Değerli okurlar, bugün değişik bir konu ile karşınızda olmak istedim. Ufaklık, bu başlığı size mecazi olarak anlatmaya çalışacağım.
Vücudu ve görüntüsü ne kadar iri olursa olsun, fındık kadar beyini olanlara ufaklık derler. Argoda ise cinselliğe temas eder ki bu konuyu es geçiyorum.
Ufaklık, kendisine yabancı olan konularda çok şey biliyorum iması güdendir. Dinlemekten ziyade bilmediği konu ile ilgili fikir yürütendir. O ceviz kadar beyni ile akrabalarına, köylülerine, eş ve dostlarına kıyak çekerken dışarıda bıraktığı yetişkinlerin halini anlamamaktır. Çünkü fındık kafalı ufaklık kendisinin de o kapının dışında kalacağını bilmez.
Güzel bir deyim vardır; sap döner keser döner, gün gelir hesap döner. Ufaklık zihniyetindeki muhterem Niyaziler bu hesabı bir türlü düşünemezler.
Sevgili okurlar, anladığınız üzere ufaklık tabirinin yaşla pek bağlantısı yoktur ve ben görecellikle de bir bağlantı kuramıyorum. Ufaklık deyimini fındık ve ceviz kadar beyni olup kendilerini çok zeki zannedenlere hitap ediyorum.
Ufaklık zihniyetliler hayatın yükünü omuzlayamazlar. Çevresinde bulunan paralı düldüllere işlerini yaptırmaktan haz alırlar.
Paralı düldüllerin ufaklıklara takla atmaları, parante atmaları, kendilerinin çok güçlü olduğu hissini uyandırır. Tabii bu çok güçlü olma hissi sunidir.  Aslında bu tür muhteviyatlar desteksiz ayakta duramazlar. Zulüm etmekten hoşlanırlar, kişilikleri olgunlaşmamıştır. Akıllı geçinen zırtodur onlar. Antipatik kişiliklerini ön plana çıkarırlar. Demin dedik ya zavallı kişiliklerini karanlığa gömmemek için birilerinin sırtına basarak üst katlara tırmanmaya çalışırlar. Ama en ufak bir sarsıntıda kendilerini yerde bulurlar.
Vah zavallı ufaklılar vah…
 
Ufaklıklar çevresindekilerin etkisiyle kendilerini o kadar güçlü zannederler ki etraflarına bakmaya bile kınmazlar. İletişim kuramazlar ve de kurmazlar. Maddi olarak zengin olabilirler ama ruhen ve bedenen yoksuldurlar. Hele de yalnız kaldıklarında fındık kafalı ufaklıklar aynaya bakmaktan korkarlar. Çünkü ayna yüreklerinin karalığını dışarıya vurmuş yüz hatlerini olduğu gibi gösterir.
Ne diyelim, vah ufaklık vah, gel sana peynir ekmek vereyim…

Değerli okurlar, bugün değişik bir konu ile karşınızda olmak istedim. Ufaklık, bu başlığı size mecazi olarak anlatmaya çalışacağım.Vücudu ve görüntüsü ne kadar iri olursa olsun, fındık kadar beyini olanlara ufaklık derler. Argoda ise cinselliğe temas eder ki bu konuyu es geçiyorum.

Ufaklık, kendisine yabancı olan konularda çok şey biliyorum iması güdendir. Dinlemekten ziyade bilmediği konu ile ilgili fikir yürütendir.

O ceviz kadar beyni ile akrabalarına, köylülerine, eş ve dostlarına kıyak çekerken dışarıda bıraktığı yetişkinlerin halini anlamamaktır. Çünkü fındık kafalı ufaklık kendisinin de o kapının dışında kalacağını bilmez.Güzel bir deyim vardır; sap döner keser döner, gün gelir hesap döner. Ufaklık zihniyetindeki muhterem Niyaziler bu hesabı bir türlü düşünemezler.Sevgili okurlar, anladığınız üzere ufaklık tabirinin yaşla pek bağlantısı yoktur ve ben görecellikle de bir bağlantı kuramıyorum. Ufaklık deyimini fındık ve ceviz kadar beyni olup kendilerini çok zeki zannedenlere hitap ediyorum.

Ufaklık zihniyetliler hayatın yükünü omuzlayamazlar. Çevresinde bulunan paralı düldüllere işlerini yaptırmaktan haz alırlar.Paralı düldüllerin ufaklıklara takla atmaları, parante atmaları, kendilerinin çok güçlü olduğu hissini uyandırır. Tabii bu çok güçlü olma hissi sunidir.  Aslında bu tür muhteviyatlar desteksiz ayakta duramazlar. Zulüm etmekten hoşlanırlar, kişilikleri olgunlaşmamıştır. Akıllı geçinen zırtodur onlar. Antipatik kişiliklerini ön plana çıkarırlar. Demin dedik ya zavallı kişiliklerini karanlığa gömmemek için birilerinin sırtına basarak üst katlara tırmanmaya çalışırlar. Ama en ufak bir sarsıntıda kendilerini yerde bulurlar.Vah zavallı ufaklılar vah… Ufaklıklar çevresindekilerin etkisiyle kendilerini o kadar güçlü zannederler ki etraflarına bakmaya bile kınmazlar. İletişim kuramazlar ve de kurmazlar. Maddi olarak zengin olabilirler ama ruhen ve bedenen yoksuldurlar. Hele de yalnız kaldıklarında fındık kafalı ufaklıklar aynaya bakmaktan korkarlar. Çünkü ayna yüreklerinin karalığını dışarıya vurmuş yüz hatlerini olduğu gibi gösterir.Ne diyelim, vah ufaklık vah, gel sana peynir ekmek vereyim…