AKİL SİZ SİNİZ
CHP Merkez İlçe Kongresi ile beraber moda haline getirilmek istenen AKİL ADAM akımı ne yazık ki üç haftalık bile olmadan kürtaj edildi. Ya da düşük yaptı.
Buna öncülük edenler şunu dediler, daha ne istiyorsunuz dargınları barıştırdık,yolda bir birlerini gördüklerinde cadde değiştirenleri aynı masa etrafında oturttuk. Bu çıkış karşısında da Merkez İlçe Başkanlığı seçimlerinde delegenin çoğunluğu kendilerine AKİL ADAMLAR diyen ağabeylerin işaret ettiği adaya oylarını verip bu bütünleşme yaratacak sanılan dizayna oy vererek destek olmak istediler.
O zamanlar bu girişimlere karşı çıkanlara bende karşı çıkmış ve aynen şunu yazmıştım. "CHP Ordu Teşkilatında Merkez İlçe Başkanlığı Seçimleri ile başlayan kaynaşmadan kim rahatsız oluyor ise şimdilik hata ettikleri kanaatindeyim ben….Herkesin yapması gereken bu birlikteliğin pazara kadar değil de mezara kadar olup olmadığının göstergelerini beklemek olmalı,aleyhte tek laf,tek eylem yapmamak olmalıdır" 
Gelinen noktada  birlikteliğin röntgeni hastalıklı çıktı.Sayısız kırık,sayısız kanama odağı ve sayısız deforme olmuş hücre,organ var röntgende. 
Çünkü akil adam olmanın birinci şartı olaylara taraf olmadan BÖLÜNMEMİŞ bir mantıkla bakabilmekten geçiyordu. Eee hali ile doktor heyeti pardon akil adam heyeti olaylara bölünmemiş bir mantık ve tarafsız gözle bakmayınca hastanın röntgeninin bu kadar kısa sürede eskisinden daha ağır hale gelmesi de kaçınılmaz oldu tabiî ki.
Bu kısa sürede gözlemlediğim o kadar acı bir tablo var ki ortada. Aslında akil adam söylemleri ile ortaya çıkanların büyük bir kısmı CHP Ordu İl Teşkilatını kendi tapu kayıtlarında olan bir arsa ya da ev zannederek hareket ettiler. Sahibi olduğunu zannettikleri bu arsaya yapılacak evin oda sayısından, kat sayısına ve bahçesine dikilecek - dikilmeyecek ağaç- çiçek çeşitlerine kadar her şeye karar vermeye kalktılar.Kısacası sahibelik duygusu ile dizayn etmeye kalktılar çalıştılar koskoca partiyi hem de örgüte rağmen.
Benim kanaatim şu ki siyasette belli bir noktaya gelmiş olan insanların her şeyden evvel örgütü kabullenmesi onu o noktaya getirenin örgüt olduğunu görmesi ve aslında siyaseten her şeyin sahibinin örgüt olduğunu bilmesi kanıksaması gerekir. Ama ne yazık ki sadece bu gün değil özellikle 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinden sonra örgüt içinde bu kültür değişti ve belli makamlara gelenler o makamların ağırlığı altında ezildi. Farkında olmadan kendi bulunduğu noktaya haset eder oldu. Evet evet yanlış okumadınız kendi kendine haset eder oldu.
O haset ve makam sarhoşluğu kendini örgütün üstünde görme duygusunu öylesine patolojik hale getirdi ki artık bulunduğu makamın dışında, partinin de sahibi olduğu hissi her gelenin bedenini sardı. Bu sahibelik duygusu ile de Mahalle Delegesinden tutunda İlçe Başkanı, İl Başkanı,Belediye Başkanı, Belediye Meclis Üyesi , İl Genel Meclisi Üyesi ve Kurultay Delegesi sıralamalarının  belirlenmesinin  kendi hakları olduğu tavrını sergilemelerine kadar gitti hastalığın yan etkileri.
Önümüzdeki İl Başkanlığı seçimlerinde delegemize düşen en büyük görev bence partinin asıl sahibinin üyelik bilinci ile başlayan örgüt olduğunun, makamı ve mevkisi kim olursa olsun örgütün üstünde kimsenin olamayacağının çakma akillere hatırlatılması bir şamar gibi suratlarına vurulması olacaktır.
Ey sevgili CHP üyeleri şuna önce biz inanmalıyız, bu partinin kimse sahibi falan değil, örgüt varsa onlar ve onlara bahşedilen makamlar var yoksa yok. Hasetlerinden uzak durmaları demek örgütün huzura kavuşması demek olacaktır. Yoksa hasetçinin asla ve asla huzuru olmaz.
Bunu da onlara hatırlatmak sizlere düşüyor çünkü; AKİL SİZ SİNİZ başkası değil.

