35 – 40 yaşlarında bir kadın ilk öğretimdeki çocuğunu alarak koşturarak eve gidiyordu. Bir yandan elini ağzına ve burnuna getiriyor bir yandan da küçük çocuğunu çekiştirerek acele etmesini istiyordu. Akşam saatlerinde hava o kadar kirlenmişti ki adeta göz gözü görmüyordu.

Bir yanda kömür kokusu, bir yanda kömürün çıkardığı isin yayılması ve ağır bir koku.

Evet Ordu da kış aylarında girdiğimiz şu günlerde kaloriferler ve sobalar yanmaya başladıktan sonra göz gözü görmeyecek şekilde hava kirliliğiyle karşı karşıya kalmaktayız. Bunun çaresi var elbette. Denetim ve kontrolün yanı sıra ilgili kurumların ve müdürlüklerin çare aramasıdır.

Ordu ilimizde kentsel açık hava kirliliği hat safhaya ulaşmıştır. Artık evlerin içi dahi dışarıdaki kirliliği içine çekmekte, sağlıksız ve yorucu bir yaşamla insanları karşı karşıya bırakmaktadır.

Zehirli kömürün bıraktığı karbondioksit, özellikle çocuklar ve yaşlıların soluması sonucu çeşitli zehirlenmeler ve hastalıklara sebebiyet vermektedir. Hatta kişilerin solunum hastalıkları, akciğer kanseri, kronik opstlüktif akciğer hastalığı, bağışıklık sistemlerinin zayıflaması hastalıklarıyla karşı karşıya bırakır.

3 sene önce Ordu merkezinde doğalgaz yakıtı kullanılmaya başlanmasına rağmen etkin denetimin olmaması sonucu apartmanlar, siteler bu yakıtı kullanmamaktadır. Bu da kötü sağlığı tetiklemektedir.

Kurumlar hava kirliliğine çözüm aramak mecburiyetindedirler. Valilik ve belediye insan yaşamının kalitesini arttırmak için vardırlar. Bununla ilgili çeşitli genelgelerin kurumlara ulaştığını biliyoruz. Ancak kağıt parçaları ne yazık ki tek başına işlev göstermemektedirler.

Düşününüz, astımı olan bir hasta, bronşiti olan bir hasta akşam saatlerinde Ordu caddelerinde nasıl dolaşsın. Bu havada dolaşmak hastalar için ölüm riski oluşturmaktadır.

Değerli okurlar, biliyoruz ki biokütle farklı olarak, pek çok kömürler, kükürt, arsenik, silis, florin, kurşun, civa gibi içsel kirletici maddeler içerebilirler. Yanma esnasında ise bu kirleticiler yok değil orijinal veya okside şeklinde havaya salınırlar. Bunun önlemini almak ve önüne geçmek mecburidir.

Kaliteli kömür kullanmak, şehre giren kömürleri denetlemek, özellikle fakir fukara fonunda dağıtılan kömürlerin ölçümü ve değerlendirmelerini yapmak, uygun olanlara izin vermek asıl görev sayılır. 

Bilinen ürkütücü bir gerçek daha var ki kömür birleşiminde bazı kanserojen maddelerde vardır. özellikle bu kömür tiplemesi linyit kömürlerinin yanması sırasında ortaya çıkar.

Yukarıda bahsettiğimiz bayanın çocuğunu korumak adına çekiştirmesi ve sokaklardan eve kaçırma girişimi çocuklar üzerinde de psikolojik etkilere sebep olabilir. Gerçi evlerin içi de dışarıdaki yoğun karbondioksit kokusunu içine almış ve ikametlerde yaşayanları tehdit etmektedir. Bu tür havalarda sigara içenlerin ise vay haline diyoruz.

Çevreyi kirletmek, doğayı yok etmek, insan sağlığını bozmak ne kadar kolay değil mi sevgili okurlar. Bunun yanı sıra asit yağmurları sonucu toprakların da kirlenmesi geleceğimizi yok etmekle eş değerdir sanırım.