Her zaman söylerim. Türk ekonomisinin çözülmeyecek sorunu yoktur. Önemli olan güvendir. Güven sağlandığı taktirde, ekonomi depara kalkmaya hazır bekliyor. Zira, genç ve eğitimli nüfusumuz var. Genç nüfus, yazılım gibi teknolojik konulara kolay adapte oluyor.
Sorunumuz cari açık ve bütçe açığı.
Cari açık finanse edildiği sürece sorun yaratmaz. Finanse edilmez ise, cari açık oluşmaz. Cari açık olduğu zaman, döviz arzı talebin gerisinde kalıyor. Denge, kur artışı ile sağlanıyor. Cari açıkta nisbi bir düzelme görülüyor. Altın ithalatının azalması cari açığın azalmasına neden oldu. Diğer bir neden ise görünmeyen ticaret kalemidir.
Ticaret dengesinden açık yüksek olmasına rağmen, cari açık daha düşük. Bunun nedeni, görünmeyen kalemlerden yapılan ihracattır. Ki, İstanbul merkantilizmi sayesinde fark azalıyor. İstanbul mekrantilizminin özünde RUS ticareti var. Rusyaya ihraç edilen mallar, kayıt dışı kalıyor.
Uluslararası toplum, Türkiyenin ortodoks faiz politikasına dönmesinden memnun. Nitekim, son dokuz gün içerisinde CDS lerimiz 350 puana yakın aşağı düştü. Şu anda 2,81 civarında ve inmeye devam ediyor.
CDS bir göstergedir. Ülkenin yabancı para üzerinden, yurt dışında sattığı bonoların risk primi olarak mana taşıyor ve bonoların üzerindeki yazılı faize ilave ediliyor. CDS ler düştükçe bono değer kazanır. Türk euro-bondları değer kazanıyor.
Karamsar ekonomistler, seçimden sonra tufan olacağını söylüyorlardı. Kriz tamtamları ortalığı kasıp kavuruyordu. Her seferinde, TÜRKİYENİN dış borcu az ülkeler arasında olduğunu, ödeme sorunu yaşamayacağımızı ifade ediyordum. Ancak, anlı-şanlı prof unvanlı sozde ekonomistlere göre ülke borç batağında idi. Acilen IMF ye gidilmesini önerenler dahi vardı.
IMF ye gerek olmadığını ısrarla söylüyor ve yazıyordum. Merkez bankasının negatif rezerv vermeyeceğini ifade ediyor. Negatifliğin bilançodan kaynaklandığını, sebebin yerli bankalar ile yapılan swaplardan kaynaklandığını yazıyordum.
Sonuç ortada.
Son 9 günde, Merkez Bankasi 11 milyar dola satın aldı. Seçime kadar dolar satan merkez bankası, seçimden sonraki haftadan itibaren dolar satın alıyor. Dolar satanlar, borsaya giriş yapıyor. Borsa Endeksi yükseliyor.
Merkez bankası dolar satın almasaydı, dolar kuru çok daha aşağılara düşerdi. Ancak, ihracatçıyı düşünen Merkez Bankası, dolar kurunu 32 liranın üzerinde tutmak zorunda kalıyor.
IMF propagandıcıları devre dışı kaldılar. Dünya bankasının vereceği krediye de ihtiyaç kalmadı. Ekonomi biliminin öngördüğü ORTODOKS POLITIKALARA dönmek piyasaya güven verdi. Kurun istikrar kazanması, işlerin yoluna girdiğini gösteriyor.
Bütçe açığına gelince. Hükümet TASARRUF tedbirlerini açıkladı. Uyulduğu taktirde, Bütçe açığının, kabul edilebilir seviyelere inmesi mümkün görünüyor.