2019’un sonuna kadar, kurulacak yeni bir hükümetle devam edilecektir.
Sandığa giden 2 kişiden 1’i: akp demiştir.
2002 yılına döndük. Mahcup akp seçmeni geri geldi. Hani şu akp’ye oy vereceğini bir türlü söyleyemeyen.
Muhtaç mı demeliydim? Muhtaçlığı binbir şekilde arttırılmış halk, böyle istedi.
Bu seçimin bir galibi daha var: TNT. Trinitrotoluen. Kimyasal bileşik bu.
Güçlü bir patlayıcı. Menfezlere yerleştirilip, bedenlere sarılıp, kamyonlara yüklenip patlatılıyor ya. Dağlıca, Çukurca, Lice, Suruç, Diyarbakır, Ankara Ulus, Ankara Tren Garı, ABD Elçiliği, İngiltere Başkonsolosluğu,... bu liste uzar gider. (Belki de temsilen saydığım ve sayamadığım Katliam’ların bir kısmında C4 de kullanılmış olabilir.)
Ama geçtiğimiz kampanya sürecinde, TNT makbuldü. Bilye takviyelisinden elbette.
Bu ülkenin Başbakanı, 10 Ekim 2015 Ankara Katliamının peşi sıra: “Anket yaptırdık, oylarımız artmış!” dedi mi, demedi mi?
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, bilmem kaçıncı Dağlıca Saldırısını (7 Eylül 2015) duyar duymaz: “Eğer 400 milletvekilliğini alabilecek veya anayasayı inşâ edebilecek sayıyı bir siyasi parti yakalamış olsaydı, durum bugün çok farklı olurdu!” dedi mi, demedi mi?
Örgütlü Şiddet’i sadece ve sadece muktedirler kullanır.
Şiddetle topluma yol/yön vermeyi, hiç kimse bana terör diyerek yutturamaz. Hele hele bu şiddetle mücadeleyi de, terörle mücadele olarak kakalamaya çabalamayın.
Gerçi ben yutmasam ne çare? Bana kakalanmasına dirensem, ne kıymeti var? Operasyon hedefine ulaştı. Derinlerin omuz, Servisin yol vermesi işi bitirdi!
10 Ekim 2015 saat 10:04’teki polislerle; o dakika ve o günden sonraki polisler çok mu farklı? Tayinler mi oldu? Yeni istihdamlar mı oldu? Tutuklu polisleri tutukevlerinden çıkartıp, "aman kardaş bir kere daha omuz ver de, şu adamları bulalım, yeni bir yerlerde patlamasınlar" mı dedin? Yoo!
Ankara Katliamcılarını; taa Gaziantep’te, çıktıkları eve kadar buldun. Sonra Diyarbakır’dakileri de buldun! Nasıl? Ne değişti?
Kimler, ne emir vermedi de, bu şerefsizler gelip Ankara ‘da patladılar? Kimler, ne emir verdi de, bu şerefsizlerin çıktığı yeri buldunuz?
İktidarı kaybetmek üzere olanlar: Kürt’ün neyi eksik? diyerek, Süreç'i -sözde- bitirdiler! Ardından “Süreç buzdolabında” diyerek de, Kürtler’e ve diğer taraflara “valla vakti gelir-gelmez çözüm sürecine devam edeceğim!” dediler.
Kürtleri; kart, kurt, kürt statüsünde tutmak isteyen Türk; pek yakında olmasa da, mutlaka ama mutlaka kürtlerle masanın bozulmadığını, devrilmediğini, görüşmelere devam edildiğini görecektir.
Bu seçim sonucunun en bireysel şanslısı da; HDP Eş Başkanları’dır. Canlarını kurtarmışlardır. En az 1 sene pek sus-pus olacaklardır elbette.
Devletin; hedef gözeterek saldırdığı sivil toplum kuruluşları, şirketler ve sosyal örgütler de; bu dönemde daha kaliteli ve seviyeli hale geleceklerdir. İçlerindeki çürüklerden kurtuldukları gibi, mücadeleyi/kavgayı daha kaliteli yapacaklardır. Eminim.
Size hiç alakasız gelecek bir konuyu daha ilave edeyim:
13 yıllık akp iktidarında, sayısı on beşbini aşan işçi, öldürülmüştür.
Kurtuluş savaşında şehit olan askerimizin sayısı on binden azdır.
1974 Kıbrıs Harekatında şehitlerimizin toplam sayısı binden azdır.
Emekçinin kanıyla birlikte sömürüldüğü bu düzen, katlanarak devam etmektedir. İşçi sınıfı elbette bu ölümler üzerinden de bilincini ve mücadele yollarını geliştirecektir.
Yazdım buraya: İşçi sınıfının mücadelesi asıl şimdi başlıyor. 12 Eylül Darbe Plancılarının tırstıkları DİSK'i hatırlayın.
Size dağınık ve alakasız gibi mi geldi yazı? Aksine hiç de öyle değil! Korelasyonu kasdî ve irâdî böyle kurdum. Lütfen bir daha okur musun?