Ordumuzda 1954 yıllarında Ticaret Lisesi olmadığından dolayı lise tahsilimi Giresun'da tamamladım.Okul dönemlerimin en iyi ve mutlu günleri Giresunsumuzda geçmiştir diye bilirim. Derviş oğullarından, Boz bağlardan, Domaçlar ‘dan, hele hele benim zamanımda ve daha sonraları popülerliği unutulmayan ADNAN AŞUR kardeşimi  rahmetle anıyorum. Gelelim konumuza şehrimizde çıkan 11mart 2016 tarihli Ordu Yorum Gazetesi'nde "Giresun’un FINDIK isyanı" yazısını okuyunca helal olsun Giresunlulara diyerek gururlandım 14 TL'den 8.25 TL'ye düşen fındığımızla ilgili mahalli televizyon ve basınımız da çıkan haberlerin haricinde Türkiye'nin hiçbir girdisi olmadan 2 milyon dolar döviz geliri sağlayan ve tek tarım ürünü olan fındık üreticimizden, halkımızdan sivil toplum kuruluşlarımızdan bir ses bir kıpırdama olmayarak fındık her zamanki kaderine terk ediliyor. Üreticimiz örgütsüz ,dolayısıyla serbest piyasa çarkları arasında kaderiyle cebelleşiyor. Armut piş ağzıma düş devri bitmiştir. Ağlamayan çocuğa mama yok. En azından komşumuz GİRESUNLULAR gibi sesimizi duyurma zamanı geldi ve geçiyor bile. Fındık teşvik kapsamına alınmalıdır Don oldu, rekolte düşük diyerek mücadelemizi bırakmamalıyız. Fındığımız devreye sokarak yapı oluşturmalıyız.Fındık bölgesi milletvekillerimiz iktidar ve muhalefet demeden iç ve dış mihrakların tuzağı ve oyunlarına kanmadan samimi olarak müstahsilimizin yanında olmalıdırlar Burada iş bence en çok iktidar milletvekillerine düşmektedir, çünkü bu gün onların sözü geçmektedir. Hatırladığım kadarıyla zamanı sabıkta fındık olaylarında neler yaşadığımız hepimizin malumudur, gerek gasp edilen fındığımız ve gerekse üstümüze ölü toprağı atılmış gibi kanuni hakkımızı kullanarak bir araya gelip sesimizi yükseltemiyoruz. Bu iş iktidarımıza ve bölgedeki politikacılarımıza KALMIŞTIR…Bakalım bu kışta don oldu diyorlar hayırlısı Rabbime kaldı..