Gezi Parkı bildiğiniz üzere İstanbul Taksim’in en güzel tanzim edilmiş ve tarihi yapısı itibarı ile insanların gelip oturduğu, dinlendikleri, çaylarını yudumladıkları bir yerdi.(4 Eylül 1942 İnönü Gezisi adıyla hizmete açıldı.) Ama yapılan proje ile orası yıkılacak yerine tarihi kışla, Alışveriş Merkezi; yine Atatürk Kültür Merkezi yıkılıp; yerine yenisi yapılacak ve daha sonrada kalan kısma cami yapılacak. Oysa bu güzelim mekan tarihi dokusuna dokunulmadan yerinde dursaydı; bu gün bu protesto yürüyüşleri; protesto gösterileri ve yapılacak tesisleri reddetme olmayacak; tarihi gezi parkı yaşamına devam edecek; gelecek misafir ve konuklarını ağırlamaya hazır olacaktı.
Kent Konseyleri işte bunun için oluşturulmuştur. Eğer bir yere değişik bir şeyler yapılma durumunda ise bunlar önce kent konseylerinde görüşülür; tartışılır; nasıl olması isteniyorsa öyle yapılır veya hiç değiştirilmez. Çünkü onlar artık tarih olmuştur; insanların hatıralarının oluştuğu bir mekan olmuştur; doğa orada Tarih olmuştur. Kent Konseyleri bu yönüyle son derece önemlidir ve mutlaka şehir imar planları uygulamaya konurken kent Konseylerinde (Basının Tümü Haberdar edilerek) tartışılmalı; kabul görmeyen değişim ve yatırımlar; o yere yapılmamalı; uygun olan başka alanlara inşa edilmelidir. Aksi halde yatırım başladıktan sonra; geri dönüş ya çok pahalı veya telafisi mümkün olmayan doğa tahribatına ve güzelim tarihi mekanların yok olmasına yol açar. O nedenle bu konu son derece önemlidir. Gezi parkı ve o alanda yapılması düşünülen değişimler zamanında kamu oyuyla paylaşılsaydı; bu durum olmayacak; tarihi dokunun ve mekanın yok olması gündeme gelmeyecekti. Herkes eski mutlu yaşam alanında olmaya devam edecekti.
O nedenle yapılacak olan yatırımlar; doğa için, tarih için ,trafik için; şehir yoğunluğu için; önceden mutlaka Kent Konseylerinde tartışılmalı; kabul görmeyen şekil değişiklikleri ve diğer doğa ve tarih tahribatına yol açacak yatırımlara zemin bırakılmamalıdır. Bazen telafisi mümkün olmayan doğa ve mekan tahribatları böyle gelişiyor.