Sanat terapisi, görsel sanatlar ile psikoterapiyi bir araya getiren disiplinler arası bir yaklaşımdır (Shalmon, McLaughlin, & Keefler, 2012). Terapilerde ya da psikolojik danışma uygulamalarında genelde resim yapmak, kolaj çalışma yapmak, kil kullanımı gibi  teknikler ön planda yer alırken, son yıllarda dansın ve müziğin de bireysel ve çiftlerle danışmanlıkta, aile danışmanlığı ve grup danışmanlığı çalışmalarında, dışavurumcu güçlü teknikler olarak yer aldığı görülmekte. 
Sanat terapisinin kısaca  tarihine göz attığımızda, bir disiplin olarak ilk ortaya çıkışının 1930’lu yıllara dayandığını görürüz. Amerika Birleşik Devletlerinde bu yeni disiplin formunu ilk olarak ortaya çıkaran Margaret Naumberg hem Jungiyen hem de Freudyen  yaklaşımla kendi analizinden geçmiş, kendi analizinin temelinde psikodinamik bir yaklaşım olduğu için de danışanlarının bilinçaltına sözlerle değil görsel malzemeyle bir kapı açmayı hedeflemiştir (Vick, 2011; Rubin, 2001). Diğer önemli bir isim ise Edith Kramer’dir ve sanatı bir terapi yöntemi olarak Kramer sunmuştur. Kendisi de psikanalitik yaklaşımın etkisiyle, süblimleşme üzerine odaklanmış ve sanatın iyileştirici gücünden bahsetmiştir (Vick, 2011). Bu erken dönemden başlayarak, sanat terapistleri yaptıkları çalışmaları yönlendirecek psikodinamik, humanistik, sistemik ve bilişsel olmak üzere birçok farklı psikoterapi yönteminden yararlanmışlardır (Rubin, 2001). 
Günümüzde de alanda çalışan uzmanların, ailelerle çalışmalarında kendi teorik yönelim ve yaklaşımları çerçevesinde, sanat terapisi uygulamalarından yararlanmakta olduklarını ve özellikle dışa vurulmamış, dile gelmemiş, bazen çok gizil seyreden aile içi dinamiklerinin ve alınan rollerin sanat terapisi uygulamaları ile açığa çıkarılabildiği görülmektedir. Bu çalışmalar ile aile içinde her bir bireyin karakteri ve ilişkiler hakkında bilgi edinilmekte ve bu bilgiler aileye yansıtılarak onların bu dinamikler ve üstlendikleri roller ile ilgili bir farkındalığa yönelmeleri amacıyla onlara eşlik edilebilmektedir. Sanat terapisi uygulamalarında, ailede her bir birey birbiri hakkındaki algı ve görüşlerini paylaşmaları için cesaretlendirilmekle beraber, “şimdi ve burada” ilkesine bağlı kalınarak ailenin birlikte nasıl işlediği, aile içi dinamiklerin ilişkilerine nasıl yön verdiği de gözlemlenebilmektedir. Ailelerle yapılan çalışmalarda sanat terapi temelli değerlendirmelerin ilk olarak Kwiatkowska (1978)’nın aile sanat değerlendirmesi olduğunu ve daha sonra Rubin (1978)’in de benzer bir değerlendirme geliştirdiği bilinmektedir. Bu değerlendirmelerin ışığında, günümüzde de serbest resim yapma, aile portresi oluşturma ve ortak bir aile resmi ya da çalışması oluşturmak, terapilerde yararlanılan ve kullanılan temel tekniklerdendir. 
Aile portresi ailenin her bir ferdinin, içinde kendisinin de yer aldığı bir aile resmi çizmesi anlamına gelmektedir (Shalmon, McLaughlin, & Keefler, 2012). Bu teknik ile aile üyeleri, aileyi bir bütün olarak nasıl algıladıklarını, birbirlerine yönelik algılarını, aile içi rolleri ve ilişkilerini dışa yansıtabilmektedirler. Bu teknikte dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan birisi ise uzmanın çizilen figürleri, boyut ve oranlarını, birbirlerine göre nerede ve nasıl durup yer aldıklarını, özellikle aile üyelerine yönelik herhangi bir eksik çizimin olup olmadığını ve çizim öncesi, sırası ve sonrasında yapılan yorumları not almasıdır. Bu notların aile içi dinamikler arasında yerinin olup olmadığı ve anlamları aileyle yapılacak ileriki görüşmeler sırasında test edilmeli, dile getirilmeli ve yansıtılmalıdır. 
“6 yaşında bir kız çocukları olan anne- baba kızları ile ilgili psikolojik danışmanlık almak için başvurmuşlardı. İlk seansta anne- baba ve çocuğu aynı anda görmeyi tercih ederim çünkü çocuk ile ilgili bir şey konuşuluyorsa, onun da kendisi ile ilgili söyleyecek bir çift sözü mutlaka vardır. Aile, çocuklarının, ilkokulda öğretmeninden çok şikayet aldığı, derslerde dikkatinin çok dağıldığı, ders sırasında bir başka arkadaşı ile sürekli konuştuğu üzerine şikayet aldıklarını, kızlarının evde de çok asi davrandığını, sözlerini hiç dinlemediğini belirtmiş ve nasıl bir tavır ve tutum sergileyeceklerini bilmediklerini dile getirmişlerdir. Kızları ise, “çok sıkılıyorum, benimle oyun oynasınlar istiyorum” demiştir. Ailenin öyküsü alındıktan ve birlikte nasıl çalışacağımızı, amacı ve sınırlarımızı belirledikten sonra üçünün birlikte olduğu bir başka seansta ayrı ayrı bir aile portresi oluşturmalarını istedim. Yönerge ise: “Ailenizi çizin” idi. Bu çalışmayı birbirlerine bakmadan, görüşme odasında ister halının üzerinde, ister masada yapabileceklerdi. Odada pastel boya, kuru kalem, keçeli kalemler, kurşun kalem, kalemtıraş ve silgi gibi malzemeler yer alıyordu. Her biri ayrı ayrı çizimlerini bitirdiğinde tüm çizimleri yan yana koyduk ve resimler hakkında konuşmaya başladık. Çocuk kendini çizmemişti. Anne, kendini kağıt üzerinde sağ tarafta uzağa çizmiş, ayağının hizasına yerde yatan bir kişi çizmiş, kızı ve eşini ise kağıdın sol tarafına el ele tutuşarak çizmişti. Baba ise, kağıdın tam ortasına kendini çizmiş, sağ tarafına eşini ve sol tarafına kızını çizmişti.”
