TERÖR, linç, şiddet, hınç, öfke, cinnet, barbarlık, bunlarla birlikte son olarak
SURİYE olayları vs. gibi…
Toplumsal yapımızdaki dönüşümün, çözülme ve yozlaşmanın açtığı getik-
den travmatik yarılmalardan ortaya çıkan durumları günbe gün yaşadığımız yadsınamaz. Bir zaman sonra da, kanıksadığımız bu gerçeklerin, her gün
yeni bir boyutuyla yüzleşmek: bize, yaşanan çözülmenin ne düzeyde geldiğini
göstermektedir. Şiddetin bin bir yüzü gelip hayatımızı kuşatıyorsa: toplumun sürekli kanayan sorunları, toplumsal açmazları olduğu gerçeği üzerinde biraz
düşünmek gerekmektedir. Hızlı kentlileşmeyle birlikte gelen/yaşanan sorunların
kent insanının gündelik yaşamını nasıl tehdit ettiği ortada.
Türkiye, coğrafi olduğu kadar, sosyo- ekonomik, kültürel dokusu bakımından da
Farklılıklar içeren bir ÜLKEDİR.Yaşanan sorunların varlığı bunların nasıl değerlendirilmesi gerektiği için birer veridir. Hep doğu hep doğu neden hep doğu, Mardin Mazıdağı’nın bir köyünde gerçekleştirilen toplumsal katliam, sözünü ettiğimiz sürecin getirdiği sonuçlardan biridir.Bu sıradan bir ‘VAKA’ değildir. Yukarda da yazdığım gibi .Türkiye’nin doğu sorununun doğurduğu bir sonuçtur bu toplu katliam.Bunu ister toprak anlaşmazlığı, ister çıkar çatışması, isterse birikmiş öfke diyelim: insan katline dönük her girişimin içerdiği ilkelliğin arkasında her zaman olduğu gibi eğitimsizlik vardır, ama tekbir neden değildir. Ekonomik, geri kalmışlık, toprak sorunu bu gerçeğin diğer boyutlarıdır elbette. İnsanlar çözümlenemeyen sorunlarını kendi arasında şiddet
le çözmeye yaklaşınca: hem yöre insanı, hem aileler, hem kadın ve çocuklar bun
dan derin yalar aldı,alıyor da…
Şiddet yüzünü gösterince, insanlık, barbarlık kavramının iklimine döner:
İşte bu gün olduğu gibi filiz verir Habil ile Kabilin savaşımı. Dileriz bu topraklar bundan böylesi bir acıyı bir daha yaşamaz, böyle şiddet ve terörist olayları ile karşılaşıp yüzleşmez, kalbi olarak bütün milletimizin dilek ve temennisi budur.
SAVAŞ istemediğimiz gibi şehit ve gazi vererek ANALAR AĞLAMASIN RABBİMDE ağlatmasın. Saygılarımla…