Geçtiğimiz çok uzun bir dönemde dahil; Ülkemizin en önemli sorunu enflasyondur. O kadarki fiyatlar süratle yükselmekte; bunun sonucu da alım gücü süratle düşmektedir.

      O halde mutlak surette enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmeliyiz. Eğer enflasyon tek rakamlı düzeye gelirse; Türkiye’de istikrar oluşabilecektir.  Bunun için iki yıllık bir programla; iç borçlanmaya son vermeliyiz. Sürekli bütçe açıkları ile istikrar sağlanamaz; çünkü giderleri karşılıyamazsın; yeniden iç borçlanmaya gideceksin. Sonuçta kısır döngü devam eder.  Önü görünmeyen yap, işlet, devret programları ile yapılan dövize endeksli yatırımlar beklenenden fazla gidere sebeb olabilir; oluyorda; o halde önü görünmeyen garantili ödemelerle yatırım yapmamalıyız. Aşırı ithalat gerektiren malların bir bölümünü; en azından iç piyasa şartları ile üretebilmeliyiz. Özellikle hayvancılık yatırımlarını Ülkemiz ihtiyaçlarını karşılayacak seviyede sayısal olarak çok yukarılara çekmeliyiz. Cari açıkları artıran ithalata karşı; gerekli tedbiri almalıyız. Dış ticaret dengesini kurmalıyız. Döviz rezervini koruyarak olumsuz değerlere son vermeliyiz.

     Mütayidlik hizmetlerinde özellikle dışa açılıp; daha fazla yabancı ülkelerden döviz girdisi sağlamalıyız. Hizmet sektörünü daha verimli hale getirerek; cari açıkları kapatacak girdileri artırmalıyız. Yabancı sermayenin gelmesini özellikle teşvik etmeliyiz.

     Özelikle fiyat artışlarına sebeb olan aşırı KDV yi ve özel tüketim vergisini  daha alt limitlere çekmeliyiz. Bulunan petrolü; boru iletim hatlarını hemen yaparak; rafinerilere süratle ulaştıracak tedbirleri  almalı; ve petrol ithalatını daha aza indirmeliyiz.  Sakarya Gaz Sahasından çıkan doğalgazın; artan üretimle daha üst limitlere taşımalı; ve botaş yatırımları ile süratle tüketim merkezlerine ulaştırmalıyız.

      Enflasyon tek rakamlı seviyelere düştüğünde; sorun büyük ölçüde çözülecek; para değerini koruyacak; alım gücü yükselecek; hayat standardı olumlu artılara gelecektir.