Küresel ısınma dediğimiz olgu; iklimlerde beklenmedik değişikliklere sebeb olabilmekte; ve bunun sonucunda hiç istemediğimiz kötü sonuçlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. O halde doğal afetlere karşı hazırlıklı olmalıyız; tedbirler nelerse olabildiğince zamanında almalıyız.
Örneğin; önümüz yaza dönüyor; yine hiç istemediğimiz sel felaketi ile karşı karşıya kalabiliriz. O halde ilgili kurum DSİ özellikle derelerin, çayların, ırmakların yataklarında bulunan; değişik zamanlarda yağış, karların erimesi sonucu gevşeyen toprağın; suyla dere, çay, ırmak yataklarına taşınması ile dolabiliyor. Dolasıyla akarsuların özellikle denize yakın bölgelerinde; içlerinin temizlenmesi suyun rahat akışını sağlar; açık olan yatak; özellikle kanal içindeyse rahatlıkla suyu taşıyabilir.
Bir diğer konu; Karadeniz Bölgemiz çok yağışlı bölgedir. Bu nedenle dere, çay, ırmak yataklarında ağaçlar kendiliğinden bitip; çabucak birkaç yıl içinde belirli bir kalınlığa ulaşabilmektedir. Sonuçta dere, çay, ırmak yatağını hem daraltmakta; hem de sel veya çok su gelmesi sonucu; köklerinden sökülüp; selle birlikte suyla taşınmakta; köprü veya menfez önlerinde suyun önüne tampon şeklinde gelerek; suyun rahat akmasını önler. Bu durum bazen; köprülerin, menfezlerin bozulmasına veya Allah göstermesin; tehlikeli bir duruma yol açabilir. Bu nedenle derelerin, çayların, ırmakların içinde kendiliğinden yetişen ağaçların kesilip alınması ve su yataklarının temiz olması son derece önemlidir.
Bir diğer konu şehir içlerinden akan derelerin; metropolün içine girmeden önüne ızgara koyulup; her ay belirli zamanlarda; akarsuyun ızgara önüne taşıdığı malzemeyi; (rusubat) ızgaranın önünden temizleyip alırsak; sorun çözülür; hiç istemediğimiz sel olursa; eder cinsi makinalarla kenardan ızgara ağzını temizleyip alır ve suyun rahatça akması için sebeb kalmaz.