İkisinin ortak ayağı seçilebilendir.İki ayaktan birisi üçüncü ayağı kendisinin oluşturduğuna inanır.Seçim ve seçilebilirlik tarihi,seçicinin seçilen tarafından idare edebileceği durumların sonucunda ortaya çıkmış bir gerçekçiliktir.
       
 Eski toplumlarda ,kabile denilmiş olsa da adına modern toplumlardan daha adil,hakkaniyetli ve de eşitlik temeliyle anlam bulmuştur. Yunan Demokrasisi ve "Site" anlayışının incelendiğinde ,Yakacık demokrasisinin anlam kazandığı yıllara götürüldüğünü görürsünüz...Yıllar öncesi,sizler bebek,bizlerin yaşlı,sakallı,şalvarlı,fesli,kepli ve sarıklı olduğumuz yılların seçimi,insanların kalabalıklaştığı güne denk getirilir ve bir cuma günü meydan da bulunan camiinin önündeki kütüklerin üzerine oturan,sırtını sülük(ıhlamur)ağacına dayayıp yönünü kıbleden yana vaziyet almış olan gerçek anlamda ihtiyarlar heyeti,günü ve zamanı tartışırlar ,ortak akılda birleşerek olması gerekeni ortaya çıkartarak.İşte ,bu muhtar,şunlarda yanında heyeti derlermiş. Seçiciler heyeti denirmiş adına bir nevi ABD başkanlık sistemi çalmış bizim formülü.
          Gel zaman git zaman yaşanılırken,Doğru kararların yanında yanlış kararların olduğu gözlemlenmeye başlanmış,her yanlış bir doğruyu götürürmüş o zamanlar.Yanlışı yapan bir başka dönem yok sayılmış,doğrusu fazla olduğundaysa var olmasının aklı alınmış.Her akıl aklı başında olmasa da geçerli sayılarak bu günkü hukuk sistemimizin "çoğunluk" esasıyla hükmünü doğurmuş.
           Böyle giderken hukuk,yönetim ve kararlar ,çıkıp gelmiş kendisini bir takım elbise ve cızlavat lastiğin kölesi durumuna getirmiş olan birisi ,Demiş olmaz,bu düzen böyle gitmez,bu değişmeli,çivi yerine yeniden çakılmalı . ve adına "Demokrasi" demese de bildirmiş hükmünü ve o günden sonra denilmiş ki,"Hayto gelse bile ,değiştirilmez bu çivi...
          İşte ;bozulmuş ise bir kez seçim yasa ve tüzüğü ,gün gelmiş baraj denilmiş,gün gelmiş nisbi sistem ve bir gün gelinmiş ki,adına çoğulculuk rejimi ama hayton düzeninden farklı değilmiş önerildiği sayılan Başkanlık rejimi...
             Bundan böyle,sultan saltanat,yürütme,yürüme,taban dediniz tabansızlardan hareketle gösterilmiş,bir takım elbise ve ayaktaki kunduraya bağlı geviş getiren kravatlı,şatafatlı düzenin kuyruk sokumlu ilik başı..
         Seçim kazanmanın formülü saklı kendi içinde,denilir ki :Ben işimi bilirim gece yatağa girince..Bildiği bildiklerinin uzaklaşmış,bilmedikleri başına dert açmış,gün gelmiş yeterliliği olmayanlar,üçüncü sınıf figüranlar mışcasına başrol oyuncusu olarak ortaya nam salmış..
          .Bizden de seçmek ,seçilmek denilen yap-boz oyununa alkış tutarak ,sandık başını Demokrasi anlayışlı oyun oynamak sanılmış..Öldürülenlerin ahıyla,yaralı kalanların izniyle ve de yer almışların yüzü suyu hürmetine bir Elham üç gülhu vallahi okumak kalmış… KOLAY GELSİN...