Nursel AYDOĞAN diye bir BDP li, “bu bahar Türk gençleri ölecek!” dedi.
Bu sözü gazetelere yansımadan, askerler, polisler görevleri başında haince saldırılar ve kahpece hazırlanmış mayınlar sayesinde şehit ediliyorlardı.
Bir avuç PKK uzantısı mecliste haince ağızlarından salya akarak askerlere ve polislere hakaret ediyorlardı. Ve akabinde yine pusu, yine şehitler.
Ateşler gönülleri yakmaya devam ediyor. Çocukların kalpleri ıssız, duyguları karma karışık. Hüzün var evlerinde. Kim dur diyecek, bu terörü kim sonlandıracak. Kimse bilmiyor.
Amerika ve Mossad köpekleri kahpe PKK şiddetini arttırarak devam ediyor. Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN Diyarbakır da CHP yi topa tutarken, Kürt sorununu çözeceğini ifade ederken hatta ve hatta verdiğim sözlerim arkasındayım derken bir binbaşı ve bir uzman jandarma mayın tuzağından şehitlik mertebesine çıkıyor.
Gözler yaşlı, gönüller hırçın artık. Söz vermekle, taviz vermekle terörün bitmeyeceğini hükümette anlamalı. Görüyorsunuz o.çocukları gündemden düşmüyor. Verdikçe istiyorlar, verdikçe istiyorlar. Hükümet bilmeli ki bunun sonu yoktur.
Aslında CHP Yalova milletvekili Muharrem İNCE, yaraya parmak bastı. Bu Kürt sorunuysa dedi çözümü kolay. Ama bu Kürdistan sorunuysa çözümü yok. O zaman sonuca başka yollarla gideceksin.
Ya böleceksin, ya da gerektiği gibi adam gibi davranacaksın.
Dün komutanlar suçlu dediniz, askerler vatanı sattı dediniz, askerler PKK ile iş birliği yaptı dediniz, ama bugün sorunu çözmek adına Oslo da PKK militanlarıyla siz görüştünüz, İmralı canisiyle siz görüştünüz,Habur kapısında davullarla birlikte askerimizi, polisimizi, öğretmenlerimizi katleden köpekleri siz karşıladınız. Hanginizin çocuğu askere gidiyor? Hanginizin çocuğunun ayağında kester günlerce duruyor?
Dün Kıbrıs çıkartmasında 7 sinden 77 sine hepimiz askeriz, hepimiz ölmeye hazırız diyenler sizlerin sayesinde bugün oğullarını askere gönderirken endişe duyuyorlar.
Dün 34 kaçakçı Uludere de öldürülürken buna cinayet diyenler geçen hafta kaçakçılar devlete meydan okurcasına 700 katır ile silah, sigara ve mazot taşıdılar. Hükümet ve yandaşları hatta bazı muhalifler yargılamak için birilerini ararken bu olaya çanak tuttular.
Bu polisler, bu askerler kimin için, ne için şehit oluyor beyler. Kendi yurtlarında kendi yurttaşları tarafından hunharca öldürülen bu insanlar kime ve neye karşı savaştıklarını dahi bilmeden kara toprağın altına giriyor beyler.
Adını koyun bu olayın, adını koyun.
Korkmaya gerek yok artık. Yürekli milletvekilleri istiyoruz biz, yürekli bakanlar istiyoruz. O çocuklarına çanak tutanları istemiyoruz biz.
Yurdumuzda ağalar beyler gibi karşılanan misafir edilen dünkü çapulcu Barzani bile Kuzey Irak ta sesini yükselterek, hem de Türk semalarına bakarak, Kürtler artık bir vücut oldu, Kürtleri kimse bölemez diyebilmektedir. Büyük Kürdistan’ı kurabileceğiz diyebilmektedir.
Evet, olan gene Türk analarına oldu. Ciğerleri yandı şehit analarının. Bembeyaz tülbentleri oğullarının kırmızı kanıyla kırmızıya boyandı. Oğulları kurban edildi güney doğuda. Sen, ben ağlama anam, ağlama sevdam desek de biliyoruz ki bu beceriksizler sorunu çözmedikçe bu kan akmaya devam edecek.
GÜNÜ SÖZÜ: BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜZERİNDEKİ KANDIR, TOPRAK EĞER UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR…