Köyde zaman zaman yalnız yaşıyorum. Hem dinlenmek hem de kitap ve dergileri sakin kafa ile okuyup özümsemek için son derece uygun ortam buluyorum. Köy deresiyle, çağlayanıyla, doğasıyla henüz keşfedilmemiş, vahşi ama gururlu duruşu ile bana haz veriyor. Dağ vadilerinde patika yollarda yürümek, tırmanmak sağlığıma çok faydalı oluyor. Meyve ağaçlarının hepsi doğal ortamında meyvesini yemek isteyenlere lezzet sunuyor. Evin balkonuna oturup çay içerken denizle beraber vadileri seyretmek huzur veriyor.

                Zaman zaman elime aldığım girebi ile fındık bahçemi gezmeye ve sık dallarını kesmeye gidiyorum. Böylelikle kaslarımı çalıştırıyorum. Gücümü koruyorum. Daha doğrusu köyde yaşamak bana farklılıkları anlamamda çeşitlilik sunuyor. Hoş görülü olmayı, bencil olmamayı, sevgiyi, doğal ortamda yaşamanın bütün koşullarını öğretiyor. Yaşadığım bir macerayı anlatarak yazımı bitirmek istiyorum.
                Fındık bahçesine gittiğim bir gün yabanileşmiş insanı görünce korkup kaçan bir kedi ile karşılaştım. Ne zaman gelip bu ortama uyum sağladığını bilmiyorum. Fındık bahçesinde beni görünce önce şaşırdı, beni biraz süzdükten sonra hızla uzaklaştı. Pisi pisi diyerek peşinden yürümeye çalıştım. Kedi aldırış bile etmedi. Gözden kayboldu. Anladım ki kedi henüz insanla temas kurmamış. Doğal ortamda beslenip yaşamını sürdürüyor.

Eve geldiğimde kediye karşı merakım artmaya başladı. Kediyi kendime alıştırıp eve getirmeye karar verdim. Elime bir miktar haşlanmış et alarak tekrar bahçeye gittim. Saatlerce kediyi tekrar görmek için bekledim. Kediyi göremeden eve geldim. Sonra ki gün güneş doğunca elimdeki etle beraber yine bahçenin yolunu tuttum. Uzun arayıştan sonra kedi ile karşılaştık. Kedinin şaşkın bakışları sürerken elimdeki eti yere bırakıp, uzaklaştım. Bu şekilde kedi ile ilişki kurmaya bir kaç gün devam ettim. Kendime eğlenecek arkadaş bulmuştum. Kedi bahçeye gittiğimde eti bıraktığım yere gelmeye başladı. Artık kediye bir ad koyma zamanı gelmişti. Adını Boncuk koydum. Boş zamanımı Boncuk'la ilgilenerek geçirmeye başladım.

Birkaç gün sonra bahçede Boncuk diye çağırdığım zaman kedi yanıma yaklaşıyordu. Eti o zaman vermeye başladım. Boncuk'la artık ilişkimi kurmuştum. Bahçede benden kaçmıyordu. Yiyecek vermesem de Boncuk deyince yanıma geliyordu, başını okşayabiliyordum. Bu kadar yakınlaşmamıza rağmen bir türlü eve yaklaşmıyordu.

Bahçede eve doğru yaklaşarak et vermeye devam ettim. Sonunda evin balkonunda et vermeye başladım. Artık balkona çıkıyor Boncuk diye seslendiğimde, sesimi duyduğunda yanıma geliyor. Yiyeceğini yiyor. Kendini sevmemden sonra kendi doğal ortamına dönmek için balkondan uzaklaşıp gidiyordu. Bütün uğraşlarıma rağmen evin içine girmesini sağlayamadım. Benden başka hiçbir insana yaklaşmıyor. Yanımda birileri varsa bana da yaklaşmıyordu.

Uzun müddet Boncuk'la serüvenimiz devam etti. Ta ki evin yanına nerden geldiğini bilmediğim başka bir kedinin gelmesine kadar. Herhalde onu da birileri evin yanına koyuverip terk etmişti. Yeni gelen kedi evcildi. Doğada yaşmaya alışkın değildi. Yeni gelen kedinin de yiyecek ihtiyaçlarını görmeye başladım. Boncukla ilişkilerimiz aynen devam ediyordu.

Boncuk her geldiğinde evin etrafında yeni gelen kediyi görüyor. Kediye karşı olan kızgınlığını hırlayarak belli ediyordu. Artık eskisi gibi bana da kendini sevdirmiyordu. Bana küsmüş bir hali vardı. Bocuk diye seslendiğimde sesimi duyunca koşarak yanıma gelen Boncuk, gelmez olmuştu. Bahçede Boncuk diyerek ne kadar sesimi duyurmaya çalıştımsada Boncukla bir daha buluşamadım.Boncuk eski doğal hayatına dönmüş,beni terketmişti.