Bir önceki yazımızda acele etmemek gerekir, hele toz duman bir dağılsın bindiğin at mı eşek mi anlaşılır diyerek saldırı tarih ve saatini başlığa taşımıştık...
Zamanı geldi...
1)Ülkeleri farklı unsurların belli bir uyum/uyumsuzluk içinde varolduğu bir sistem olarak incelemek,ülkeyi parçalamak isteyenlerin ilk işidir.
2)Bir ülkeye bütün bir sistem olarak cepheden savaş açmak,o ülkeyi parçalamak isteyenler açısından en riskli ve en maliyetli yöntemdir.
3)Sisteme cepheden açılan savaş;bütün unsurları ile,iç uyumsuzlukları da gidererek /gözardı ederek tepkisini güçlendirir,işi zorlaştırır.
4)Türkiye bir sistem olarak, generallerinin psikolojisinden her köyünün etnik kompozisyonuna kadar bir çok alanda haritalandırılmıştır.
5)Irak ve Suriye'den sonra küresellerin hedefindeki Türkiye'ye karşı cepheden saldırmadan önce bir sistem saldırısı başlatılmıştır.
6)Bu saldırının en önemli özelliği sistemdeki stres noktalarına sistemi çökertmeyecek , bütünsel teyakkuza geçirmeyecek "küçük" hamlelerdir.
7)Yapının stres noktalarına uygulanan baskılara karşı gösterdiği esneklik(resilience) ve direnç(resistance) kırılma noktasını da belirler.
8)Hookes; bu genel esneklik/kırılma prensiplerini formalize eden;sadece fiziki yapılar için değil sosyal yapılar için de anlamlı bir yasadır.
9)Sahnede hapishanenin beton duvarını kırmak için yapı mühendisi olan mahkumun liderliğindeki diğerleri Hookes yasasına göre bir yol izliyor.
10)Mahkumlar beton duvarı kırmak için balyozlarla girişmeden belli noktalarına bir yumurta çırpıcının ucu ile ufak delikler açarlar.
11)Kilit noktalara açılan küçük delikler beton duvarın esneklik/direnç gücünü düşürür & beton duvarı balyozlarla yıkmak çok daha kolaylaşır.
12)Son dönemde küresel taşeronu örgütler tarafından yapılan saldırılar Türkiye duvarında açılan bu "küçük" deliklere tekabül ediyor.
13)Birileri sistem analizini yaptıkları Türkiye'nin stres noktalarına ard arda taktik hamleler yapıyor..Dağlıca , Cizre ve son olarak Ankara.
14)Saldırı başladığında sistem başında bu saldırıyı karşılayamayacak,düşmanı yanlış yerde arayacak birilerinin olması saldırganın rüyasıdır.
15) 100 yıl önce bir cephe saldırısı ile karşı karşıyaydık.100 yıl sonra 90'dan beri çalışılan bir sistem saldırısı ile karşı karşıyayız.
İşte bu yüzden Türkiye bir sistem saldırısı ile karşı karşıyadır, ve terörle değil işgalle mücadele noktasındadır.
NATO üyesi ülkelerde olası Rus işgaline karşı gayri resmi örgütlenmeye giden yapılanmanın her ülkede farklı adlarla çalıştığı biliniyor. Örgütün İtalya’daki adı Gladio idi. Türkiye’de kontrgerilla, Yunanistan’da B-8 ya da Sheep Skin, Belçika’da SDRA-8, Hollanda’da NATO Command, Batı Almanya’da Gehlen Örgütü, Stay Behind ya da Sword, Avusturya’da Schwert, Fransa’da Rüzgar Gülü, İspanya’da Anti-Terör Kurtarma Grubu (GAL), İngiltere’de ise Secret British Network olarak bilinir. Gladyo, özel olarak NATO cephe gerisi direniş organizasyonun İtalyan kolunu belirtse de bazen “Gladyo operasyonu” NATO’nun bütün cephe gerisi (stay-behind) operasyonlarının gayri resmi adı olarak kullanılır ve bazen “Süper NATO” adıyla da anılır.
Trabzon’daki Rahip A. Santorini, Malatya’daki misyonerler ve İstanbul’daki H. Dink cinayetlerinin Türkiye Gladiosunun imzası taşıdığı iddiaları hala belleklerde. Görünen o ki CIA ve MI6 kontrolündeki Gladio hâlâ faaliyette. 10 Ekim 2015 Cumartesi günü Ankara’da patlayan ve onlarca yurttaşın ölümüne yüzlercesinin yaralanmasına yol açan terör olayının birkaç gün öncesinde sosyal medya hesaplarından ilan edilmesi önemli bir ip ucu. Sahte bir Rus ismiyle alnan hesaptan @AnatolyTodorov adıyla tweet’ler atan kullanıcının saldırının devlet tarafından düzenleneceğini ileri sürerek, yönlendirme yapmaya çalıştığı açıkça anlaşılıyor.
Ankara’daki kanlı saldırının öncesinde PKK’dan yapılan açıklamalarda eylemsizlik kararı alındığı duyurulmuştu. ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Suriye’deki muhalifleri eğittikleri programı gözden geçireceklerini ve bundan sonra bölgedeki Kürt güçleriyle daha yakın çalışacaklarını söylemişti.
Oysa PYD/YPG çoktan saf değiştirmişti bile. Suriye’deki Kürt güçleri çoktan Ruslarla temasa geçmişti.. Moskova, muhaliflere yönelik hava operasyonlarına karadan destek sağlamak için PYD ile anlaştı. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, PYD Eş Genel Başkanı Salih Müslim’le Paris’te bir araya geldi.
