Çakmak, özel eğitimin bireysel ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından anlamlı düzeyde farklılık gösteren bireylerin eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirilen bir program olduğunu söyledi.
Özel eğitime ihtiyaç duyup duymadığının nasıl anlaşılacağını anlatan Çakmak, "Bunu ilk önce aileler anlar çocuklar küçük yaşlardayken. Her programın özellikleri farklıdır tabi ki. Otizm grubumuz, yaygın gelişimsel bozukluklarımız… Çocuklar daha küçük yaştayken aileler anlamaya başlarlar. Daha sonra, bunları aileler anladığı zaman zaten çocuktaki farklılıkları gözlemler. Daha sonrasında çocuğu çocuk psikiyatristlerine götürürler. Burada testler yapılır. Bu durumda çocukların özel durumlarını ortaya çıkarırlar." dedi.
Çakmak, özel eğitime ne zaman başlanılması gerektiği konusunda ise şunları söyledi:
"Eğitimin bir zararı olmaz, eğitimin yaşı da yoktur. Çocuklar ne kadar küçük yaşlarda başlarlarsa buradaki süreç daha hızlı ilerler. Tabi ki burada, dediğim gibi, çocuk psikiyatristlerinin yapmış olduğu testler sonucunda çocuğa bu tanı konulur. Konulduktan sonra eğitime bir an önce başlamaları gerekiyor. Bu hem özel eğitim rehabilitasyon merkezleri olarak hem bizlerden bireysel uygun bir eğitim alarak… Bizler zaten çocuğun durumuna göre eğitim sürecinde psikoloğumuzla beraber değerlendirmemizi yaparız. Bizim de kendimiz bu sürece katkı sağlamak için çocukları kreşler gibi veya oyun salonu, oyun atölyeleri gibi yerleri de söyleriz velililerimize. Onlar da çünkü sosyalleşmeleri gerekiyor çocuklarımızın. Eğitim bizde önce sosyalleşmektir. Sosyalleşmeyi hallettikten sonra gördüklerimiz sonra gelir."
Özel bireylerin yaşadığı sıkıntılar var
Çakmak, özel bireylerin günümüzde yaşadığı sıkıntılara da değindi.
Haftada 2 seans 40 dakikalık eğitim verilmesinin yetersiz olduğunu belirten Çakmak, "Dakika olarak değil günlük olarak sürenin artması gerekiyor. Kurumumuzda haftada 2 gün değil, haftada 6 gün eğitimimiz var. Ama çocuğumuza yazıyoruz, pazartesi-çarşamba seansları yazıyoruz veya pazartesi-cuma yazıyoruz, pazartesi-salı yapıyoruz. Ve diğer günler, bu sefer aradaki farklar çok fazla. Her gün olması tabi ki daha iyi, eğitimin hiçbir zaman zararı olmaz. Çocuklarımız okullarından, devlet okullarından geldikten sonra bizlere devam edebilirler. Bunu her güne yayarlarsa daha güzel olur. Şu an haftada 2 saat eğitimimiz çok az. Biz bu süreçlerde ailelerden de destek alırız, görüşürüz kendileriyle. Bu sürece mutlaka aileyi de katmak zorundayız. Bu seans süreleri az olduğu için onların da bu sürecin içine dâhil olmalarını bekliyoruz her zaman." dedi.
Özel Haber/Merve Tepecik