CHP Merkez İlçe Kongresi ile beraber moda haline getirilmek istenen AKİL ADAM akımı ne yazık ki üç haftalık bile olmadan kürtaj edildi. Ya da düşük yaptı.Buna öncülük edenler şunu dediler, daha ne istiyorsunuz dargınları barıştırdık,yolda bir birlerini gördüklerinde cadde değiştirenleri aynı masa etrafında oturttuk. Bu çıkış karşısında da Merkez İlçe Başkanlığı seçimlerinde delegenin çoğunluğu kendilerine AKİL ADAMLAR diyen ağabeylerin işaret ettiği adaya oylarını verip bu bütünleşme yaratacak sanılan dizayna oy vererek destek olmak istediler.

O zamanlar bu girişimlere karşı çıkanlara bende karşı çıkmış ve aynen şunu yazmıştım. "CHP Ordu Teşkilatında Merkez İlçe Başkanlığı Seçimleri ile başlayan kaynaşmadan kim rahatsız oluyor ise şimdilik hata ettikleri kanaatindeyim ben….

Herkesin yapması gereken bu birlikteliğin pazara kadar değil de mezara kadar olup olmadığının göstergelerini beklemek olmalı,aleyhte tek laf,tek eylem yapmamak olmalıdır" Gelinen noktada  birlikteliğin röntgeni hastalıklı çıktı.Sayısız kırık,sayısız kanama odağı ve sayısız deforme olmuş hücre,organ var röntgende. Çünkü akil adam olmanın birinci şartı olaylara taraf olmadan BÖLÜNMEMİŞ bir mantıkla bakabilmekten geçiyordu. Eee hali ile doktor heyeti pardon akil adam heyeti olaylara bölünmemiş bir mantık ve tarafsız gözle bakmayınca hastanın röntgeninin bu kadar kısa sürede eskisinden daha ağır hale gelmesi de kaçınılmaz oldu tabiî ki.Bu kısa sürede gözlemlediğim o kadar acı bir tablo var ki ortada.

Aslında akil adam söylemleri ile ortaya çıkanların büyük bir kısmı CHP Ordu İl Teşkilatını kendi tapu kayıtlarında olan bir arsa ya da ev zannederek hareket ettiler. Sahibi olduğunu zannettikleri bu arsaya yapılacak evin oda sayısından, kat sayısına ve bahçesine dikilecek - dikilmeyecek ağaç- çiçek çeşitlerine kadar her şeye karar vermeye kalktılar.Kısacası sahibelik duygusu ile dizayn etmeye kalktılar çalıştılar koskoca partiyi hem de örgüte rağmen.Benim kanaatim şu ki siyasette belli bir noktaya gelmiş olan insanların her şeyden evvel örgütü kabullenmesi onu o noktaya getirenin örgüt olduğunu görmesi ve aslında siyaseten her şeyin sahibinin örgüt olduğunu bilmesi kanıksaması gerekir. Ama ne yazık ki sadece bu gün değil özellikle 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinden sonra örgüt içinde bu kültür değişti ve belli makamlara gelenler o makamların ağırlığı altında ezildi. Farkında olmadan kendi bulunduğu noktaya haset eder oldu. Evet evet yanlış okumadınız kendi kendine haset eder oldu.

O haset ve makam sarhoşluğu kendini örgütün üstünde görme duygusunu öylesine patolojik hale getirdi ki artık bulunduğu makamın dışında, partinin de sahibi olduğu hissi her gelenin bedenini sardı. Bu sahibelik duygusu ile de Mahalle Delegesinden tutunda İlçe Başkanı, İl Başkanı,Belediye Başkanı, Belediye Meclis Üyesi , İl Genel Meclisi Üyesi ve Kurultay Delegesi sıralamalarının  belirlenmesinin  kendi hakları olduğu tavrını sergilemelerine kadar gitti hastalığın yan etkileri.Önümüzdeki İl Başkanlığı seçimlerinde delegemize düşen en büyük görev bence partinin asıl sahibinin üyelik bilinci ile başlayan örgüt olduğunun, makamı ve mevkisi kim olursa olsun örgütün üstünde kimsenin olamayacağının çakma akillere hatırlatılması bir şamar gibi suratlarına vurulması olacaktır.Ey sevgili CHP üyeleri şuna önce biz inanmalıyız, bu partinin kimse sahibi falan değil, örgüt varsa onlar ve onlara bahşedilen makamlar var yoksa yok. Hasetlerinden uzak durmaları demek örgütün huzura kavuşması demek olacaktır. Yoksa hasetçinin asla ve asla huzuru olmaz.Bunu da onlara hatırlatmak sizlere düşüyor çünkü; AKİL SİZ SİNİZ başkası değil.