Değerli okurlar, son aylarda İstanbul Taksim gezi parkında Türk halkı haksız uygulamalar karşısında direnç gösterdi. Yargının kararına rağmen gezi parkında topçu kışlası ve avm yapmak isteyen İstanbul belediye başkanlığının ve hükümetin kararlarına direniş gösterdiler. Bu direnişte halk haklıdır ve direniş çabalarının da sonucunu almıştır. Ancak direnişin karşı duruş olduğunu bilmekteyiz. Bu halkı tavırda galip gelen direnişçiler illegal yollara ( yasal olmayan) asla başvurmamalıdırlar.

Bugün Hatay’ da polis memurları yaralanıyorsa, panzerlerin üzerine Molotof kokteyli atılıyorsa, devlete karşı bir savaş açılmışsa bu yol legal değil illegaldir. İşte bu süreç direnişçilerin haklılığını da ortadan kaldırır. Kaldı ki direniş istihbaratlarda da görüldüğü gibi dış kaynaklı destek görüyorsa asıl tehlike de budur.

Değerli dostlar, arap baharının yalancı bahar olduğunu hep beraber gördük. Amaç bu devletlerde ki petrolü emperyalist devletlere aktarmaktı. Yoksa hiçbir haçlı ordusu Müslümanlığı ve Müslüman insanları savunmaz, bu insanlara demokrasi getireceğiz masalları anlatmazdı. Ama ortada da önemli bir gerçek vardı; bu ülkelerdeki yönetim biçimi dikte başkanlık sistemidir. Yönetenler zengin, halk ise ezik ve fakir durumdadır.

Türkiye de ise AKP iktidarının uygulamalarından dolayı sıkıntıya düşen belirli bir grup vardır. Bende bu uygulamalara katılmıyorum ancak asla hukuk dışına çıkacak yaptırımları da desteklemiyorum. Rahmetli Bülent ECEVİT’ inde dediği gibi, “ Türkün Türk’ten başka dostu yoktur ” deyimini de aklımdan çıkartmıyorum. Türk devletine ve Türk milletine durduk yerde kimse hayırlı rüya görmez.

Belli bir kurumun menfaatleri için alınan kararlara direnelim,

dünyanın en pahalı petrolünü kullanıyoruz diye direnelim,

eğitim ve öğretimde ve sınav adaletsizliklerine karşı direnelim,

ekonomi dağılımının ve vergilerin ağırlığına karşı direnelim,

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin onur timsali olan ay yıldızlı bayrağımızı ayaklarının altına alınışına karşı direnelim,

Ama bu direnç asla illegal olmamalıdır.

Sevgili okurlar her zaman söylerim, yasaklar kötü insanlar içindir, durduk yerde yasak koyanlara karşı da direnelim. Ancak bu direnç mantık dahilinde olmalıdır ve kimsenin güdümünde kalınmamalıdır.

Son dönemde siyasi partileri, işçileri, Alevileri devlet otoritesiyle karşı karşıya getiren zihniyet vardır. işte bu zihniyete karşı da direnelim. Polisin yasa dışı direniş gösterenlere karşı engel koyması tabiidir ve unutulmamalıdır ki bu polise de emir veren siyasi bir zihniyet vardır. Eğer bu engeller gayri resmi ise hak gaspı varsa bunlara karşı da direnelim. Ancak polisi rakip görerek polise karşı keyfi direniş göstermek yasal olmaması gerek.

Ne yazık ki Türkiye de iktidar tek adamlık zihniyetiyle yönetiyor. İşte bu sistem diktatörlüğün ve faşizmin ayak sesleridir. Bu sisteme karşı da legal bir şekilde direnebilmeliyiz. Unutulmamalıdır ki insanlar barikatların arkasında direniş göstererek özgürleşirler.