Bir tarih yok mu oluyor? Koskoca asırlık dev spor kulübümüz, sahipsiz mi bırakıldı? Düşecek miyiz? Esasında bu soruların yanıtı 04. 09.2014 tarihinde Sayın Başkan Nedim Türkmen’in ulusal basına vermiş olduğu beyanatlarında her şeyi gözler önüne getirmişti.

                 Neydi o beyanatlar. Tahtamız kapalı, sahamızda seyircisiz oynayacağımız ilk maçta gençlerimize sığınmıştık. Sayın Başkan Nedim Türkmen tahtamızı açtırdığında ‘’Ordu spor ile  ilgili yapacağım son fedakarlık’’ demişti. ‘’Ordu spor ile ilgili haklarını savunmak için sahada olacağım. Bundan sonra bir siyasetçi gibi Ordu’dayım. Spor ve siyaset boşluk kabul etmiyormuş. 2017 yılına kadar görevimin başındayım. Federasyonla sıkıntılarımızın olacağını düşünmüyorum. Geçen yıldan daha güçlü bir kadromuz var. Ordu spor benim şirketim olsaydı böyle yönetirdim. Her şeyimizi kulübe verdik; insanların bizim hakkımızda eleştiri yapmalarına müsaade etmeyeceğim. Şehir bizlere yardımcı olmuyor.’’ diye. Evet! bizler tabi ki Sayın Başkanın ne dediklerinden ziyade, ne demediklerine yada diyemediklerine kulak vermeye çalışıyoruz. Kendisi konuştuğu zaman sürekli bildiklerini tekrar ediyor, ama şehrin ileri gelenlerini, konuşulanları tenkitleri dinlerse yeni şeyler öğrenebileceğini düşünmüyor. Tamam düşeriz, bir alt lige de düşeriz, ama ayakta kalamıyoruz, duramıyoruz, önemli olan ayakta kalmak değil mi? Bu koskoca  kulüp 48 yıldır ortada kalmamıştır. Kalmaz da. Bu takım amatöre de düşse, kaldırımda da oynasa bizler Ordu spor’ un peşinde ve yanında olacağız. Ama gelinen noktada sizce öyle mi? Maça gelmeyen Başkan ve yönetimi mi olur? Sporcu, seyirci, taraftar ve şehirde yaşayan binlerce kişi yada geçmişte bu kulüp de emeği olan şahısların demokratik hakları değil midir tepkilerini göstermek. Ortada iyi gitmeyen olumsuzluklar var, eleştiriler olabilir, hatalar olabilir, doğru yapılmayan işler olabilir, istifaya davet edilebilirsiniz bunlar normal şeylerdir. Küfür ve hakaret içeren sözleri bende tasvip etmiyorum. Hoş şeyler değil. İyi günde ne güzeldiniz, yöneticiler omuzlarında mor-beyaz atkı, boyunlarında akredite kartı protokolde yerimiz hazırdı değil mi? Başkan ve yönetim olarak ilk önce sizlere bir emanet verilmiş, önemli olan emanete sahip çıkabilmek değil mi? Eğer ki; emanete sahip çıkamıyorsanız, içerisinden çıkılamayacak bir problemin içerisindeyseniz, Ordu spor kulübüne iyi yada kötü hizmet ettiniz. Buyurun gelin herkes ile barışık olun. Beceremedik, başaramadık, olmadı, uymadı demeniz çok mu zor. Transferler yaptık, uyum olmadı, takım uyuşmadı, gelen hocalar kötü değildi,uyum sorunu yaşadık, başarısız olduk, taraftarlara küs değiliz, tek sorumlu benim. Geçen senede bu takıma Playy- off’da oynatan da bizdik demeniz bu kadar mı zor. Günahlarınızla sevaplarınızla özür dilemek, bu göreve talip olduğunuzda izin istemek kadar çok mu zor. Dış etkenlerden gelen seslere kulak verilirse bir nebze problemler aşılmış olacak. Hepimiz birlik içerisinde olursak bütün samimiyetimle inanıyorum bu sıkıntılar çözülür. Bizim en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi kendi aramızda bir birlerimizle uğraşmamız. Bırakın kavgayı Sayın Başkan Nedim Türkmen. Bir kerede size yakışanı yapınız. Kendinizle yüzleşin. Geçmişi muhasebe ederken geleceği de kurgulayınız. Geçmişten ders çıkarmaktır yüzleşmek. Güzel olanda yüzleşme neticesinde yüz akı ile ayrılmak değil mi? Gidişatta problem varsa hayatta yaşananlardan yeni bir sayfa açabilmektir yüzleşmek. Yüz kızartıcı durumlardan kurtulabilmektir yüzleşmek. Tövbe edebilmek, yenilenebilmektir yüzleşmek. Bunları yapabiliyorsanız bizim için esas ve kalıcı Kahramanlık budur. SAYGILARIMLA.