Güzel ülkemde direnişler devam ediyor. Direniş demek karşı safta yer tutmak olduğunu siz okurlarım ile paylaşmıştım. Bunun haklı veya haksız sebepleri olabilir.  Bu sebepleri de ortadan kaldırmak  hükümetin görevi olduğunu düşünmekteyiz.  Ben yaptım karar verdim oldu demek çağdaş demokrasilerde yeri yoktur. Ülkemiz ne yazık ki sivil cuntacılığa doğru kulaç aştı yürüyor.  Bir tarafta, karanlığa gömüldüğünü hisseden bir toplum ve karanlıktan kurtulmaya çalışan önemli bir kitle, diğer taraftan yüzde elli oy aldım diyerek yurt için de ve dışında istediği şekilde siyaset gütmeye çalışan bir iktidar ve bu iktidara destek veren  mutlu yüzde elli.
Bu gün Silivri de büyük bir organizasyon var. Bu organizasyona katılmayacağımı günler öncesinden zikretmiştim.  Ancak son anda katılmadığıma pişman oldum desem yeridir. Çünkü devletin valisi televizyonlara çıkarak  Silivri ye gidenleri tehdit ediyor ve polis ile yargı ile korkutuyor. Yapmayın be yetkinizi yerinde ve zamanında kullanmak esastır ama bu kullanış şekliniz zamansız ve yersizdir. Yöneticiler ve seçilmişler tüm halka hitap etmelidirler. Oy verenlerin mutlu olması bir taraf olanların mutsuz olması önemli bir sorundur ve bu sorunu çözecek olan hükümetin kendisidir.
Hukuksuz ve toplumu rencide eden direnişlere her zaman hayır dedik, demeye de devam edeceğiz. Ancak hükümet sözcüleri ve sayın başbakan halkı yatıştırıcı sözler sarf etmesi gerekirken yangına benzinle gitmeleri, kimseye bir şey kazandırmaz.
Aklı selim olan herkes sağ duyu ile hareket etmelidir. Başbakan dahi olsa hiç kimse Türklüğü ile övünen bir vatandaşa ananı da al git demeye hakkı yoktur.  Izdıraplar dinlenmeli, kangıran olmadan çaresi bakılmalıdır. Herkes bu iktidar kadar ülkesini sevmekte  ve ülkenin yararına çalışmalar yapmaktadır. Ayrışım yapmak  ülkemizin bütünlüğünü tehlikeye sokmaktadır.
Değerli dostlar, Türk halkı ne istiyor, zindanlarda bulunan Türk generallerini İmranlıdaki Apo kadar serbestlik hakkı tanınması.  Bu nasıl bir amaçtır, nasıl bir tutumdur anlaşılması mümkün değildir. Silivriye giden canlarda dikkat etmeli devleti tahrik etmemelidir. Hukuksuz bir ortam yaratılması yurdumuzu sıkıntıya sokar. Güçlü bir devlet anlayışı da  hoş görülü dikkatli hareket etmeyi icap ettirir.

 

 Güzel ülkemde direnişler devam ediyor. Direniş demek karşı safta yer tutmak olduğunu siz okurlarım ile paylaşmıştım. Bunun haklı veya haksız sebepleri olabilir.  Bu sebepleri de ortadan kaldırmak  hükümetin görevi olduğunu düşünmekteyiz.  Ben yaptım karar verdim oldu demek çağdaş demokrasilerde yeri yoktur. Ülkemiz ne yazık ki sivil cuntacılığa doğru kulaç aştı yürüyor.  Bir tarafta, karanlığa gömüldüğünü hisseden bir toplum ve karanlıktan kurtulmaya çalışan önemli bir kitle, diğer taraftan yüzde elli oy aldım diyerek yurt için de ve dışında istediği şekilde siyaset gütmeye çalışan bir iktidar ve bu iktidara destek veren  mutlu yüzde elli.


 Bugün Silivri de büyük bir organizasyon var. Bu organizasyona katılmayacağımı günler öncesinden zikretmiştim.  Ancak son anda katılmadığıma pişman oldum desem yeridir. Çünkü devletin valisi televizyonlara çıkarak  Silivri ye gidenleri tehdit ediyor ve polis ile yargı ile korkutuyor. Yapmayın be yetkinizi yerinde ve zamanında kullanmak esastır ama bu kullanış şekliniz zamansız ve yersizdir. Yöneticiler ve seçilmişler tüm halka hitap etmelidirler. Oy verenlerin mutlu olması bir taraf olanların mutsuz olması önemli bir sorundur ve bu sorunu çözecek olan hükümetin kendisidir.


 Hukuksuz ve toplumu rencide eden direnişlere her zaman hayır dedik, demeye de devam edeceğiz. Ancak hükümet sözcüleri ve sayın başbakan halkı yatıştırıcı sözler sarf etmesi gerekirken yangına benzinle gitmeleri, kimseye bir şey kazandırmaz.
Aklı selim olan herkes sağ duyu ile hareket etmelidir. Başbakan dahi olsa hiç kimse Türklüğü ile övünen bir vatandaşa ananı da al git demeye hakkı yoktur.  Izdıraplar dinlenmeli, kangıran olmadan çaresi bakılmalıdır. Herkes bu iktidar kadar ülkesini sevmekte  ve ülkenin yararına çalışmalar yapmaktadır. Ayrışım yapmak  ülkemizin bütünlüğünü tehlikeye sokmaktadır.


 Değerli dostlar, Türk halkı ne istiyor, zindanlarda bulunan Türk generallerini İmranlıdaki Apo kadar serbestlik hakkı tanınması.  Bu nasıl bir amaçtır, nasıl bir tutumdur anlaşılması mümkün değildir. Silivriye giden canlarda dikkat etmeli devleti tahrik etmemelidir. Hukuksuz bir ortam yaratılması yurdumuzu sıkıntıya sokar. Güçlü bir devlet anlayışı da  hoş görülü dikkatli hareket etmeyi icap ettirir.