Tüm bu çizimlerde, çizilen kişilerin boylarına, birbirlerine göre pozisyon ve duruşlarına, yakınlıklarına, herhangi bir etkileşimin olup olmadığına, çizimler sırasında söylenen sözlere ve yapılan yorumlara dikkat etmek, bunları not etmek çok büyük bir özen gerektirmektedir. Psikolojik danışman, terapist tüm bu süreçte aktif olmalı ve sözel ve sözel olmayan tüm işaretleri takip etmeye çalışmalıdır. Bu resimlerde her bir bireyin, ne gördüğü, ne algıladığı sorulduktan sonra ise, birbirlerinin bu resimler, bu resimlerin yansıttığı roller ve dinamikler ile ilgili ne hissettikleri konuşulabilir. 
Örneğin, bu bahsetmiş olduğum örnekte, annenin resminde yerde yatarak çizdiği kişinin, geçen yıl bir aile toplantısında aniden kalp krizi geçirerek vefat etmiş olan küçük erkek kardeşi olduğu, annenin bu durumla baş etmekte güçlük çektiği, eşinin böyle bir etkinin hala devam ettiğini fark etmediği, bunun eşler arasında hiç dile gelmediği fark edildi. Kızlarının aile içinde kendini çizmemesinden anne- baba çok etkilendiklerini belirttiler. Bu resimler üzerinden 2 seans daha ilerlendi ve aile için birbirlerinin ne yaşadıkları, ne hissettikleri ile ilgili bir farkındalığa yol açtı aile portresi çalışması. 
Diğer bir aileyle sanat terapisi uygulaması ise, aile üyelerinin birlikte çalışarak ortak bir sanat ürünü ortaya çıkarmalarıdır (Shalmon, McLaughlin, & Keefler, 2012). Bu çalışma sırasında da uzmanın gözlemi, aile üyelerinin bir işi birlikte yaparken, bir şeyi ortaya çıkarmaya çalışırken birlikte nasıl çalıştıkları, bir problem oluşursa bunu nasıl çözdükleri, daha baskın ya da daha pasif bir rolün gözlemlenip gözlemlenmediğinin not alınması önemlidir. Burada, bu sanat ürününü ortaya çıkarmaya çalışırken aile üyelerinin neler konuştuklarının yanı sıra, sözel olmayan iletişim, aile üyeleri arasında görünür olan sınırların gözlemlenmesi ve daha sonrasında aile ile paylaşımlar sırasında yansıtılması gerekmektedir. Psikolojik danışmanın/ terapistin aileyi bu çalışma sırasındaki deneyimlerini paylaşmaları için cesaretlendirmesi, çalışma süresince ortaya çıkan malzemenin ve etkileşimlerin birlikte analiz edilip, yorumlanması konusunda eşlik etmesi çalışmanın etkililiğini arttırmaktadır (Riley, 1994; Rubin, 1978). 
Bu yazıda sadece bir iki tane tekniğe değinilmiş olmasına rağmen, alanda sanat terapisi uygulamalarının çok daha çeşitli olduğunu belirtmek gerekir. Sanat yaşamın o kadar kendisi ki… Kendiniz de o kapıdan girdikten sonra, vazgeçmesi mümkün olmuyor, bir müziğin tınısında bir annenin, bir çocuğun, bir babanın, eşlerin nasıl farklı şeyler duyup, farklı hissedebileceğini duyunca, bir dans sırasında bir erkekle bir kadının ilişkisinin inceliklerini görür olunca, yönergesi aynı olan bir resmi aile bireylerinin her birinin bambaşka resmedişini görünce, sanatın sözel olarak, kelimelerle giremeyeceğimiz bambaşka bir kapıyı nasıl da incelikle araladığını fark ediyoruz…
Sanat ile kalın…
Kaynakça
Kwiatkowska, H. Y. (1978). Family therapy and evalua- tion through art. Springfield, IL: Charles C. Thomas. 
Riley, S. (1994). Integrative approaches to family art therapy. Chicago: Magnolia Street Publishers. 
Rubin, J. (2001). Approaches to Art Therapy: Theory and Technique. NY: Brunner- Routledge. 
Rubin, J. A. (1978). Child art therapy: Understanding and helping children grow through art. New York: Van Nostrand Reinhold. 
Shalmon, M., McLaughlin, H., & Keefler, J. (2012). Intervention, 137(2), 37-46.
Vick, R. (2011) A brief history of art therapy. In C. Malchiodi (Ed.), Handbook of art therapy (pp. 5-16). NY: Guilford Press.