Önceki yazılarımda ülkemizin ekonomik ve siyasi sorunları ile ilgili yazılar paylaşmıştım. Bugün de çözüm önerilerimizi masaya yatıralım.
Türkiye bir çok kapitalist ülke gibi liberal ekonomi politikası ile yönetilen bir ülke.Özellikle Özal dönemi ile birlikte devlet yönetimi tamamıyla bu yönetim biçimini benimsemiş ve sürdürmüştür.AKP dönemi ile birlikte bu süreç daha da hızlandı ‘’yap ,işlet ,devret’’ politikası bu modele en temel örneklerden bir tanesi.Bir çok batı bloğu ülke yönetim şeklini liberal ekonomik düzenle şekillendiriyor.Ekonomik durum dışarıdan bakıldığında iyi görünebilir ancak rakamlar bunu göstermiyor .IMF,Dünya Bankası ve PWC gibi önemli kuruluşlarının 2030 ve 2050 yıllarında dünya ekonomik raporu çizelgesi 2017 yılında yayınlandı bu verilere göre Avrupa ekonomisinin büyük bir kısmını oluşturan İngiltere ,Almanya ve Fransa gerileme kaydedeceği belirtiliyor.Gelişme kaydedeceği düşünülen ülkeler ise Çin,Rusya ve Hindistan olarak belirtiliyor.Ekonomistler Avrupa ülkelerinin gelecek yıllarda gerilemeye uğrayacağının düşünülmesinin en temel sebebi olarak üretimin ekonomisinin azalması olarak gösteriyor.Bir çok ülke üretimlerini daha ekonomik olduğunu düşündüğü için Çin ve Hindistan gibi ülkelere yönlendiriyor.Çin ,ABD’den sonra en çok dolar rezervine sahip ikinci ülke.Avrupa da ithal edilen çoğu ürün doğu bloğu ülkelerinden tedarik ediliyor.İhraç edilen ürünler ithal edilen ürünlerden daha az.Şu bir gerçek ki önümüzde ki elli yılda doğu bloğu ekonomik olarak büyük gelişme kaydedecek.Çünkü önümüzde ki süreç gösteriyor ki üretimi tüketimden daha yüksek değerde olan ülkeler gelişmelerini daha hızlı bir ivme kaydediyor.Türkiye ithal ettiği ürünleri azaltıp üretim ekonomisine dayalı kendi kendine yetebilen bir ülke haline gelebilirse elli yıllık süreçte hedeflenen büyüme ve gelişmeye ulaşabilir.İthal ettiğimiz bir çok ürünü aslında kendi ülkemizde üretebiliyoruz.Peki neden yapamıyoruz?siyasilere göre üretilen ürünün maliyeti ithal edilen üründen daha yüksek,buna göre ürün daha ucuza ithal edilebiliyorsa neden üretilmeli?Ancak tarihte göstermiştir ki,üretmeyen ve sürekli tüketime dayalı ülkeler tükenmeye mahkumdur.Ya maliyeti düşürebilirsek? Zor mu ? Geçtiğimiz ay Antep fıstığını ithal etmeye başladık ,piyasada bulunan Antep fıstığının fiyatlarının yüksek olduğundan dem vuruldu,ancak üretici bu durumu inkar ediyor.Üreticiden alınan ürün ile satışa sunulan Antep fıstığı arasında %500’e varan bir fark var.Bu sorunu ithal etmek yerine, devlet kontrol altına alabilse aracıları aradan çıkartıp doğrudan tüketici ile buluştursa,bu ürünü ithal etmemizin gereği kalır mı ?ithal ettiğimiz bir çok ürünü devlet-üretici iş birliği ile kendi ülkemizde daha az maliyetle üretemez miyiz? Olabileceğini yapılabileceğini çok iyi biliyoruz. Gururla övündüğümüz ‘’İHA’’ları mecburiyetten üretmedik mi daha maliyetli olduğunu düşündüğümüz ve diplomatik sorunlar yüzünden vazgeçtiğimiz insansız hava araçlarını artık kendi ülkemizde üretebiliyoruz. Yeter ki inanalım…