Cuma Namazı şartlarını taşıyan her Müslümana farz olduğu bütün ulemalarca üzerinde şüphe bulunmayan bir namazdır.
Başlıkta belirttiğimiz gibi geçerli mi değil mi zuhr-i âhir gerekir mi konusu bu namazın farz olup olmaması ile ilgili değil,bir yerleşim yerinde kılınabilirmi kılınamaz mı şüphesine nazaran kılınmaktadır. Bunu birazdan ayrıntılı açıklayacağız.
Çok eskiden günümüze kadar zuhr-i âhir diğer adıyla son öğle namazı kılınmaktadır bu konu hakkında halkın pek fazla bir bilgisi bulunmamaktadır. Şöyle ki; Zuhr-i âhir nedir neden cuma namazı sonrasında 10 rekat namaz kılıyoruz çoğu kişi bunun farkında değil,
bazıları da biliyor ama yanlış biliyor. Bugün bütün camilerimizde kılınan bu namazların bilinçsizce kılınması dini bilgilerimizin eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
Bur da ki sorun birazda yetkililerimizin, din alimlerimizin, din büyüklerimizin yeteri kadar halkı bilgilendirmemesinden kaynaklanmaktadır.
Tabi sadece suç büyüklerimizde değil insanımız bir şeyler okuyup kendini geliştirmelidir.Öğrenme gayreti göstermelidir. Okunmuyor, araştırılmıyor ortaya böyle karışık bir şeyler çıkıyor.
Şimdi zuhr-i âhir-i biraz açalım nedir bu son öğle namazı? Peygamberimizin döneminde asıl kaynak peygamberimiz olduğu için tüm Müslümanlar aynı yerde namaz kılıyorlardı bundan farklı bir şey olma ihtimali de yoktu.Düşünün Peygamberimizin olduğu bir yer varken farklı bir yerde toplanıp namaz kılınması düşünülemez. Burası tamam. Sorun bundan sonrasında başlıyor. Müslümanlık yayılıyor Müslüman şehirleri ve köyleri kuruluyor. Müslümanlar çoğalıyor şimdi herkesin toplanıp aynı yerde namaz kılması diye bir durum sizce düşünülebilir mi? Sadece düşünülebilir ama uygulanamaz.
Daha ayrıntıya girelim. Aynı yerleşim birimi içinde nufus çok fazla olduğu için herkesin aynı yerde namaz kılması mümkün olmadığından farklı yerlerde kılınması zorunluluğu doğmaktadır.
Başka bir sorunu da örnekle açıklayalım daha anlaşılır olması için. Aynı yerleşim yerinde nüfus az ama arada mesafeler olan iki yer var karşı karşıya ama aralarında yürüme mesafesinden daha fazla bir mesafe var. Her hafta cuma günü vasıta bulup bir yerde toplanıp cuma namazını kılmaları pek mümkün olmaz bu onlara eziyet de olur. Ulaşım yüzünden hepsi kendi arasında namaz kılıyor, şimdi burda ilk tekbir alanın namazı kabul olur görüşü var. Şimdi ne yapmak gerekir hangimizin namazı kabul hangimizin ki kabul değil. Böyle bir durum düşünüldüğünde iki tarafında zuhri ahir namazı kılması gerekir.
Bur da bazı alimler gereken durumlarda farklı yerlerde cuma namazı kılınabilir demişlerdir, ancak merkezi ve ulaşımı kolay yer varken ikinci bir yerde namaz kılmak çok farklı şeylerdir. Farklı yerlerde kılınan bu cuma namazlarının hepsimi kabul yoksa ilk tekbir alanın mı namazı kabul olur. İşte mesele bu sorunun cevabına çözüm bulamamaktan kaynaklanmaktadır. Tam olmasa da zuhr-i âhir konusunda biraz fikir sahibi olduğunuzu varsayıyorum.
Biraz da bu ihtiyat konusuna değinmek istiyorum bence en önemli olan konu da bu. İhtiyat olan bu sorunun asıl sebebi aynı yerleşim yerinde cami varken ihtiyaç olmadıkça başka yerlerde namaz kılınamaz ihtimali. Bu meselenin tek sebebi bu. Bur da hiç bir kimse herkesin namazı kabul olur yada ilk kılanın namazı kabul diyemez.
Burada dikkat edilmesi gereken asıl konu: Cuma namazı herkese farz ve CUMAY’I KILAN AYRICA ÖĞLE NAMAZI KILMASI GEREKMEZ
Bunu akıldan çıkarmadan kabul olmamıştır şüphesiyle değil, çünkü dinde şüphe ile ibadet olmaz. Kabul olduğuna inanarak sadece ihtiyat amacıyla namaz kılmanın daha hayırlı ve faydalı olacağına inanarak kılmak daha iyidir.
Şimdi burda dikkat edilmesinde fayda olan başka bir konu daha ortaya çıkıyor. Şüphe ile ibadet olmaz düşüncesi ile bu namazın kılınmaması gerektiği konusu. Çünkü bu namazın hiçbir kaynağı ve delili bulunmamaktadır. Bazı ülâmalar bu namazın bid'at ve sonradan kılınmaya başlanmıştır.
Şimdi burdan çıkan sonuçlar ve müçtehitlerin görüşlerini ve delillerini göz önüne aldığımızda, karşı çıkanların bile zaruret halinde birden fazla yerde namaz kılınabilir görüşüne dayanarak ve zuhr-i âhir’in ihtiyat sebebiyle kılınmasının bir dayanağı olmadığından ve yine Peygamberimizin cuma öncesinde ve sonrasında nafile namaz kıldığı sabit olduğundan bu sünnetinde yerine getirilmemesi sebebiyle kılmamakta fayda vardır.
Bugün cuma vaktidir, ikinci vakit diye bir namaz yoktur.
Yine kılmak isteyenler kılabilir buna kimse karşı çıkamaz ama bu konulara dikkat ederek kılmakta fayda vardır bunu akıldan çıkarmamalısınız. Allah herkese en doğru şekilde ibadet etmeyi ve rızasını kazanmayı nasip etsin.
Bizim için en önemlisi olan Allah Resul’ünün şu hadisidir: Ğç cumaya gitmeyenin kalbi mühürlenir, kalbi karalanmıştır. Allah muhafaza kalbimiz gönlümüz seninle Allah kalbi kararlardan olmaktan bizleri muhafaza eyle
İlahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