Yücesin ey gönül arşa sığdıramadım seni,
Sevdiklerimle sınayıp kırdın bendeki beni,
Yerle bir ettin sol yanımda sakladığım kalbi,
Canımı yakıyor odacıklarındaki batma hissi,
Sevdiklerimmiş meğer gözümdeki yaşın sebebi,
diyerek başlayalım anlatmaya ne dersiniz.
İnsanlar, duygu, düşünce, algı ve yorumlarıyla birer birey olduğu gibi, bulunduğu topluluğun değer yargılarına, gelenek ve göreneklerine de bağlı kalarak içinde yaşadığı toplumun da bir parçasıdır. Her insan kendine has özellikleriyle farklı bir yapıya sahip olsa da hayatını yalnız başına devam ettirmesi mümkün değildir.Aileden başlayan topluluk, mahallesi, şehri, ülkesi ve içinde yaşadığı yer ile bütünleşir,yaşamını daha mutlu ve anlamlı kılınması için ailesine,dostlara, sevenlere ve sevilenlere ihtiyacı vardır ve hayatında hepsi değerlidir.İnsanların çevresinde geniş kitleler olsa da,beraber olduğu , görüştüğü, her an yüz yüze baktığı insanlar en yakınındakilerdir. Her ne kadar,"hayatta babana bile güvenmeyeceksin dense de,"insan yakınında olanlara bağlanmak, güvenmek ve onları daha çok sevmek adına taşıdığı duygudan doğal bir şey olamaz. Duyulan güven ve sevgi sebebiyledir ki, sevilen tarafından sevene karşı takınılan olumsuz tavır, davranış veya söylenen sözler, başkalarınınkine nazaran daha incitici, yaralayıcı olur.
İnsan,hiç tanımadığı kimselerden bir olumsuzluk, bir haksızlık gördüğünde çok incinmez,yaralanmaz, en azından hayal kırıklığına uğramaz ama dostundan, sevdiği birinden gördüğü küçük bir incitici davranışa katlanmakta zorluk çeker. Çünkü o kişi herhangi biri değildir; iyi ve kötü gününde hep yanında olmasını beklediği güvendiği kimsedir. Bunun içindir ve de gariptir ki en çok incittiğimiz-incindiğimiz kişiler en çok sevdiklerimiz olmuştur.Bu normal yaşamımızda ve siyasal yaşamımızda da böyle olmuştur.Hani bir söz vardır," “Sevdiklerinizle siyaset yapmayınız. Zira siyaset dostlukları zedeler. Siyasetçiler yollarına devam ederken; Siz dostlarınızı yitirdiğinizle kalırsınız.” diye,şimdi diyeceksiniz ki buraya kadar yazının akışı iyiydi,siyaset ne alaka diyeceksiniz,iyisiyle kötüsüyle, yanlışıyla doğrusuyla siyasetin içerisinde bulunduk,menfaat ve çıkarı biten siyasetçilerin kafasını kaldırıp insan yüzüne bakmadıklarını gördük,incineceğimizi bile, bile bazen sevilmemesi gereken insanları boşuna sevip güveniyoruz galiba,
Belki boş vermek gerek, belki haddinden fazla önemsemek , belki gerektiği kadar ama netice itibariyle verilen değerle alakalı her şey.Milletvekili genel seçimlerinde meydanlarda nara atan siyasilerin sesine halk kulak verdi al işte sana koalisyon,meydanlarda söylediklerinizin arkasında durun ve hesap sorun dedi,seçilip meclise giden liderler ne yaptı halkın sesine kulak vermeden kendi bildiklerini okuyarak oy veren seçmenleri derinden incitti.
Okul arkadaşım (M.P) sosyal paylaşımda incindiğini bakın nasıl haykırmış;
"Bu ülkede;Siyasi ahlak o kadar çirkefleşti ki, sanki her şeyi ile tavan yapar duruma geldi.Hele de siyasette bilgi kirliliği.Gerçi; bu kirlilik yaşam alanına girdiğimiz her yerde var.Bu nedenle; ''SİYASİ AHLAK'' yasasının bir an evvel meclisten çıkarılması zorunluluğu ortaya çıktı.Bazı partilerde; parti DİSİPLİNİ diye bir şey yok zaten.İftira,yalan, dolan,gıybet dedikodu her şey var.Tırıla gidiyor o onu demiş, bu bunu demiş vallahi.Ulan utanın be.Bu millet sizi iftira, dedikodu, kavga edin diye mi seçti.Yoksa; bir araya gelin uzlaşın, hükümeti kurun, ülkenin bir yığın altından çıkılması çok zor olan sorunlarını çözmeyin diye mi seçti acaba.Ulan seçim olduktan bu yana dağ fare bile doğuramadı.Sürekli kayıkçı kavgası.Bu halk bir erken seçimde bir daha sandığa gitmez.Giderse de bazılarından intikam almak için gider, sandığa da tam gömer.Ondan sonra da iş işten geçtikten sonra yandı gülüm keten helvası demeye başlanılır.Oh be ne güzel.Bir daha seçim bütçesi.Tamda ballı börek öyle ya altında kalanın canı çıksın.Hakkımı helal etmiyorum.Yazıklar olsun çirkeflik ve mızıkçılık yapanlara!!!..???"İşte böyle diyor,halkın birçok kesimi gibi,
Gerek normal yaşamda gerekse siyasal hayatta değer verdiğin insana gösterdiğin merhamet sevgisinin karşılığını beklersin kimi zaman. kimi zaman her insan gibi hatalar yaparsın. yağmurda bile ıslanamazsın çünkü hataların bir çamur gibi vücuduna yapışmıştır artık. köşene çekilip sadece düşüncelere dalarsın sabahların en kuytu saatlerinde.Sözler tartışmaları yaratmıştır. Tahammül sınırlarını aşmış kavgalara,Siz kavga ede durun bakalım gelecek erken seçimde halk ne yapacak,sanırım bazılarına bileti kesecek ve göremedikleri adresi gösterecek.