BAYRAM VE TELEFERİK
Bayram gelince ülkemizde son yıllarda yaygın olarak yapılan, bir tatil yöresi belirleyip, orada bayram süresince oluşan resmi tatilden yararlanılarak gönlünce eğlenip, dinlenmek oluyor. Bunda garip olan birşey yok bence.Yıl içinde büyükleriyle zaten beraber olanların,imkanlarıda olunca bu fırsatı farklı değerlendirmek yoluna gitmelerinde hiç de garipsenecek bir şey yok. Ancak bayram tatili içinde de aile büyüklerinin, birinci dereceden yakınlarını yanlarında görmek istemelerinden daha doğal başka bir şey de olamaz.
Bayram da ailecek, Ordu'da ki büyüğümün yanında olmanın keyfini yaşamak istedik. Ordu'da hava tüm Karadeniz'de olduğu gibi ılıman, hatta sıcaktı. Zaman zaman kara bulutlar ve inceden "çise" tabir edilen yağış şöyle bir geçsede üstümüzden, çoğu kez güneş güleryüzüyle içimizi ısıttı. Ordu'nun sırtını dayadığı Boztepe her zaman ki gibi muhteşemdi.
Belediye Başkanı Seyyit Torun'un Ordu'ya yaptığı en büyük hizmet olan teleferik siteminde çalışan kabinler bayram süresince hiç boş kalmadı.Tepeye doğru kabin de birlikte yol aldığımız sakallı ve cüppeli beyefendinin gün içinde dördüncü kez çıkışı olduğunu öğrendik. 5 Tl gidiş ve dönüş 2.5 TL öğrenci fiyatlar çok makul, umarım hiç boş kalmıyordur. Yoksa ardı ardına hiç beklemeksizin hareket eden sistem arada birde olsa boş çalışıyorsa zarar ediyordur.
Tabi ki bu tip sistemler zarar da etse kamu yararı olduğu için çalıştırılmalıdır. Ticari işletme gözüyle bakılamaz. Tıpkı büyükşehirler de ki metro ve otobüsler gibi. Teleferik te ki sakallı beyefendi, projenin aslında yanlış yerden çalıştırıldığını söyleyerek, Ordu'nun girişinde ki rıhtım yada eski adıyla Keçiköy, yeni adıyla Güzelyalı'dan çalıştırılması gerektiğini söyledi. Bende belediye başkanını överek, imkanları dahilinde yapılması gerekeni yaparak, Ordululara modern bir taşıma aracı sunduğunu belirttim. Hatta sadece bu nedenle de olsa ilerde başkalarının da Boztepe'ye farklı bir yönden başka bir teleferik sistemi daha kurabileceğini belirttim.Sakalı beyefendi teleferiğin aslında daha önce Akgün zamanında yapılabileceği halde yapılmadığını,güzergahının yapılmış olsa farklı olacağını ısrarla söylemesi üzerine de "kim ne zaman yapmışsa işi, Miladı onundur" diyerek Ankara Metro'sundan örnek verdim. Ankara Metro'su bilinidiği gibi iki farklı güzergahta hafif ve ağır raylı taşım olarak Karayalçın'ın belediye Başkanlğı döneminde başlanmış, hafif raylı taşım olan ve bir ucu Şehirler arası otobüs terminaline ulaşan Ankaray, Melih Gökçek seçimi kazandığında Karayalçın'a göre yüzde 95, Gökçek'e göre yüzde 60-70 oranında tamamlanmıştı.Metro ise Karayalçın'a göre yüzde 40-60, Gökçek'e göre ise yüzde 21-40 oranında tamamlanmıştı. Karayalçın her iki projenin tümüyle yapımı için gerekli parayı Alman ve Japon piyasalarına mark ve yen üzerinden borçlanarak sağlamış olduğundan, Gökçek çok pahalı bulduğu halde projeyi bu borç kredisi ile tamamlamış ve hizmete açmıştı. Karayalçın'ın ekibince pahallı olmasına iki ana neden gösterilmişti. Birincisi, Kızılay ortak istasyonu yarma yoluyla değil, trafiği aksatmamak için aşağıdan yukarıya doğru iki kat olarak yapılmıştı.İkincisi ise elektrifikasyon sistemi ile ray, vagon sistemi Türkiye'de yapılamayan pahallı sistemlerdi. Bunlardan hele ki elektrifikasyon yani elekrikle raylarda trenin hareketini sağlayan sistem ile sinyalizasyon sistemi, diğer işler olan yarma,delme ,tünel, aşağıdan yukarı inşaat ve ithal vagonlara göre çok daha pahallıydı. Anımsadığım kadarıyla Gökçek o zaman elektrifikasyon sistemi ve vogonların Eskişehir'de ki DDY'nin atolyelerinde yapılacağını iddia etmiş, hatta yeni metro hatları yapmak üzere sipariş bile vermişti.
