BU NASIL BAHARDIR ARKADAŞ
Daha düne kadar sınırlarını karşılıklı olarak açan bu iki ülke nasıl bu hale geldi ve şimdi herkes savaş tam tamları çalıyor. Bence başta ABD olmak üzere ve onun kanalı ile de Nato’nun da dahil olduğu birliktelik, adı bahar ama içeriği kan ve göz yaşı olan Arap Baharı safsatasını dizayn ettiğinde Türkiye bu olaya öyle ya da böyle taraf olarak baştan hata yaptı bence.
Zaten nerede duracağını şaşırdığının ilk sinyallerini önce Nato’nun Libya’da ne işi var açıklaması ardın da Nato bombardımanı karşısında sessizliği ile alenen belli etmişti zaten.
Eeee Mübarek devrildi,  Kaddafi  linç edildi de ne oldu? Mısır ve Libya halkının bir eli yağda bir eli balda şimdi değil mi….
Kanlı baharda Libya ve Mısırdaki başarılı dizaynlarından sonra işbirlikçiler gözlerine bu sefer Suriye’yi kestirdiler ve aynı oyunları Suriye’de oynatmayı denediler ama olmadı, olması da imkansız.Çünkü bu oyunları oynamaya çalışanların unuttuğu bir şey vardı,Libya ve Mısır dünya devletleri arasındaki güç bloğunda ne Amerika’nın nede başını Rusya’nın çektiği blokta yer alıyorlardı.Kısacası yalnızdılar dostları yok ama potansiyel düşmanları çoktu.Onlara verilecek herhangi bir zarara dur diyecek ağabeyleri de yoktu ne yazık ki.
Ama Suriye öyle miydi? Suriye’nin Rusya-Çin ve İran gibi üç tane ağabeyi vardı arkasında. Başını ABD’nin çektiği blok aslında biliyordu ama yinede denemek istedi sanırım.Bunu denerken iken de kendinden binlerce kilometre uzakta bulunan Suriye’ye karşı onun adına göz kulak olacak arkadaşlara ihtiyacı vardı elbette.Bu göz kulak olma işini de dolaylı da olsa Türkiye üstlendi.İddialar doğru ise Hatay’da oluşturulan kamplarda Suriye’den kaçan muhaliflere silah ve her türlü destek Türkiye istese de sağlanıyor istemese de. Çünkü bir kere bu karanlık dehlize girmişti Türkiye.
O  karanlık dehliz bizi öyle bir oyunun içine çekti ki, artık oyunun bir tarafı ve parçası olduğumuz için Suriye arkasına ağabeylerini de alarak hiç korkmadan çekinmeden keşif uçağımızı düşürüverdi.Asıl merak ettiğim bizim içinde bulunduğumuz blok ne gibi bir tavır ortaya koyacak.İnanın bunu çok ama çok merak ediyorum.Başımızı sıvazlayıp olur be koçum böyle ufak kazalar aldırma GEREKEN YAPILACAK deyip geçiştirecekler mi? Yoksa Suriye’nin arkasında duran Rusya-Çin ve İran ağabeylerine de BAHARLARINI tattırmaya cesaret edebilecekler mi? Yer mi derseniz, yemez bence…
Bütün bu olanlardan benim çıkardığım iki sonuç var.
- “Evinin penceresi camdan ise komşunun penceresini  taşlamayacaksın”.
-“ Bazen taraf olmak bi taraf olmaktan da beter sonuçlar doğurabiliyor muş?”
Bizi taraf edenlere ve taraf olduğumuz ağabeylere de sormadan edemeyeceğim “BU NASIL BAHARDIR Kİ HER TARAFINDAN KAN VE GÖZ YAŞI DAMLIYOR ARKADAŞ”….

Daha düne kadar sınırlarını karşılıklı olarak açan bu iki ülke nasıl bu hale geldi ve şimdi herkes savaş tam tamları çalıyor. Bence başta ABD olmak üzere ve onun kanalı ile de Nato’nun da dahil olduğu birliktelik, adı bahar ama içeriği kan ve göz yaşı olan Arap Baharı safsatasını dizayn ettiğinde Türkiye bu olaya öyle ya da böyle taraf olarak baştan hata yaptı bence. Zaten nerede duracağını şaşırdığının ilk sinyallerini önce Nato’nun Libya’da ne işi var açıklaması ardın da Nato bombardımanı karşısında sessizliği ile alenen belli etmişti zaten.Eeee Mübarek devrildi,  Kaddafi  linç edildi de ne oldu? Mısır ve Libya halkının bir eli yağda bir eli balda şimdi değil mi….

 Kanlı baharda Libya ve Mısırdaki başarılı dizaynlarından sonra işbirlikçiler gözlerine bu sefer Suriye’yi kestirdiler ve aynı oyunları Suriye’de oynatmayı denediler ama olmadı, olması da imkansız.Çünkü bu oyunları oynamaya çalışanların unuttuğu bir şey vardı,Libya ve Mısır dünya devletleri arasındaki güç bloğunda ne Amerika’nın nede başını Rusya’nın çektiği blokta yer alıyorlardı.

Kısacası yalnızdılar dostları yok ama potansiyel düşmanları çoktu.Onlara verilecek herhangi bir zarara dur diyecek ağabeyleri de yoktu ne yazık ki. Ama Suriye öyle miydi? Suriye’nin Rusya-Çin ve İran gibi üç tane ağabeyi vardı arkasında. Başını ABD’nin çektiği blok aslında biliyordu ama yinede denemek istedi sanırım.Bunu denerken iken de kendinden binlerce kilometre uzakta bulunan Suriye’ye karşı onun adına göz kulak olacak arkadaşlara ihtiyacı vardı elbette.

Bu göz kulak olma işini de dolaylı da olsa Türkiye üstlendi.İddialar doğru ise Hatay’da oluşturulan kamplarda Suriye’den kaçan muhaliflere silah ve her türlü destek Türkiye istese de sağlanıyor istemese de. Çünkü bir kere bu karanlık dehlize girmişti Türkiye. O  karanlık dehliz bizi öyle bir oyunun içine çekti ki, artık oyunun bir tarafı ve parçası olduğumuz için Suriye arkasına ağabeylerini de alarak hiç korkmadan çekinmeden keşif uçağımızı düşürüverdi.Asıl merak ettiğim bizim içinde bulunduğumuz blok ne gibi bir tavır ortaya koyacak.İnanın bunu çok ama çok merak ediyorum.Başımızı sıvazlayıp olur be koçum böyle ufak kazalar aldırma GEREKEN YAPILACAK deyip geçiştirecekler mi? Yoksa Suriye’nin arkasında duran Rusya-Çin ve İran ağabeylerine de BAHARLARINI tattırmaya cesaret edebilecekler mi? Yer mi derseniz, yemez bence…

Bütün bu olanlardan benim çıkardığım iki sonuç var.- “Evinin penceresi camdan ise komşunun penceresini  taşlamayacaksın”.-“ Bazen taraf olmak bi taraf olmaktan da beter sonuçlar doğurabiliyor muş?”Bizi taraf edenlere ve taraf olduğumuz ağabeylere de sormadan edemeyeceğim

“BU NASIL BAHARDIR Kİ HER TARAFINDAN KAN VE GÖZ YAŞI DAMLIYOR ARKADAŞ”….