Suriye'nin uluslararası hukuka tamamen aykırı bir biçimde silahsız eğitim uçağımızı kendi hava sahasını 1 Km. ihlal etti bahanesiyle düşürmesi,
İnanılacak gibi olmayan bir hadisedir.
Tamamen keyfi bir cinayet olan bu saldırı,
Türkiye Cumhuriyeti'nin karizmasını fena çizmiştir.
Yazmak bile zül ama
Bu son olay da göstermiştir ki
Bölgede bizim ülkemizin hiçbir ağırlığı ve caydırıcılığı kalmamıştır.
Bin yıllık devlet geleneği olan
Yüzyıllarca 3 kıtaya hükmetmiş
Akdeniz'i iç göl yapmış
Fransa'nın Macaristan'ın imparatorlarını bir mektupla değiştirmiş
Koskoca bir imparatorluğun devamı olan Türkiye Cumhuriyeti
Asırlarca sınırları içerisinde kalan Ortadoğu'da
Şamar oğlanına döndürülmüştür.
Bırakın ABD ve İsrail'i
Kıytırık Suriye bile devletimize pervasızca saldırmakta hiç beis görmemekte, çekinmemektedir.
Komşularla sıfır sorun politikasıyla hükümet olan AK Parti'nin 10 yıllık dış politikasına şöyle bir göz attığımızda
Aynı iç politikadaki gibi
İnanılmaz saldırı ve tavizlerle doludur.
Türkiye'nin dış politikada kan kaybetmesi
ABD'nin Irak'a saldırısıyla başlamıştır.
ABD Irak'ta yüzbinlerce Müslümanı öldürüp
Onbinlerce Müslüman kadına tecavüz ederken
Devlet olarak ABD'nin yanında olduk.
Öldürülen ve tecavüz edilen kadınlara sahip çıkacağımıza
Katil ABD askerlerinin sağ salim ABD'ye dönmeleri için dua ettik.
Kuzey Irak'taki kırmızı çizgilerimiz yerle bir oldu.
Bu bölgede fiili bir Kürdistan kuruldu.
Terör örgütünün Kandil'de yuvalanmasına ve tüm dünyadan bu bölgeye silah akışını engelleyemedik.
ABD askerleri burada bulunan en seçkin askeri birliklerimizden olan Bordro Bereli subaylarımızın başına çuval geçirdi,
Çıtımızı çıkaramadık.
İsrail'e Davos'da kuru kuru One Minute dedik
Hepimiz alkışladık ama iktidar partisi
İç politikada müthiş puan toplarken
İsrail askerleri Mavi Marmara olayında 9 sivil vatandaşımızı adice katletti.
Biz devlet olarak bir özür bile diletemedik.
Üstelik Mavi Marmara gemisini Gazze'ye gönderen derneğin başkanını El Kaide davasından tutuklayarak
İsrail'in bu cinayetlerine siyasi meşruiyet kazandırdık.
ABD'nin isteğiyle Kürecik'te kurduğumuz füze rampası nedeniyle
İran'ın rütbeli rütbesiz subaylarınca her fırsatta tehdit edildik,
Kafamızı bile kaldırıp bir söz söylemedik.
Suriye terör örgütünü alenen destekleyip lojistik destek sağlarken
Ne yapıyorsunuz bile demediğimiz gibi
Şimdi de keyfi bir şekilde bir uçağımızı düşürüp pilotlarımızı şehit etti.
Kuru gürültüden başka bir şey yapamıyoruz.
Neymiş efendim?
Diplomatik ve ekonomik yaptırımlar yapacakmışız.
Suriye özür diletmek için enerjilerini kesecekmişiz.
Yani bir uçağımızı düşürüp pilotumuzu şehit ettiler
Biz fişlerini kesip karanlıkta bırakacakmışız.
Sevsinler sizi
Fişlerini çekince
Ne de çok korkacak Suriye hükümeti.
Kaçacak yer arayacaklar.
Bölge devletleri, " Aman Türkiye bizim de fişimizi çekmesin diye kapımıza elçiler gönderecek, aman dileyecekler. Türkiye'ye biz bulaşamayalım bak, sonumuz kötü olur, bizim de fişimizi çekerler" diye korkudan geceleri uyuyamayacaklar!
Vay Türkiyem vay
Ne oldu sana?
Dış politikadaki 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh' ilkesi terk edildi.
Diplomatik realiteye aykırı olarak
Başka ülkelerinin çıkarları
Ülkemizin çıkarlarından daha önemli hale geldi.
Başkasının gölgesinde olanın gölgesi olur mu?