Görgü çok önemli. İnsan gezdikçe yeni şeyler öğreniyor, savunduklarından vaz geçiyor.Gökçek, hiçde kolay olmadığını yaklaşık 20 yıllık belediye yaşamı ile ve yaptığı yurt dışı gezilerle çok iyi öğrenmiş olmalı. Bir metre metroyu bu uzun belediyecilik döneminde yapamadı. İnsanların araba sevdasını kamçılayan üst ve alt geçitler yaptırdı ki bunlarda mesaii saaati bitiminde tıkanarak, çözüm olmadığını kendisine gösterdi. Gökçek bu köprülerden bazılarını süre olarak kısa sürede yaptığını söyleyip övünse de bildiğim kadarıyla Karayalçın döneminde yapılan bir köprü, Gökçek'in belirttiği sürelerinin bile altında olan kısa bir sürede yapıldı. Ancak konu bunlar değil tabi.
Konu şu; ilk kim bir şey yaparsa, yapılan onunla anılır. AP'li belediye başkanı Barlas'ın planladığı söylenir metroyu . Oysa ben belediye tarihini belediye kaynaklarından araştırdığımda 1963 yılında CHP'li Halil Sezai Erkut'un planladığını hatta ilk kazmayı vurdurduğunu öğrendim. Sonra CHP'li Dinçer zamanında da Kızılay'da -sonradan başarılamayınca üstü kapatılan -bir çalışma oldu. "Bir işe başlamak onun yarısıdır" derler ve doğrudur ama diğer yarısıda yapmaktır. Uzaya Sovyet kozmonot Gagarin ilk olarak çıkmıştır, Ay'a da ilk Neil Amstrong ve arkadaşları ayak basmıştır. Araçları bu günkü kadar mükemmel değildir tabi. MIR uzay istasyonuda yoktur ve bugünkü gibi sık sık uzaya çıkılamamaktadır ama bu şu gerçeği değiştirmez. Uzaya ilk çıkan sovyet kozmonot Gagarindir. Bu nedenle Torun'u teleferik nedeniyle kutlarım.
Bayram gelince ülkemizde son yıllarda yaygın olarak yapılan, bir tatil yöresi belirleyip, orada bayram süresince oluşan resmi tatilden yararlanılarak gönlünce eğlenip, dinlenmek oluyor. Bunda garip olan birşey yok bence.Yıl içinde büyükleriyle zaten beraber olanların,imkanlarıda olunca bu fırsatı farklı değerlendirmek yoluna gitmelerinde hiç de garipsenecek bir şey yok. Ancak bayram tatili içinde de aile büyüklerinin, birinci dereceden yakınlarını yanlarında görmek istemelerinden daha doğal başka bir şey de olamaz.
Bayram da ailecek, Ordu'da ki büyüğümün yanında olmanın keyfini yaşamak istedik. Ordu'da hava tüm Karadeniz'de olduğu gibi ılıman, hatta sıcaktı. Zaman zaman kara bulutlar ve inceden "çise" tabir edilen yağış şöyle bir geçsede üstümüzden, çoğu kez güneş güleryüzüyle içimizi ısıttı. Ordu'nun sırtını dayadığı Boztepe her zaman ki gibi muhteşemdi. Belediye Başkanı Seyyit Torun'un Ordu'ya yaptığı en büyük hizmet olan teleferik siteminde çalışan kabinler bayram süresince hiç boş kalmadı.Tepeye doğru kabin de birlikte yol aldığımız sakallı ve cüppeli beyefendinin gün içinde dördüncü kez çıkışı olduğunu öğrendik. 5 Tl gidiş ve dönüş 2.5 TL öğrenci fiyatlar çok makul, umarım hiç boş kalmıyordur. Yoksa ardı ardına hiç beklemeksizin hareket eden sistem arada birde olsa boş çalışıyorsa zarar ediyordur.
Tabi ki bu tip sistemler zarar da etse kamu yararı olduğu için çalıştırılmalıdır. Ticari işletme gözüyle bakılamaz. Tıpkı büyükşehirler de ki metro ve otobüsler gibi. Teleferik te ki sakallı beyefendi, projenin aslında yanlış yerden çalıştırıldığını söyleyerek, Ordu'nun girişinde ki rıhtım yada eski adıyla Keçiköy, yeni adıyla Güzelyalı'dan çalıştırılması gerektiğini söyledi. Bende belediye başkanını överek, imkanları dahilinde yapılması gerekeni yaparak, Ordululara modern bir taşıma aracı sunduğunu belirttim.
