19 cu Milli Eğitim Şura’sında  eğitimin temel sorunları görmezden gelinerek; bilimsel uygulama ve düşünceden uzak; bir görüş ve anlayışla yürütülmüş; İktidarın dini düşüncelerini  ve uygulamalarının istismarı durumuna düşürülmüştür. Günümüzde  teknoloji ve bilimsellik son hızla giderken ve biz buna nasıl ayak uydururuz hedefi var iken;  Akp iktidarı yeniden Osmanlıca ders koyarak; Osmanlı  Kültürünü,  ve;  Osmanlıca’yı öğrenmek için bazı önemli liselerin programlarına koymayı hedefliyor. Oysa amaç 1 Kasım 1928  de gerçekleşen; Arap Harflerinden Türk Harflerine geçişi ile bugünün, Türkçe Programlarına  erişmeyi sağlıyan yapıyı bozup; tekrar Arapça’ya  dönmeyi getirecektir. Dolasıyla Osmanlıca kültürünü öğrenirken; dilimizin içine Arapçayı ve Arab Kültürü’nü iyice sokacağız.

        Oysa bu anlamda ilgili liselerde meslek dersleri  vardır. Ayrıca ayrı bir programla bunu diğer okullarada sokmanın zararı fevkalade büyük olacaktır.  İnsan üzerinde fiziken var olan öğrenmeye karşı; açık olma alanı; Osmanlıca öğretiyoruz diyerek;  Arapça öğretilecektir. Böylece Türkiye’nin genç beyinleri  Avrupa’dan  uzaklaşarak Ortadoğu  Coğrafyasında  olan   kültürlere doğru yaşam felsefesi’ni  değiştirecektir. Bu durumda son derece olumsuz bir tavır olarak ortaya çıkıyor. Zamanla toplum içinde ayrımcılığa yol açma  gibi önemli  bir sorunuda  ortaya  çıkaracaktır.

         Gerçekte Osmanlıca diye bir dil yoktur.  Osmanlı Türkçesi  vardır; Osmanlı Türkçesi Arapça ve Farsça kelimelerin ağırlıkta olduğu; halkın konuşmadığı; eğitimli sınıfın; medrese mezunlarının; saray erkanının  konuştuğu; yazışmalarda kullanılan yazı ve konuşma dilidir;   Türk gençleri;  daha fazla yeni teknoloji  programları, öğrenmeye ihtiyacı vardır; ve bunu hakta ediyor.  Şura kararları bilimsel düşünceyi ve bu düşüncenin ışığında bilimsel kararlar alacağına; kul yetiştirmeyi  hedefleyen;  geri düşünceleri ortaya çıkaran bir gidişatı  ortaya koyuyor.  Kaldıkı Osmanlı Arşivleri’nin ve yeni Osmanlıca yazılmış önemli kitapların hepsi Türkçeye çevrildi;  ve yayınlandı.  Bunlar hayali projelerdir; ve birtakım  yandaşlara yeni kadro açıp, doldurmaktır.  Ayrıca  tarih bölümü olan her  üniversitede  Osmanlı Tarihi  ABD olarak vardır; ve bunlar bu konuda ihtiyaç olan araştırmaları fazlasıyla yapıyorlar. Okul öncesi  eğitimde;  3-5 yaşındaki  çoçuğu  ‘Değerler Eğitimi’ adı altında içeriği belirsiz; ancak amacı belirgin bir eğitim konulmuştur.

        Ayrıca ortaokullarda okutulan 4 yıllık eğitim döneminde toplam sadece 2 saat olan İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin gözden geçirilerek; güncellenmesi kararı ise T.C. Devleti’nin kuruluş felsefesi ve Cumhuriyet değerleri ile sürdürülen kavganın itirafı olmuştur.

        Otelcilik ve Turim Meslek Liselerinde okutulan ’Alkollü içki ve Koktely Hazırlama’ dersi kaldırılmıştır. Acaba bu şekilde turizm nasıl olacaktır. Turist sadece yeşil doğa ve termal turizmi  (kaplıca suyu/ şifalı sıcak su ) için mi Türkiye’ye gelerek; döviz bırakacaktır. Turizmin olmazsa olmazı  bu servisleri yapabilmekten geçer.  Bir konuyu bilmek; onu tatbik etmek demek değildir.         

         Milli Eğitim şurasında liselere Osmanlıca  Dersinin konulması kabul edilmediği halde  Sayın Cumhurbaşkanı  şura kararlarını yok sayarak’ Osmanlıca’nın isteselerde istemeselerde öğretileceği’ açıklamasını dayatması tavrını ortaya koymuştur.  Osmanlıca diye bir dil yoktur bunun adı ‘Osmanlı Türkçesi’dir. Bu dil  islamiyet’in kabulunden sonra, özellikle ‘Saray ve Medrese ‘ görmüşlerin kullandığı ‘Arapça ve Farsça’  ağırlıklı bir dil olup; devletin yazışmaları yapılmıştır.

          Okullarda Edebiyat Dersinin kapsamlı şekilde verilmemesi  sonucu  15-20 yılda sözcük hazineleri daralmış, bunu gidermenin yoluda Türk Dili ve Edebiyatı dersinin zenginleştirilmesi ile mümkündür.

         Ancak Osmanlıca dayatması Harf Devrimi’ne  karşı bir darbe yapmak ve Arab Alfabesini  eğitime dahil ederek yavaş yavaş dönüşümü sağlamaktır.  Buda zamanla ülkemizde Ortadoğu  Kültürünün  benimsenmesine yol açabilecek  çok tehlikeli bir gidişatı  sağlıyabilecektir.