Değerli okurlarım, bu cennet vatanımızın her bölgesinde kan vardı, korku vardı, ateş vardı, yürekler yanıyordu, anneler gözü yaşlı ağlarken, babaların yürekleri kan doğuruyordu. Evlere yıldırımlar düşüyordu, kavruluyordu kardeşlerin yürekleri. 1984 ten beri nifak tohumu eken PKK Avrupa ve ABD den almış olduğu destekle eylemler üzerine eylem yapıyor, yürekleri ve vicdanları ağlatıyordu.
AKP iktidarı bu kanın durması için önemli bir çalışma başlattı. Bu çalışmanın ismi çözüm süreciydi. Kürtler ve PKK Türkiye Cumhuriyeti Devletinden ne istiyorlardı? Beklentileri neydi? Türkler bu beklentilere nasıl cevap veriyorlardı?
İşte çözüm sürecinin kör düğüm olduğu nokta burasıdır. Ancak iktidar ne kadar iyi niyetle yaklaşırsa yaklaşsın vermiş olduğu tavizlerle PKK yı şımartıyor ve Güneydoğu ve doğu Anadolu bölgesinde azdırıyordu. Son olaylara baktığımızda Güneydoğuda iki aile çatışıyorlar. Bunun sebebi ne biliyor musunuz, bir ailenin çocuklarını izinsiz dağa kaldırmışlar. Bu aile suçlu bulduğu diğer aile ile çatışıyor ve 6 ölü bir o kadar da yaralı.
Güneydoğu ve doğu Anadolu bölgesinde emniyet ve asayiş görevi yapan jandarma ve polise karşı halkın müthiş bir direnişi var. Ne yazık ki devletin öğeleri de bu direnişe sebep oluyorlar. Biliyorsunuz son günlerde bir kaçakçılık olayında kaçakçıya dur ihtarı çeken jandarma birimlerinin emrini dinlemeyen kaçakçılar jandarmaya ateş ediyor, jandarmada ateşe ateşle karşılık vererek kürt vatandaşının ölümüne sebep oluyor. Sonuç olarak jandarmanın kaçakçılara karşı silah kullanma yetkisi vardır, dur ihtarına uymayana karşı da silahını kullanmıştır. Ölüm acıdır, üzüntü vericidir. Ancak hukuk dışı yapılan bir eylemde görevlilerin emirlerinin yerine getirilmesi gerekir. Yoksa devletin devlet ciddiyetliliği ortadan kalkar.
Peki burada kaymakam ne yapıyor, ölen vatandaşın evine giderek; Kanınız yerde kalmayacak, öcünüz alınacaktır diye Türk jandarmasına tehditler savuruyor. Sen kimin kaymakamısın be adam! Sen hangi devletin kaymakamısın! Amacınız, gayeniz nedir?
Diğer taraftan BDP başkanı Selahattin Demirtaş, TV lerde demeç veriyor; çözüm sürecinde Türkiye Cumhuriyeti başbakanı ne ise Kürt lideri Abdullah Öcalan da odur diyor. Ve başbakanın, hükümetin kendilerine bazı sözler verdiğini geveliyor. Vay anasını demekten kendimizi alamıyoruz.
Güneydoğuda PKK askerini kuruyor, PKK polisini kuruyor, PKK devlet hastanesine ölen bir yandaşlarını getirerek toplu olarak eylem yapabiliyorlar ama bizim TC den ses yok..
Hükümet aynaya baksın, icraatlarını görsün ve yanlıştan dönsün. Sürekli kendi kalemize gol yiyoruz haberleri olsun…
Değerli okurlarım, bu cennet vatanımızın her bölgesinde kan vardı, korku vardı, ateş vardı, yürekler yanıyordu, anneler gözü yaşlı ağlarken, babaların yürekleri kan doğuruyordu. Evlere yıldırımlar düşüyordu, kavruluyordu kardeşlerin yürekleri. 1984 ten beri nifak tohumu eken PKK Avrupa ve ABD den almış olduğu destekle eylemler üzerine eylem yapıyor, yürekleri ve vicdanları ağlatıyordu.
AKP iktidarı bu kanın durması için önemli bir çalışma başlattı. Bu çalışmanın ismi çözüm süreciydi.
Kürtler ve PKK Türkiye Cumhuriyeti Devletinden ne istiyorlardı?
Beklentileri neydi?
Türkler bu beklentilere nasıl cevap veriyorlardı?İşte çözüm sürecinin kör düğüm olduğu nokta burasıdır. Ancak iktidar ne kadar iyi niyetle yaklaşırsa yaklaşsın vermiş olduğu tavizlerle PKK yı şımartıyor ve Güneydoğu ve doğu Anadolu bölgesinde azdırıyordu.
Son olaylara baktığımızda Güneydoğuda iki aile çatışıyorlar. Bunun sebebi ne biliyor musunuz, bir ailenin çocuklarını izinsiz dağa kaldırmışlar. Bu aile suçlu bulduğu diğer aile ile çatışıyor ve 6 ölü bir o kadar da yaralı.Güneydoğu ve doğu Anadolu bölgesinde emniyet ve asayiş görevi yapan jandarma ve polise karşı halkın müthiş bir direnişi var. Ne yazık ki devletin öğeleri de bu direnişe sebep oluyorlar. Biliyorsunuz son günlerde bir kaçakçılık olayında kaçakçıya dur ihtarı çeken jandarma birimlerinin emrini dinlemeyen kaçakçılar jandarmaya ateş ediyor, jandarmada ateşe ateşle karşılık vererek kürt vatandaşının ölümüne sebep oluyor.
Sonuç olarak jandarmanın kaçakçılara karşı silah kullanma yetkisi vardır, dur ihtarına uymayana karşı da silahını kullanmıştır. Ölüm acıdır, üzüntü vericidir. Ancak hukuk dışı yapılan bir eylemde görevlilerin emirlerinin yerine getirilmesi gerekir. Yoksa devletin devlet ciddiyetliliği ortadan kalkar.Peki burada kaymakam ne yapıyor, ölen vatandaşın evine giderek; Kanınız yerde kalmayacak, öcünüz alınacaktır diye Türk jandarmasına tehditler savuruyor. Sen kimin kaymakamısın be adam! Sen hangi devletin kaymakamısın! Amacınız, gayeniz nedir?Diğer taraftan BDP başkanı Selahattin Demirtaş, TV lerde demeç veriyor; çözüm sürecinde Türkiye Cumhuriyeti başbakanı ne ise Kürt lideri Abdullah Öcalan da odur diyor. Ve başbakanın, hükümetin kendilerine bazı sözler verdiğini geveliyor. Vay anasını demekten kendimizi alamıyoruz.
Güneydoğuda PKK askerini kuruyor, PKK polisini kuruyor, PKK devlet hastanesine ölen bir yandaşlarını getirerek toplu olarak eylem yapabiliyorlar ama bizim TC den ses yok..Hükümet aynaya baksın, icraatlarını görsün ve yanlıştan dönsün. Sürekli kendi kalemize gol yiyoruz haberleri olsun…
