Artık eski dostluklar ve muhabbetler olmadığı gibi MİSAFİRLİKLER de kalmadı. Büyüklerimiz vakitli vakitsiz misafir evimize gelse dahi ‘olsun oğlum bu tanrı misafiridir’ diyerek önüne iki kap yemek koyardı.Şimdi ise sihirli kutunun yani televizyonun icadından bugüne kadar benim görmüş olduğum; misafirlikler,sohbetler,dostluklar ve muhabbetler tarihe karıştı.TV’de sabah dizi akşam dizi maalesef kadınlarımız kapıya koyacak bizi misali devam edince, bırakın misafirliği evin içinde ne tat ne de tuz kalmadı.Bir odada koca maç seyrediyor,diğer odada çocuklar çizgi film,hanım ise başka bir odada TV dizisi (Adını Feriha Koydum,Fatmagülün Suçu Ne gibi) izliyor.Bütün bu olaylardan sonra misafir nasıl karşılanacak ve ikram nasıl yapılacaktır.Misafirler ev sahibinin canını sıkarak bir yük kabul edilmektedir.İstanbul’da Sarı Kışla’da askerlik yapan baba oğul,seneler sonra terhis edilip eve dönünce baba sen askerliğini nerede yaptın diyerek oğlu sorar.Sarı Kışla’da yaptığını duyunca şaşırır.Bende orada yaptım der.Buna emsal olarak ise, şimdi aileler maalesef aynı evde ve dairede oturmalarına rağmen yemekten yemeğe,kahvaltıdan kahvaltıya bir araya gelip,beklide iki kelime konuşmuyorlar.Bu ortamdan sonra eve gelecek olan misafire kurban olsunlar.Misafir ziyarete gittiği zaman meşgul olduğunuzu görür ve aynı odada ev sahibinin dizi izlediği zamana rastlarsa bu saygısızlıktan sonra,misafirlik hak getire.Sorarım size: sizler böyle bir eve misafir gider misiniz?.Maalesef ve maateessüf bütün ailelerde bu durumun mevcut olmasından herkez müşte ki.İnanınız ki yalan söylemiyorum.Tek bir televizyonu olanlar ise, odada balık istifi gibi dizi seyrediyorlar.Bu evlere misafir olarak gitmek değil nefes almak ve öksürmek bile yasak.Bugün ki maddi durumlar misafirlik olayı ve kavramını ortadan kaldırdı.Eskiden ikram edilen bir fincan kahvenin kırk yıllık değil,kırk dakikalık dahi ne hatırı ne de misafirliği kaldı.Orta yaşlılar ve yaşlılar,belki aydan aya birbirleriyle görüşme yapabiliyor veya birbirlerine misafir olabiliyorlarsa ne mutlu.Eski zamanlarda evlerimiz bir veya iki katlıydı.Bugün beş altı katlı binaların,şayet asansör yoksa misafirlik yapmak için gitmek hak getire.Bilhassa yaşlılar için,soluk soluğa merdivenlerden çıkıp daralmış nefesle misafirlik olmuyor.En iyisi diyeceksiniz ki,otur oturduğun yerde.Ama o da olmuyor.Türk insanının ruhunda hele hele biz yaşlarda iki çift laf etme ihtiyacı duyuyoruz.Bilhassa Ramazanlarda,iftar saatlerinde aileler birbirini davet eder,sohbetler görüşmelerden sonra kahveler içilerek dertlenirlerdi.Şimdi ise yok papariziler,derken her şey bitiyor erken.Şuna da inanıyorum ki her geçen gün bir öncesini aratıyor.Bazı zamanlarda misafirliğe gidince,ikinci bir misafir üstüne gelirse,ev sahibi şaka yoluyla misafir misafiri istemez ev sahibi ise hiç kimseyi istemez diyerek birbirimize takılırdık.Biliyorsunuz ki,meşhur sözdür ‘misafir umduğunu değil bulduğunu yer’.Şunu hiç unutmamak lazım ki;bu fani dünyada hepimiz misafiriz.Onun için misafirlik,komşuluk,dostluk,ahbaplık ve arkadaşlarla dolu olarak bu dünya içerisinde iyi bir MİSAFİR olmaya gayret göstermeliyiz.Tanrı katında misafirlik kutsaldır.İnsan oğlu biri birine kenetlenmek için değerli iki şeye sahiptir ; misafirlik.dostluk ve beraberlik.Hepimiz bu fani dünyanın MİSAFİRLERİYİZ.