en keskin hatlarıyla hayvanlarda görülür. Çünkü bu durum içgüdülerle yönetilir. Siz vahşi bir hayvanı kendi düzen olgusundan asla ayıramazsınız. Evcil hayvanlarda ise hayvanın doğal mevcut düzen olgusunu kendi isteğimize göre yeni bir düzen olgusuyla değiştiririz. İşte korku insanda yapısı olan bu düzen olgusunu dışarısına çıktığında ortaya çıkar. Bu düzen halinden çıkma olasılığı bile korkuya dönüşür. Korkunun temelinin bu olup olmadığı sorusuna ise kesin bir cevap vermem mümkün değil. Çünkü ben kendimden yola çıkarak bu sonuca ulaştım. Konunun uzmanlarından genel geçe bilgileri olmaksa elbette ki mümkün.
İnsan daha ziyade olumsuz durumlardan korkar. Ayrıca korku şiddetlerine göre değişmektedir. Çekinme ise korkunun en ilkel şekli yani en az şiddetli halidir. İnsan aklınıza gelebilecek her türlü şeyden korkabilir. Yani korku çeşitleri insanın hayal gücü kadardır. Bunun yanı sıra her insanın korktuğu genel geçer korkular da mevcuttur. Mesela her insan ölümden korkar. Aslında insan en çok bilmediklerinden korkmaktadır. Çünkü bilinmezlik halinde insan davranışlarına çeki düzen veremez. Yani mevcut düzen hali bozulur, kusursuz zannettiği zincir kopar. Ölüm de insanın en büyük bilinmezleri arasındadır. Çünkü ölen bir kişi ölme anında yaşadığı tecrübeleri diğerlerine aktaramaz ya da bu tecrübesini gelecek zamanda kullanma imkânı yoktur. Ölüm bu dünya yaşantısının sonudur. İnsanlara ölümden neden korktuklarını sorduğunuzda ise çeşitli cevaplar alırsınız. Ama en sık rastlanılan cevap ise ölümün acı verici olduğundan dolayı ölümden korkulmasıdır. Yani burada korkulan ölümün kendisi değil, acı çekmenin kendisidir. Acı çekmekten ise hemen hemen tüm insanlar korkar. Ama elbette bunun marjinal örnekleri de mevcuttur.
İnsan ölümden, acı çekmekten, herhangi bir uzvunu yitirmekten, sevdiği bir kişiyi ya da eşyayı yitirmekten, kişisel olarak aşağılanmaktan, yanlış yapmaktan korkmaktadır. Bunlar yalnızca benim aklıma gelenler o kadar. Bu örneklerden korkuyu iki kısma ayırabileceğimiz ortaya çıkmaktadır. Somut korkular, ikincisi ise soyut korkular. Somut korkular acı çekmek, ya da herhangi bir uzvunu kaybetmek gibi korkular olup soyut korkularda insanın zihinsel dünyası ile ilgili olan aşağılanma gibi korkulardır. Soyut ve somut korkulardan hangisi daha tehlikelidir diye sorarsanız varın buna siz karar verin. Ama her iki durumda da korku hissi somut delillere sahip olan soyut bir kavramdır. (DEVAMI YARIN...)