30 AĞUSTOS 1922

Değerini önce yâdsıma, sonra da unutma aşamasından geçtiğimiz Büyük Zafer’in 91’inci yıldönümünü kutluyoruz. Ülke topraklarının istilacılardan temizlenmesindeki önemi nedeniyle 30 Ağustos’ları ZAFER BAYRAMI olarak kutlamanın ayrı bir mutluluğu var.
Ancak bu mutluluğu herkesin paylaştığını sanmak yanlış olur kanaatindeyim. Saltanatın ve hilafetin kaldırılması nedeniyle dincilerin Türkiye Cumhuriyeti’ne bir türlü ısınamamış olmaları söz konusuyken, bu yaklaşımın laiklik ilkesi nedeniyle daha da yaygınlaştırılmayı aklımızdan çıkarmamalıyız. Yine dincilerin, laiklik ilkesinin korunmasını da doğal ödevleri arasında saymakta olan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bakış acısını da dikkatlerden uzak tutmamalıyız. Demokrasinin ancak laik bir ortamda var olabileceği gerceğini bir kenara iten sözde demokratların, dincilerin değirmenine su, taşıma görevini üstlenmeleri de Türkiye’nin talihsizliklerden bir başkasını oluşturmaktadır. Bugün 30 Ağustos, BÜYÜK ZAFERİN 91.YIL DÖNÜMÜ….Başkomutan  Mustafa Kemal’in 26 Ağustos’ta başlattığı    Büyük Taarruz bugün işgalci Yunan ordularının kesin yenilgisiyle sonuçlanmıştı.Bu tarih, elbette kimileri için mutlu bir tarih değildir.
‘’Kurtuluş savaşı verildi de ne oldu’’? ya da ‘’Kurtuluş savaşı verilmese daha iyi olurdu’’veya ‘’Türkler Kurtuluş savaşı ile Anadolu’yu yeniden işgal ettiler gibi yorumların sahibi ‘’sivri zekâlılar’’ için bu tarih, elbette bir hezimeti ifade eder. Büyük Taarruz’un ardı sıra Cumhuriyetin, ardı sıra devrimlerin, ardı sıra aydınlığın gelişini bir türlü hazmedemedikleri için, Kurtuluş Savaşı’na da Büyük TAARRUZ’A da ‘taarruz eder dururlar. Onlar 91 yıl önce Büyük Taarruz’a ‘’el koymayı’’ ‘’başaramayanların bugünkü uzantılarıdır aslında, Büyük TAARRUZ onlara rağmen zafere ulaştı.
Kurtuluş Savaşı onlara rağmen kazanıldı. Cumhuriyet onlara rağmen kuruldu. Türkiye içler acısı denecek bir duruma düşürülüyor. Ama umutsuz olmamak gerek. Laik Türkiye’nin korunacağına ve sürdürüleceğine inananların cephesi genişliyor. Büyük Atatürk’ü bir kez daha minnetle analım, izinden gidenlere güvenelim ve Zafer Bayramını coşku ile kutlayalım. Bütün Türkiye İlk Hedefiniz Cumhuriyet’e bağlılıklar içerisinde ileri. Ne Mutlu Türküm Diyene! Türk milletinin seni unutmadığının yegâne delili ve şahidi her sene ANIT KABİRİNİ ziyaret edenlerin azalmayıp günden, güne artmasıdır.
NE SENDEN VAZGEÇERİZ 
NE DE ESERLERİNDEN.

Değerini önce yâdsıma, sonra da unutma aşamasından geçtiğimiz Büyük Zafer’in 91’inci yıldönümünü kutluyoruz.

Ülke topraklarının istilacılardan temizlenmesindeki önemi nedeniyle 30 Ağustos’ları ZAFER BAYRAMI olarak kutlamanın ayrı bir mutluluğu var.Ancak bu mutluluğu herkesin paylaştığını sanmak yanlış olur kanaatindeyim. Saltanatın ve hilafetin kaldırılması nedeniyle dincilerin Türkiye Cumhuriyeti’ne bir türlü ısınamamış olmaları söz konusuyken, bu yaklaşımın laiklik ilkesi nedeniyle daha da yaygınlaştırılmayı aklımızdan çıkarmamalıyız. Yine dincilerin, laiklik ilkesinin korunmasını da doğal ödevleri arasında saymakta olan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bakış acısını da dikkatlerden uzak tutmamalıyız.

Demokrasinin ancak laik bir ortamda var olabileceği gerceğini bir kenara iten sözde demokratların, dincilerin değirmenine su, taşıma görevini üstlenmeleri de Türkiye’nin talihsizliklerden bir başkasını oluşturmaktadır.

Bugün 30 Ağustos, BÜYÜK ZAFERİN 91.YIL DÖNÜMÜ….Başkomutan  Mustafa Kemal’in 26 Ağustos’ta başlattığı    Büyük Taarruz bugün işgalci Yunan ordularının kesin yenilgisiyle sonuçlanmıştı.Bu tarih, elbette kimileri için mutlu bir tarih değildir.

‘’Kurtuluş savaşı verildi de ne oldu’’? ya da ‘’Kurtuluş savaşı verilmese daha iyi olurdu’’veya ‘’Türkler Kurtuluş savaşı ile Anadolu’yu yeniden işgal ettiler gibi yorumların sahibi ‘’sivri zekâlılar’’ için bu tarih, elbette bir hezimeti ifade eder.

Büyük Taarruz’un ardı sıra Cumhuriyetin, ardı sıra devrimlerin, ardı sıra aydınlığın gelişini bir türlü hazmedemedikleri için, Kurtuluş Savaşı’na da Büyük TAARRUZ’A da ‘taarruz eder dururlar. Onlar 91 yıl önce Büyük Taarruz’a ‘’el koymayı’’ ‘’başaramayanların bugünkü uzantılarıdır aslında, Büyük TAARRUZ onlara rağmen zafere ulaştı.

Kurtuluş Savaşı onlara rağmen kazanıldı. Cumhuriyet onlara rağmen kuruldu. Türkiye içler acısı denecek bir duruma düşürülüyor. Ama umutsuz olmamak gerek. Laik Türkiye’nin korunacağına ve sürdürüleceğine inananların cephesi genişliyor.

Büyük Atatürk’ü bir kez daha minnetle analım, izinden gidenlere güvenelim ve Zafer Bayramını coşku ile kutlayalım. Bütün Türkiye İlk Hedefiniz Cumhuriyet’e bağlılıklar içerisinde ileri. Ne Mutlu Türküm Diyene! Türk milletinin seni unutmadığının yegâne delili ve şahidi her sene ANIT KABİRİNİ ziyaret edenlerin azalmayıp günden, güne artmasıdır.

NE SENDEN VAZGEÇERİZ NE DE ESERLERİNDEN.