Altyapı deyince ne anlıyoruz. Bir yolun alt yapısı; bir köyün altyapısı; bir mahallenin altyapısı; bir şehrin alt yapısı; bir ferdin alt yapısı; bir ilçenin alt yapısı; bir tiyatronun alt yapısı; şehir içme suyu altyapısı; havaalanı alt yapısı; bir spor kulübünün alt yapısı gibi bir sürü örnek verebiliriz. Birde üs yapılar var. Sözcükler tümce dizisi içinde anlatılmak istenen kavramı; en iyi nasıl veriyorsa, öyle söylenebilir, veya söyleniyor.
Üs yapı dediğimiz zaman; alt yapılı olan bir yere; yapılan üstündekileri anlayabiliriz; biraz daha açarsak; üs yapı iyi ve üstün özellikleri bulunduran yer; üstün bilgi seviyesi; çok güzel yaşam standardı olan mevkiler; diğer özel nitelikli kavramları anlatma olayı oluyor.
Bir yolun altyapısı dediğimiz zaman; orada bulunması gereken mahalle alt yapısı ve şehir alt yapısını anlatırız. Örneğin kanalizasyon boruları, yağmur suyu boruları, içme suyu boruları, elektrik kablo sistemini içinde bulunduran tesis etme boruları, telefon ve bağlı sistemleri, varsa doğalgazın geçtiği ; sonra mühendislik hizmetine göre olması gereken altyapı malzeme kalınlığı ve asfalt öncesi bulunması gereken diğer malzemeleri anlıyoruz ; yolun üs yapısı dediğimiz zaman yolun asfaltı; ve çizgilerini anlamaktayız. Bu sistem ne denli iyi yapılırsa yolun kalitesi de o denli iyi olur.
Örneğin havaalanı altyapısı dediğimiz zaman zemin altında kalan; her türlü tesisleşmeyi kastederiz; havaalanı üs yapısı dediğimiz zaman;İLS (Elektronik indirme cihazı); havaalanının kalitesini; park yerlerinin yeterliliğine (uçak park yeri); uçak yaklaşım yeri ve uçağa bindirme sistemlerini anlarız. Şehir altyapısı dediğimiz zaman; tüm şehrin kanalizasyonlarını belirli bölgelerde toplanarak; kapasite ve nüfus oranları ile birlikte, arıtma tesislerinin yapılması son derece önemlidir.
Örneğin K bölgesinde 20 bin nüfus oluşumu olacaktır. (şehir planlama sisteminden nüfus yaklaşık hesaplanabilir. ) Buna göre bu bölgede şu büyüklükte , bir kimyasal arıtma sistemi kurulmalıdır gibi. Diğer yandan bazı yerleşim yerlerinde; kanalizasyonların derelere akıtıldığı; bu şekilde çözümlendiği söylenmektedir.
Yada bazı beldelerde yine benzer uygulamaların olduğu iddia edilmektedir. Kırsal yerleşim alanlarında bile; tek evlerin basit bir tuvalet kuyusu ile çözebilecekleri gerçeği Mühendislik Bilimince doğrulanmıştır.
O halde mutlaka kanalizasyon sistemlerini, toplu yerleşim yerlerinde; paket arıtma sistemleri ile donatıp; suyu dereye, çaya, ırmağa temiz olarak bırakmak zorundayız. Her belediyenin bunu yapma zorunluluğu olması gerekiyor. Örneğin Ordu’nun 40 yıllık su ihtiyacını ‘Melet Çayı’ndan sağlanacağı hesaplanmaktadır.
Eğer Melet Çay’ı suyu aldığı havzaların herhangi bir yerinde veya birkaç yerinde kanalizasyon artığı alıyorsa; siz aşağıda su arıtma tesisi kursanızda insanlar bu suyu güvenerek içemezler. O zaman su dinlendirme ve arıtma tesislerine mutlaka; çayın kenarına yakın yerlerde yapılacak kuyulardan elde edilip; su arıtma tesislerine aktarılıp; ondan sonra şehre verilebilecektir.
Oysa tüm yerleşim yerlerinde; kanalizasyon artıkları, kimyasal arıtma tesisleri ile arıtılıp; derelere, çaylara, ırmaklara temiz olarak bırakılırsa; şehirlere, ilçelere gerekli suda direk olarak derelerden; çaylardan; ırmaklardan; su arıtma tesislerine aktarılıp; arıtıldıktan sonra güvenle yerleşim yerlerine verilebilir. Bunu başarmak zorundayız.