BOP dediler. COD dediler. HOS dediler.
Çara çakala bu güzel ülkemi madara ettiler.
ALINTIDIR...
Tamamen keyfi bir cinayet olan bu saldırı,
Türkiye Cumhuriyeti'nin karizmasını fena çizmiştir.
Yazmak bile zül ama
Bu son olay da göstermiştir ki
Bölgede bizim ülkemizin hiçbir ağırlığı ve caydırıcılığı kalmamıştır.
Bin yıllık devlet geleneği olan
Yüzyıllarca 3 kıtaya hükmetmiş
Akdeniz'i iç göl yapmış
Fransa'nın Macaristan'ın imparatorlarını bir mektupla değiştirmiş
Koskoca bir imparatorluğun devamı olan Türkiye Cumhuriyeti
Asırlarca sınırları içerisinde kalan Ortadoğu'da
Şamar oğlanına döndürülmüştür.
Bırakın ABD ve İsrail'i
Kıytırık Suriye bile devletimize pervasızca saldırmakta hiç beis görmemekte, çekinmemektedir.
Komşularla sıfır sorun politikasıyla hükümet olan AK Parti'nin 10 yıllık dış politikasına şöyle bir göz attığımızda
Aynı iç politikadaki gibi
İnanılmaz saldırı ve tavizlerle doludur.
Türkiye'nin dış politikada kan kaybetmesi
ABD'nin Irak'a saldırısıyla başlamıştır.
ABD Irak'ta yüzbinlerce Müslümanı öldürüp
Onbinlerce Müslüman kadına tecavüz ederken
Devlet olarak ABD'nin yanında olduk.
Öldürülen ve tecavüz edilen kadınlara sahip çıkacağımıza
Katil ABD askerlerinin sağ salim ABD'ye dönmeleri için dua ettik.
Kuzey Irak'taki kırmızı çizgilerimiz yerle bir oldu.
Bu bölgede fiili bir Kürdistan kuruldu.
Terör örgütünün Kandil'de yuvalanmasına ve tüm dünyadan bu bölgeye silah akışını engelleyemedik.
ABD askerleri burada bulunan en seçkin askeri birliklerimizden olan Bordro Bereli subaylarımızın başına çuval geçirdi,
Çıtımızı çıkaramadık.
İsrail'e Davos'da kuru kuru One Minute dedik
Hepimiz alkışladık ama iktidar partisi
İç politikada müthiş puan toplarken
İsrail askerleri Mavi Marmara olayında 9 sivil vatandaşımızı adice katletti.
Biz devlet olarak bir özür bile diletemedik.
Üstelik Mavi Marmara gemisini Gazze'ye gönderen derneğin başkanını El Kaide davasından tutuklayarak
İsrail'in bu cinayetlerine siyasi meşruiyet kazandırdık.
ABD'nin isteğiyle Kürecik'te kurduğumuz füze rampası nedeniyle
İran'ın rütbeli rütbesiz subaylarınca her fırsatta tehdit edildik,
Kafamızı bile kaldırıp bir söz söylemedik.
Suriye terör örgütünü alenen destekleyip lojistik destek sağlarken
Ne yapıyorsunuz bile demediğimiz gibi
Şimdi de keyfi bir şekilde bir uçağımızı düşürüp pilotlarımızı şehit etti.
Kuru gürültüden başka bir şey yapamıyoruz.
Neymiş efendim?
Diplomatik ve ekonomik yaptırımlar yapacakmışız.
Suriye özür diletmek için enerjilerini kesecekmişiz.
Yani bir uçağımızı düşürüp pilotumuzu şehit ettiler
Biz fişlerini kesip karanlıkta bırakacakmışız.
Sevsinler sizi
Fişlerini çekince
Ne de çok korkacak Suriye hükümeti.
Kaçacak yer arayacaklar.
Bölge devletleri, " Aman Türkiye bizim de fişimizi çekmesin diye kapımıza elçiler gönderecek, aman dileyecekler. Türkiye'ye biz bulaşamayalım bak, sonumuz kötü olur, bizim de fişimizi çekerler" diye korkudan geceleri uyuyamayacaklar!
Vay Türkiyem vay
Ne oldu sana?
Dış politikadaki 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh' ilkesi terk edildi.
Diplomatik realiteye aykırı olarak
Başka ülkelerinin çıkarları
Ülkemizin çıkarlarından daha önemli hale geldi.
Başkasının gölgesinde olanın gölgesi olur mu?
BOP dediler. COD dediler. HOS dediler.
Çara çakala bu güzel ülkemi madara ettiler. ALINTIDIR...