Türkiye’de kadın olmak çok zor. Kanunların boşluğundan istifade eden Türk erkekleri, hak ve hukuklarının Türk kadınlarınınkinden çok daha fazla olduğunu savunurlar. 
Yetmişli yılların ortalarında  lisede okurken bir müzakere yapılmıştı. Konu kadın erkek eşitliği üzerineydi. Biz dilimiz döndüğünce kadın ve erkeklerin eşit olduğunu savunmuştuk.  Kanun ve yasaların bireylere cinsiyet ayrımı yapmadan eşit dağılması gerektiğini  anlatmıştık. O günlerde bile hoyratlık yaparak kadın ve erkeğin asla eşit olamayacağını savunanlar vardı. Savundukları asli cevap cinsiyet ve güç farklılıklarıydı.
Siz değerli okurlarımdan özür dileyerek argo yazacağım.
Cinsiyet güç olsaydı. En büyük erkek eşek olurdu derdim. Bu sözüme alınanlar bana kızar sen nasıl kadın haklarını savunursun diye bozuk atarlardı.
Çünkü ailelerinden öyle gördüler. Hepimiz öyle gördük.
Babalar evin ağasıdır.
Gelirler yemekleri hazırdır. Çamaşırları temizdir. Çocukları  toktur ve bakımlıdır.
Gün boyu evin ağası iş yerinde ter döker. Kadın ise evde dünyanın en zor, meşakkatli işini yapar. Her ikisi de yorulur ama kadının işi bitmez. Yemekleri ısıtacak, eş ve çocuklarını doyuracak, temizliğini yapacak. Erkek ise yatacak uzanacak televizyon izleyecek vs.
Hemen hemen tüm Türk erkekleri böyledir. Kendimizi kadınımıza karşı güçlü hissederiz.
Ona söz hakkı versek de  aslında dinlemeyiz. Doğru dürüst muhabbet bile etmeyiz. Aşağılarız sen bilmezsin yapamazsın deriz. Alkollü isek kafamız kıyaksa, işyerinde sorun varsa hemen acısını eşlerimizden çıkartırız. Çünkü biz Türk erkekleriyiz.
Kadın ızdırap çeker ayrılmak ister. Hemen savunmaya geçeriz sen kimsinde ayrılmak istiyorsun der. yolun ortasında ya bıçaklayarak yada silahla çeker hunharca öldürürüz ve ya yaralarız. Erkeğiz ya.
Cinsel aparatı olarak görürüz kadınları,  Her dileğimizi yaptırmak isteriz. Direnirlerse hakaret eder, taciz eder ya benimsin ya toprağın der oracıkta  işini bitiririz
Çünkü babamız da onun babası da öyle yapmıştı. Bizim kültürümüz ve eğitimimiz ne yazık ki bunu kaldırıyor.
Ekonomi dar boğazında,
Duygusal saflıklarda,
Eğitimsizlik ve kültürsüzlük boşluğunda,
İşsizlik ve refah düzeyi düşüklüğünde ilk yapacağımız şey,  ya taciz edeceğiz, ya öldüreceğiz, ya da yaralayacağız.
Her gün onlarca haber Türkiye’mizin durumunu  anlatmaktadır.
Şiddete baş vurmak zayıflıktır ve ne yazık ki bizde zayıf  Türk erkekleriyiz.

Türkiye’de kadın olmak çok zor. Kanunların boşluğundan istifade eden Türk erkekleri, hak ve hukuklarının Türk kadınlarınınkinden çok daha fazla olduğunu savunurlar. 

Yetmişli yılların ortalarında  lisede okurken bir müzakere yapılmıştı. Konu kadın erkek eşitliği üzerineydi. Biz dilimiz döndüğünce kadın ve erkeklerin eşit olduğunu savunmuştuk.  Kanun ve yasaların bireylere cinsiyet ayrımı yapmadan eşit dağılması gerektiğini  anlatmıştık. O günlerde bile hoyratlık yaparak kadın ve erkeğin asla eşit olamayacağını savunanlar vardı. Savundukları asli cevap cinsiyet ve güç farklılıklarıydı.

Siz değerli okurlarımdan özür dileyerek argo yazacağım.

Cinsiyet güç olsaydı. En büyük erkek eşek olurdu derdim. Bu sözüme alınanlar bana kızar sen nasıl kadın haklarını savunursun diye bozuk atarlardı.

Çünkü ailelerinden öyle gördüler. Hepimiz öyle gördük.
Babalar evin ağasıdır.

Gelirler yemekleri hazırdır. Çamaşırları temizdir. Çocukları  toktur ve bakımlıdır.

Gün boyu evin ağası iş yerinde ter döker. Kadın ise evde dünyanın en zor, meşakkatli işini yapar. Her ikisi de yorulur ama kadının işi bitmez. Yemekleri ısıtacak, eş ve çocuklarını doyuracak, temizliğini yapacak. Erkek ise yatacak uzanacak televizyon izleyecek vs.

Hemen hemen tüm Türk erkekleri böyledir. Kendimizi kadınımıza karşı güçlü hissederiz.
Ona söz hakkı versek de  aslında dinlemeyiz. Doğru dürüst muhabbet bile etmeyiz. Aşağılarız sen bilmezsin yapamazsın deriz. Alkollü isek kafamız kıyaksa, işyerinde sorun varsa hemen acısını eşlerimizden çıkartırız. Çünkü biz Türk erkekleriyiz.

Kadın ızdırap çeker ayrılmak ister. Hemen savunmaya geçeriz sen kimsinde ayrılmak istiyorsun der. yolun ortasında ya bıçaklayarak yada silahla çeker hunharca öldürürüz ve ya yaralarız. Erkeğiz ya.
Cinsel aparatı olarak görürüz kadınları,  Her dileğimizi yaptırmak isteriz. Direnirlerse hakaret eder, taciz eder ya benimsin ya toprağın der oracıkta  işini bitiririz

Çünkü babamız da onun babası da öyle yapmıştı. Bizim kültürümüz ve eğitimimiz ne yazık ki bunu kaldırıyor.

Ekonomi dar boğazında,
Duygusal saflıklarda,
Eğitimsizlik ve kültürsüzlük boşluğunda,
İşsizlik ve refah düzeyi düşüklüğünde ilk yapacağımız şey,  ya taciz edeceğiz, ya öldüreceğiz, ya da yaralayacağız.

Her gün onlarca haber Türkiye’mizin durumunu  anlatmaktadır.
Şiddete baş vurmak zayıflıktır ve ne yazık ki bizde zayıf  Türk erkekleriyiz.