Buradan da anlaşılacağı üzere, Ankara’da patlayan bombaların failinin, dost görünen düşman kuvvetlerinin olduğu anlaşılacaktır. Güvenlik güçlerinin yürüttüğü faili belirleme çalışmalarının sonunda olayın ister PKK ister IŞİD’i işaret etse bile azmettirici gücün bir NATO ülkesinin istihbarat servisinin tezgâhı olduğu aşikardır..
Hatta bir bakanın söylediği gibi aynı zamanda PKK ve IŞİD aynı terör eyleminde işbirliği mi yapmış olabilir mi? Hayır ama belki birbirlerinden habersiz aynı yerde aynı saatte aynı eylem kararını aldıran gücün oyununa gelmiş olabilirler.
Rusya'nın sınır ihlalleri sonrası Türkiye'ye gelmeye can atan Nato güçlerinin beyanlarına karşılık hatırlarsak Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç; Türkiye’nin NATO’dan asker talebi olmadığını açıklamıştı.
İşte olay burda başlıyor...
Ankara’daki bomba olayı, NATO’nun Türkiye’yi istikrarsızlaştırarak işgal etme planının bir parçasıdır.
Sonuçta Ankara bombasıyla eylemsizlik kararı alan, Suriye ve Irak’ta Rusya ile işbirliği yapmak istediğini açıkça beyan ederek Amerika’yı satışa getiren PKK cezalandırılmıştır. Suriye’de Rusya ile gizli mutabakata varan ve NATO’nun Türkiye’ye asker göndermesini ret eden mevcut yönetim ve Türkiye cezalandırılmıştır. Ankara bombası Türkiye’yi işgal etmek isteyen küresel güçlerin NATO’nun planının bir parçasıdır. Bu Kürt koridoruna müdahale etme, operasyonlara son ver diye Tsk ya mesajdır. Erdoğan'a dibindeyiz ona göre mesajıdır.Bol mesajlı bir eylemdir..
Pkk yaptı,Akp yaptı,Paralel yaptı,Hdp yaptı....Kime yazsan sırıtmaz...Katliama partiler boyutunda bakmak,oyunu yapanları mutlu ediyordur ama...
Ankara katliamının altında örgüt aramak büyük bir yanılgıdır.Hangi örgüt çıkarsa çıksın,işin sahibi büyük abilerdir.
Hikaye bu ya...
Bir tren kompartımanında yalnız bir Amerikalı büyükanne ile genç ve güzel kız torunu, İngiliz bir subay ve bir de Alman (nazi) subayı vardır.
Tren karanlık bir tünelden geçerken kompartımanda bir öpüş ve bir tokat sesi duyulur.
Tren, tünelden çıktıktan sonra kimse konuşmaz ama herkesin aklından farklı farklı düşünceler geçer; şöyle ki:
Büyükanne kendi kendine, “ne iyi bir torun büyütmüşüm, kendisine sahip çıkabilecek güçte. onunla övünüyorum!” diye iç geçirir.
kız torun da, “büyükannem bir öpücüğe kızmayacak kadar yaşlıdır. ayrıca adamlar da kibar. büyükannem böylesine şiddetli tokat atmasına şaştım” der.
Alman (nazi) subayı ise şöyle iç geçirir; "Şu İngilizler ne zeki insanlar! Kızı öpüyorlar ve tokadı öbür adama yediriyorlar!”
Bu sıradaysa İngiliz subayı, kendi kendine sessizce gülmektedir; “Ne zeki adamım! Kendi elimi öptüm ve Nazi’yi tokatladım!”
Yani?
MI6 kumpası. MI9 tokadı.
Ankara'da "İngiliz eli".
Bunlar birine mesaj vermek isterlerse, sayılar, rakamlar ve sembollerle mesaj verirler.
Asla sıradan tarihler, yerler veya sıradan olaylar seçmezler.
İşaret edilen yere değil, kameranın arkasına bakabilecek bir göz lazım bize..
Başkentde yapılıyorsa Operasyon büyüktür.
Seni de vurabiliriz demektir.
Bazen mesaj anlaşılsın diye katiller bilinmek için her zaman bir imza bırakırlar. bu sayılar imzalarıdır.
Unutmayalım. Ankara Garı Cumhuriyet’in, eldeki son devletin kuruluşunu simgeler. Mustafa Kemal Milli Mücadele’yi oradan yönetmiş, Ankara’da Meclis kurulurken o Tren Garı’nda kalmıştı.
Tam da o sembol üzerinden mesaj veriliyor..
Ayrıca 10.10.2015 saat 10. 1+0+1+0+2+0+1+5= 10 tesadüf seçilmiş bir tarih değil.
Madrid londra bombalarında olduğu gibi..
Asıl mesele şudur ki; Olayın arkasından hangi fail çıkarsa çıksın şaşırmazsınız, işte bu ülkenin dış politikasının iflası demektir.
Herkes kumar masasında tahminini bir terör örgütüne yatırıyor...
Krupiye sırıtmakta..
Kumarhane sahibi tepeden oyunu izlemekte.
İngiltere başbakanı konutu 10 numara olarak adlandırılır...
Başbakan, Downing Sokağı 10 Numara'da oturur. 10'un hikmeti...
İngiltere organizasyonunda Nato operasyonu....
Şimdi düşün;Bir dehşetin geleceğini ama engelleyemeyeceklerini bildiklerinden, sorumluluğu paylaşmak istediklerinden miydi iktidarın seçim hükümeti teklifi?
Başbakanın olay sonrası AKP hükümeti yok seçmen bizi tek başina iktidar yapmadı, seçim hükümeti gibi beyanlarını bu kapsamda oku...
Not:Bu yazı görüşlerimiz ana çerçevesinde alıntılarla desteklenmiştir