Hatta sadece bu nedenle de olsa ilerde başkalarının da Boztepe'ye farklı bir yönden başka bir teleferik sistemi daha kurabileceğini belirttim.Sakalı beyefendi teleferiğin aslında daha önce Akgün zamanında yapılabileceği halde yapılmadığını,güzergahının yapılmış olsa farklı olacağını ısrarla söylemesi üzerine de "kim ne zaman yapmışsa işi, Miladı onundur" diyerek Ankara Metro'sundan örnek verdim. Ankara Metro'su bilinidiği gibi iki farklı güzergahta hafif ve ağır raylı taşım olarak Karayalçın'ın belediye Başkanlğı döneminde başlanmış, hafif raylı taşım olan ve bir ucu Şehirler arası otobüs terminaline ulaşan Ankaray, Melih Gökçek seçimi kazandığında Karayalçın'a göre yüzde 95, Gökçek'e göre yüzde 60-70 oranında tamamlanmıştı.Metro ise Karayalçın'a göre yüzde 40-60, Gökçek'e göre ise yüzde 21-40 oranında tamamlanmıştı. Karayalçın her iki projenin tümüyle yapımı için gerekli parayı Alman ve Japon piyasalarına mark ve yen üzerinden borçlanarak sağlamış olduğundan, Gökçek çok pahalı bulduğu halde projeyi bu borç kredisi ile tamamlamış ve hizmete açmıştı. Karayalçın'ın ekibince pahallı olmasına iki ana neden gösterilmişti. Birincisi, Kızılay ortak istasyonu yarma yoluyla değil, trafiği aksatmamak için aşağıdan yukarıya doğru iki kat olarak yapılmıştı.
İkincisi ise elektrifikasyon sistemi ile ray, vagon sistemi Türkiye'de yapılamayan pahallı sistemlerdi. Bunlardan hele ki elektrifikasyon yani elekrikle raylarda trenin hareketini sağlayan sistem ile sinyalizasyon sistemi, diğer işler olan yarma,delme ,tünel, aşağıdan yukarı inşaat ve ithal vagonlara göre çok daha pahallıydı. Anımsadığım kadarıyla Gökçek o zaman elektrifikasyon sistemi ve vogonların Eskişehir'de ki DDY'nin atolyelerinde yapılacağını iddia etmiş, hatta yeni metro hatları yapmak üzere sipariş bile vermişti. Görgü çok önemli. İnsan gezdikçe yeni şeyler öğreniyor, savunduklarından vaz geçiyor.Gökçek, hiçde kolay olmadığını yaklaşık 20 yıllık belediye yaşamı ile ve yaptığı yurt dışı gezilerle çok iyi öğrenmiş olmalı. Bir metre metroyu bu uzun belediyecilik döneminde yapamadı. İnsanların araba sevdasını kamçılayan üst ve alt geçitler yaptırdı ki bunlarda mesaii saaati bitiminde tıkanarak, çözüm olmadığını kendisine gösterdi. Gökçek bu köprülerden bazılarını süre olarak kısa sürede yaptığını söyleyip övünse de bildiğim kadarıyla Karayalçın döneminde yapılan bir köprü, Gökçek'in belirttiği sürelerinin bile altında olan kısa bir sürede yapıldı. Ancak konu bunlar değil tabi. Konu şu; ilk kim bir şey yaparsa, yapılan onunla anılır. AP'li belediye başkanı Barlas'ın planladığı söylenir metroyu . Oysa ben belediye tarihini belediye kaynaklarından araştırdığımda 1963 yılında CHP'li Halil Sezai Erkut'un planladığını hatta ilk kazmayı vurdurduğunu öğrendim. Sonra CHP'li Dinçer zamanında da Kızılay'da -sonradan başarılamayınca üstü kapatılan -bir çalışma oldu. "Bir işe başlamak onun yarısıdır" derler ve doğrudur ama diğer yarısıda yapmaktır. Uzaya Sovyet kozmonot Gagarin ilk olarak çıkmıştır, Ay'a da ilk Neil Amstrong ve arkadaşları ayak basmıştır. Araçları bu günkü kadar mükemmel değildir tabi. MIR uzay istasyonuda yoktur ve bugünkü gibi sık sık uzaya çıkılamamaktadır ama bu şu gerçeği değiştirmez. Uzaya ilk çıkan sovyet kozmonot Gagarindir. Bu nedenle Torun'u teleferik nedeniyle kutlarım.