Erken seçim olur mu, olmaz mı derken; seçim süreci çoktan başladı! Anayasa değişikliği olmadan Erdoğan’ın bir kez daha aday olabilmesi erken seçime bağlı olduğuna göre, seçimlerin erken değil ne kadar erken olacağıdır asıl mesele!

Mayıs seçimlerinden hemen sonra başladığı anlaşılan henüz adı ilan edilmeyen ‘açılım, çözüm’ sürecinin dokunuşları yaşanan ağır ekonomik sorunları arka plana ittiği gibi, siyasetinde gündemini değiştirdi, taşları yerinden oynattı!

Ekim 2023’ten önce başlayan Öcalan sürecindeki belirsizlikler devam ediyor…

Yerel seçimlerde CHP birinci parti olunca, iktidar her seçimde olduğu gibi yine muhalefet bloğunu dağıtma projelerine hız verdi. İktidarın iç siyasette her zaman uyguladığı strateji iç çatışma yaratmak ve fazla öne çıkan figürleri yıpratmak aynı zamanda muhalefet cephesinde diğer figürlere siyaset alanı açarak dengelemek.

Nasıl ki 2018’de Muharrem İnce’nin öne çıkmasından sonra Muharrem İnce Kemal Kılıçdaroğlu mücadelesinde iktidar ve medyası tartışmaların tarafı halini almışsa…

Proje hem CHP’nin kalıcı başarısının önüne geçmek hem iktidarı sürdürmek için muhalefetin dağınık olması, kendi içinde adaylık rekabetinin kızışması, muhalefetin bir araya gelme şartlarını ortadan kaldırılmaya yönelik kurgular…

Burada esas belirleyici olan ana muhalefet CHP’nin durumudur. CHP yerel seçimlerde almış olduğu başarıyı kalıcı hale getirmek yerine yoğun iç tartışmalarla süreci heba etmektedir. Yerel seçimlerden sonra başlayan tüzük kurultay tartışmaları her ne kadar sancısız geçse de iç tartışmalar hala bitmiş değil.

Cumhurbaşkanlığı adaylık tartışmalarıyla birlikte Kılıçdaroğlu kanadının öncülük ettiği olağanüstü kurultay tartışmaları gündemdeki yerini korumaktadır. Bu arada Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na açmış olduğu dava hukuksuzluğu, garabeti, yargının siyasetin aracı haline getirilmesi bir tarafa dava Kılıçdaroğlu’nu yeniden siyasi aktör-güç haline getirme projesi, CHP içindeki ayrışmayı derinleştirme davasıdır. CHP, Genel Başkanlık düzeyinde Kılıçdaroğlu’na duruşmada destek verirken, duruşmadaki tablo kurultay isteği olan tarafların isteğini kabartmıştır.

Hiç kuşku yok CHP’nin toplumun temel dertleriyle meşgul olmak yerine iç çekişmelerle meşgul olması tamda iktidarın istediği bir durumdur.

İktidar, CHP içinde cumhurbaşkanlığı adaylığında öne çıkan isimler Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Genel Başkan Özgür Özel arasındaki rekabet varmış görüntüsünü öne çıkarırken kutuplaştırma siyasetiyle tabanını konsolide etme çabasındadır.

İktidar en ileri bir hamleyle Abdullah Öcalan’a gelsin TBMM’de konuşsun derken, DEM’li belediyelere kayyum atayarak DEM’i radikalleştirirken, CHP’ye giden-gidecek seçmeni geri çekmek, CHP’den uzaklaştırmak… CHP’li belediyelere kayyumlar atayarak DEM, CHP yakınlaşma görüntüsüyle milliyetçi seçmeni CHP’den uzaklaştırmak… hem CHP, DEM görüntüsü hem de sosyal medyadaki ‘’sahte Kemalist’’ hesaplarıyla Atatürkçülerle CHP yönetimi arasını açmak…

Tunceli’ye Kayyum atanması sokakları hareketlendirmiş, Tunceli Belediye Eş Başkanı Birsen Orhan ‘’bunlar işgalci, bunlar Dersim’i 1938’de nasıl işgal ettilerse bugün yine belediyelerimizi işgal ettiler’’ diyerek kayyum ataya iktidarı değil, Atatürk’ü hedef almıştır.

Birkaç gün önce bakan düzeyinde Atatürk’e en ağır eleştiriler yönelten iktidar cenahı, iktidarın atadığı kayyum eliyle Tunceli Belediyesine asacağı Atatürk fotoğrafları, Atatürkçü olduklarını gösterir mi yoksa Tunceli sokaklarında bağıran Birsen Orhan’la aslında aynı yerde oluklarını mı gösterir?

Kayyum atamaları hız kazanırken, ilerleyen günlerde kayyum sayısının daha da artacağı iddia edilirken Nasuh Mahruki’nin attığı twetten dolayı tutuklanması, Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz hakkında ‘’Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’’ suçundan soruşturma başlaması kutuplaştırma siyasetiyle birlikte toplumu baskılama siyasetinin devam edeceğini göstermektedir. Bundan sonra iktidar istediği gazeteci veya herhangi bir kişi hakkında bu gerekçelerle soruşturma açabilir!

2017 referandumunda mühürsüz oylar geçersiz sayıldı, sistem değişti! 2019’da aynı zarf içinde 4 oydan biri geçersiz sayıldı, seçim iptal edildi! Şimdi elektronik oylamaya geçilmek isteniyor, bütün bunlar yaşanmışken Nasuh Mahruki güvenmediğini söylediği için tutuklandı!

Muhalefet bu büyük planları görmek yerine iç iktidar mücadeleleriyle meşgul olmaya devam ederse gelecek günler bugünden daha iyi olmayacaktır.