Değerli okurlarım, savaş çığlıkları sesini yükselterek ve artarak devam ediyor. Hiçbir maddi delil yokken Suriye ordusunun kendi halkına kimyasal silah kullandığı iddiaları A.B ülkelerince kabul ediliyor. Bunun karşısında Rusya, muhaliflerin kimyasal silah kullandığına dair ellerinde delil olduğunu G-20 toplantısında ibraz ediyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye ye bir an önce saldırı yapılsın diye emperyalist devlet liderleriyle birebir görüşme yapıyor. ABD başkanı Obama, Türkiye ye ara gazı veriyor ve sırtını sıvazlıyor.
Başka bir iddia ise Suriye ye yapılacak saldırıda Türkiye ye başrolün değil kendini tatmin etmeyeceği küçük bir rol verileceğidir.
Diğer taraftan İran ve Suriye de ortaya çıkan bir görüşe göre Suriye başkanı Esad, bir erken seçime gidebileceği ve dünya kamuoyunu rahatlatabileceğidir.
Ancak gözle görülen bir durum var ki Türkiye’ nin güney sınırında bulunan Suriye ye karşı füzeler, cepheler tam gaz işlerliğini muhafaza ediyor. Yani savaş düzeni artarak devam ediyor.
Sevgili okurlarım, Türkiye de bir grup savaş çığlığı atarken, Müslüman Suriyelilerin kanlarının diğer Müslümanlar tarafından demokrasi gerçeği adına akıtılması beklenirken, diğer ve önemli bir grup ta barışçıl, siyasal çözümü öneriyor.
Savaşlar dünyanın bir gerçeğidir. Kendi lehinize olduğunda alkışlıyorsunuz, onaylıyorsunuz, karşı olduğunda kınıyor ve tehdit ediyorsunuz.
Örnek olarak Kıbrıs’a yapmış olduğumuz çıkartmada tüm ülke olarak bu çıkarmayı desteklemiştik. Anacak Avrupa ülkeleri ve ABD karşımızda durarak bize ambargo koymuşlardı. Emperyalistlerin Irak – Kuveyt savaşındaki Kuveyt’in yanında yer almalarını da bir koyup üç alacağız düşüncesiyle desteklemiştik. Günümüzdeki koşul ise üç güçlü ülke, Rusya – İran ve Çin karşı gücü oluşturmaktadırlar. Yani Suriye’ nin yanındadırlar. Biz ise Arap baharını destekleyen aslında petrol ve gaz operasyonlarını yapanların yanında yer almaktayız. Hedefin İsrail’ i Ortadoğu’da söz sahibi kılabilecek büyük bir devlet haline getirmektir. Bunu göremiyoruz ve ya görmek istemiyoruz.
Kimin çıkarlarına hizmet ettiğimizi düşünürsek anlamış oluruz.
Değerli okurlar Suriye de Esad’ ı isteyen önemli bir grup var. İstemeyende azımsanmayacak kadar bir grup var. Peki Türkiye de de öyle değil mi? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ ı lider olarak görmek isteyen, başkan olarak görmek isteyen önemli bir grup olmasına rağmen istemeyen hatta nefret ettiğini belirten azımsanmayacak bir grup var. O zaman birileri gelip bizde de mi demokrasi baharı altında eylem yapsınlar.
Televizyonlarda batan sevgisi diye basbas bağıranlar var. Sen vatan sevgisi diye bağıracaksın ama çocuklarını askere göndermeyeceksin, sen bayra diye evlere asılma talimatı vereceksin ama bayrak asılmayan kurumlara ihtar vermeyeceksin, sen mecliste bu devletin adının Türk olduğunu bir kez daha olduğunu söylemeyeceksin ve T.C ye karşı tepki koyacaksın hatta kaldırtma eylemleri yapacaksın ondan sonra vatan sevgisinden bahsedeceksin.
Vatan sevgisi demek, vatanı için hilesiz çalışmak demektir, vatan sevgisi demek yönettiğin halkı bölmemek demektir, ayrım yapmamak demektir, hak, hukuk, adalet ve ekonominin taraflı tarafsız herkese eşit bölünmesi demektir.
En azından ben böyle biliyorum…  

