Dünya tarihinde ne zaman siyaset inanç etkisine girmiş ise, insanlık çok acı ve felaketler yaşamıştır. Ne zaman siyaset inançla arasına mesafe koymuştur insanlık huzur ve refahı yaşamıştır. Avrupa'nın Orta çağda  mezhep kavgaları döneminde yaşadıkları ortadadır. Yıllar boyunca felaketler ve  acılar için de yaşamak zorunda kalmışlardır. Ne zaman Fransa'nın öncülüğünde laik yaşama başlamışlar, bilimde ve teknolojide gelişme sağlayarak huzur ve refahı bulmuşlardır. Sanayi devrimini başararak dünyaya hakim olmuşlardır. Avrupa insanı kiliseye giderek inancının gereklerini yerine getirirken, siyaset yaparken bilim ve teknolojiyi öne çıkarmayı başarmışlardır. Siyasetin insanlığın tecrübesine ve teknolojiye uygun olarak yenilenmesi gerektiğini görmüşler. Bu kavramın adını laiklik olarak ifade etmişlerdir. Yaşadıkları sisteme de demokrasi adını vermişlerdir.

                Osmanlı,  Avrupa'nın gelişmelerini görmemiş yada görmezlikten gelerek siyaseti inancın etkisinden kurtarmayı başaramamışlardır. Osmanlı laikliği kabullenememiş, bilim ve teknolojide gerekli adımları atamamış. Sanayi devrimini gerçekleştirememiştir. Camide inancının gereklerini yerine getirirken, siyasette caminin etkisinden mesafeli olamamıştır. Sonuçta Avrupa'nın sömürge alanına girmiş. Topraklarını koruyamaz olmuş. 1918 tarihine gelindiğinde Avrupa'ya  teslim olmuştur.

                Avrupa, Osmanlıyı teslim almanın bayramını yapacakken, dünyanın büyük deha olarak tanıdığı Atatürk ortaya çıkmış. Anadolu'da yaşayan Türk milletinin birlik ve beraberliğini sağlayarak istiklal savaşını kazanma başarısını göstermiştir. Avrupa'nın bayram yapma heyecanını kursağında bırakmıştır. Yeni kurduğu devletin karakterini ortaya koyarken Osmanlının siyaset anlayışından uzaklaşarak, Avrupa siyasetini tercih etmiştir. Laiklik kavramını devletin yaşamına sokmuş. Bilim ve teknolojik gelişmenin temellerini atmıştır. Sanayi devrimini başlatmış. Eğitimi güncelleştirerek, yeni neslin bilim ve teknolojiye önem veren bilgi beceriyi öne çıkaran nesil olması için gerekli atılımları yapmıştır. Daha doğrusu Türk milletinin huzur ve refah içinde yaşaması için yolu açmıştır. Türk milleti şunu çok iyi bilinmelidir. Atatürk dini çok iyi anlamış ve yorumlamıştır. Camide hutbe verecek kadar dini biliyordu inanıyordu. İstediği caminin siyasete müdahale etmesinin önü kesilsin. Siyaset bilim ve teknoloji  etkisi altında yürüsün.

                Laiklik kavramını içine sindirememiş devletlerin durumu ortada. Orta doğuda, Afrika'da var olan devletler, Avrupa'nın Orta çağda yaşadıklarını günümüzde yaşar durumdalar. Mezhep savaşları ne huzur ne de refah yaşam bırakıyor. Evet siyaset inancın etkisine girdiği zaman sonuç kaçınılmaz oluyor. Acı ve felaketler yaşanıyor.

                Bütün bunlar yaşanmış ve yaşanırken ülkemizde yaşayan LAİKLİK KARŞITI vatandaşlara sormamız gerekmez mi? Siyaseti inancın etkisine sokmak isteyenler Avrupa'nın orta çağını ülkemize tekrar yaşatmak mı istiyor. Türk milletine sormak gerekir. Avrupa'nın orta çağını ülkemiz bu gün yaşasın mı. Yorum Türk milletinin.