Son günlerde Hava Kuvvetler Komutanlığında görevli olan pilotlar istifa etmiş.
Neden acaba, kendilerine göre haklı sebepleri olabilir. Bunların başında hükümet baskısı olduğu ima ediliyormuş. Yahu geçin onları silahlı kuvvetlerde 4-5 bin TL civarında maaş alan bu pilotlarımız, mecburi hizmetlerini tamamladıktan sonra iç ve dış havayollarında ne kadar maaş aldıklarını sorgulamak gerekir.
Bence hükümet baskısını bahane gösterip dışarıda sırf ceplerini düşünerek çalışan pilotlarımızın akıbeti araştırılması gerekir. Bu durum yıllardan beri böyle değil mi. Hemen hemen her yıl pilotlar tarafından ayını senaryo yazılıp oynanmaktadır.
Değerli okurlar bir pilotun yetişmesi için devlet cebinden 4 milyon TL ye yakın para harcamaktadır. Peki bunun karşılığında pilotlarımız ne yapıyor, mecburi hizmetleri dolunca kaçmayı düşünüyorlar. Bunun adı nedir. Bunu da siz söyleyin.
Hükümetin Türk Silahlı Kuvvetler üzerindeki baskısı son şura toplantısında da kendisini göstermiştir. Hükümete yakın olan veya ses çıkartmayanların yolları açılmış, hükümetin yoluna çakıl taşı dahi koyanların yolları kapatılmıştır. Eften püften sebeplerle generaller ya pasif görevlere atanmış yada emekli edilmişlerdir. Aslında bu durumda demokrasinin gereği değimlidir. Kendine yakın olanları koru, karşı tarafta olanları bertaraf et. Bu sistemin adı ileri demokrasi.
Ey sevgili ya benimsin ya toprağın, düşüncesi ile çıkan hükümet önünde engel olarak gördüğü tüm çıkıntıları yok ediyor. Ne yalan söyleyeyim bunu da başarıyorlar doğrusu.
Hukukun üstünlüğüne inanarak hukuksuz girişimlerle mücadele etmek varken pilotlarımızın tek tek kaçması ve bu kılıfa sığınmaları da manidardır doğrusu.
Giden gider kalan sahalar bizimdir diyen AKP hükümeti de, dışarıdan ithal pilot getiririz bu işi çözeriz diye düşünüyordur her halde.
Silahlı Kuvvetlerde yeni görev dağılımı, korku tünellerini güncel halde tutmaya yetmiştir. Şimdi merak ediyorum 30 Ağustos dan sonra hangi general veya albaylar adliye kapılarını aşındıracaktır. Daha şimdiden bir takım olayların içinde general ve albayların isimleri geçmektedir. Eee gazeteci Hasan Özata bundan aylar öncesinde siz okurlara ‘’Sarı Öküz’’ hikayesini yazdığında bu günlere ışık tutuyordu sanırım. O gün anlamak isteyen anladı, kulak arkası edenlerde gelinen noktaya baksın yeter.
Ne demişti Bülent Arınç beyefendi, bu silahlı kuvvetlerle iyi ki savaşa girmemişiz. Şimdi düşünüyorum da arkadaşlarını yarı yolda bırakıp cepleri için silahlı kuvvetlerde ayrılan bu zihniyetlerle savaşa girilebilir miydi. Hem de şu anda dört yanımız kuşatma altında iken..
Yanıtı siz de…’
Son günlerde Hava Kuvvetler Komutanlığında görevli olan pilotlar istifa etmiş.Neden acaba, kendilerine göre haklı sebepleri olabilir. Bunların başında hükümet baskısı olduğu ima ediliyormuş. Yahu geçin onları silahlı kuvvetlerde 4-5 bin TL civarında maaş alan bu pilotlarımız, mecburi hizmetlerini tamamladıktan sonra iç ve dış havayollarında ne kadar maaş aldıklarını sorgulamak gerekir.Bence hükümet baskısını bahane gösterip dışarıda sırf ceplerini düşünerek çalışan pilotlarımızın akıbeti araştırılması gerekir.
Bu durum yıllardan beri böyle değil mi. Hemen hemen her yıl pilotlar tarafından ayını senaryo yazılıp oynanmaktadır.Değerli okurlar bir pilotun yetişmesi için devlet cebinden 4 milyon TL ye yakın para harcamaktadır. Peki bunun karşılığında pilotlarımız ne yapıyor, mecburi hizmetleri dolunca kaçmayı düşünüyorlar. Bunun adı nedir. Bunu da siz söyleyin.Hükümetin Türk Silahlı Kuvvetler üzerindeki baskısı son şura toplantısında da kendisini göstermiştir.
Hükümete yakın olan veya ses çıkartmayanların yolları açılmış, hükümetin yoluna çakıl taşı dahi koyanların yolları kapatılmıştır. Eften püften sebeplerle generaller ya pasif görevlere atanmış yada emekli edilmişlerdir. Aslında bu durumda demokrasinin gereği değimlidir. Kendine yakın olanları koru, karşı tarafta olanları bertaraf et. Bu sistemin adı ileri demokrasi.Ey sevgili ya benimsin ya toprağın, düşüncesi ile çıkan hükümet önünde engel olarak gördüğü tüm çıkıntıları yok ediyor. Ne yalan söyleyeyim bunu da başarıyorlar doğrusu.Hukukun üstünlüğüne inanarak hukuksuz girişimlerle mücadele etmek varken pilotlarımızın tek tek kaçması ve bu kılıfa sığınmaları da manidardır doğrusu.Giden gider kalan sahalar bizimdir diyen AKP hükümeti de, dışarıdan ithal pilot getiririz bu işi çözeriz diye düşünüyordur her halde.Silahlı Kuvvetlerde yeni görev dağılımı, korku tünellerini güncel halde tutmaya yetmiştir. Şimdi merak ediyorum 30 Ağustos dan sonra hangi general veya albaylar adliye kapılarını aşındıracaktır. Daha şimdiden bir takım olayların içinde general ve albayların isimleri geçmektedir.
Eee gazeteci Hasan Özata bundan aylar öncesinde siz okurlara ‘’Sarı Öküz’’ hikayesini yazdığında bu günlere ışık tutuyordu sanırım. O gün anlamak isteyen anladı, kulak arkası edenlerde gelinen noktaya baksın yeter.Ne demişti Bülent Arınç beyefendi, bu silahlı kuvvetlerle iyi ki savaşa girmemişiz. Şimdi düşünüyorum da arkadaşlarını yarı yolda bırakıp cepleri için silahlı kuvvetlerde ayrılan bu zihniyetlerle savaşa girilebilir miydi. Hem de şu anda dört yanımız kuşatma altında iken..Yanıtı siz de…’