Değerli okurlarım, savaş çığlıkları sesini yükselterek ve artarak devam ediyor. Hiçbir maddi delil yokken Suriye ordusunun kendi halkına kimyasal silah kullandığı iddiaları A.B ülkelerince kabul ediliyor. Bunun karşısında Rusya, muhaliflerin kimyasal silah kullandığına dair ellerinde delil olduğunu G-20 toplantısında ibraz ediyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye ye bir an önce saldırı yapılsın diye emperyalist devlet liderleriyle birebir görüşme yapıyor. ABD başkanı Obama, Türkiye ye ara gazı veriyor ve sırtını sıvazlıyor.

Başka bir iddia ise Suriye ye yapılacak saldırıda Türkiye ye başrolün değil kendini tatmin etmeyeceği küçük bir rol verileceğidir.

Diğer taraftan İran ve Suriye de ortaya çıkan bir görüşe göre Suriye başkanı Esad, bir erken seçime gidebileceği ve dünya kamuoyunu rahatlatabileceğidir.

Ancak gözle görülen bir durum var ki Türkiye’ nin güney sınırında bulunan Suriye ye karşı füzeler, cepheler tam gaz işlerliğini muhafaza ediyor. Yani savaş düzeni artarak devam ediyor.

Sevgili okurlarım, Türkiye de bir grup savaş çığlığı atarken, Müslüman Suriyelilerin kanlarının diğer Müslümanlar tarafından demokrasi gerçeği adına akıtılması beklenirken, diğer ve önemli bir grup ta barışçıl, siyasal çözümü öneriyor.

Savaşlar dünyanın bir gerçeğidir. Kendi lehinize olduğunda alkışlıyorsunuz, onaylıyorsunuz, karşı olduğunda kınıyor ve tehdit ediyorsunuz.

Örnek olarak Kıbrıs’a yapmış olduğumuz çıkartmada tüm ülke olarak bu çıkarmayı desteklemiştik. Anacak Avrupa ülkeleri ve ABD karşımızda durarak bize ambargo koymuşlardı. Emperyalistlerin Irak – Kuveyt savaşındaki Kuveyt’in yanında yer almalarını da bir koyup üç alacağız düşüncesiyle desteklemiştik. Günümüzdeki koşul ise üç güçlü ülke, Rusya – İran ve Çin karşı gücü oluşturmaktadırlar. Yani Suriye’ nin yanındadırlar. Biz ise Arap baharını destekleyen aslında petrol ve gaz operasyonlarını yapanların yanında yer almaktayız. Hedefin İsrail’ i Ortadoğu’da söz sahibi kılabilecek büyük bir devlet haline getirmektir. Bunu göremiyoruz ve ya görmek istemiyoruz.

Kimin çıkarlarına hizmet ettiğimizi düşünürsek anlamış oluruz.

Değerli okurlar Suriye de Esad’ ı isteyen önemli bir grup var. İstemeyende azımsanmayacak kadar bir grup var. Peki Türkiye de de öyle değil mi? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ ı lider olarak görmek isteyen, başkan olarak görmek isteyen önemli bir grup olmasına rağmen istemeyen hatta nefret ettiğini belirten azımsanmayacak bir grup var. O zaman birileri gelip bizde de mi demokrasi baharı altında eylem yapsınlar.

Televizyonlarda batan sevgisi diye basbas bağıranlar var. Sen vatan sevgisi diye bağıracaksın ama çocuklarını askere göndermeyeceksin, sen bayra diye evlere asılma talimatı vereceksin ama bayrak asılmayan kurumlara ihtar vermeyeceksin, sen mecliste bu devletin adının Türk olduğunu bir kez daha olduğunu söylemeyeceksin ve T.C ye karşı tepki koyacaksın hatta kaldırtma eylemleri yapacaksın ondan sonra vatan sevgisinden bahsedeceksin.

Vatan sevgisi demek, vatanı için hilesiz çalışmak demektir, vatan sevgisi demek yönettiğin halkı bölmemek demektir, ayrım yapmamak demektir, hak, hukuk, adalet ve ekonominin taraflı tarafsız herkese eşit bölünmesi demektir.En azından ben böyle biliyorum…