“Akın var,akın
Güneşe akın,
Güneşi zap edeceğiz,
Güneşin zaptı yakın.”
Kendisini geçmişin ağır,yük ve sorumluluğu altında hissedenler,Geleceği kurmak hayaliyle yaşayanlar,Yaşlarını saklamadan “Bunları değirmende ağartmadık” diyenler.Dün ,Tek ses ve yürek,inanç olarak bedenlerini “Devrim”e adayanlar.Yumruklarını yıldızlara dayayıp iki kelime için yaşam bulmaya seslenenler:İşte ;Tek yol Devrim.
Geçmişimizde yaptığımız ,yaşadığımız ve yaşamak içinde ağır bedeller ödemekten çekinmedik.Belki de en çok sevdiğimiz kelime:Halk-halklardı ve lakin şimdi bir şeylerden yorulduk,dinlenmeye çekildik ve fosilleşme diyebileceğimiz yaşlarımızla,bizlerin bir zamanlar dediğimiz bir kelime bu gün bize döndüğünü görüyorum.Neydi,bir hatırlayıp haykıralım desem kaç kişi kalmışız bakabilir-görebilirmiyiz.Neydi bir hatırlayın,hafızalarınızı sorgulayıp,kendinizi ve kendimi eleştiriye çekmeliyiz(m). “Zincirlerimizden başka kaybedeceğimiz” ne vardı değil mi..? Şimdi dönüp bakalım geriye ,gerçekten bu gün zincirlerimizi kaybetmek istemediğimizi mi düşleyeceğiz ,zincirleri ayak,boyunlarımızda taşımak isteyen,esir olmaya hazır,nar şist kişiler miydik..?Ben şahsen anlamını “No pasorona”dan aldım.Geçilmez yüreğime Faşizmi sokmadım.Bedenlerimin her teline girmeyi kendisine görev addeden ,Beni yok etmeye meyilli faşizme direnişi koydum.Eleştiri-özeleştiri mantığını hukuk,ahlak ve ben bildim.Ve,onun için şimdi geriye dönüp bakıp bu kanun için sesimi yükselterek bir şeylere dokunabiliyorum derken,Yorgun düştüğümü gördüm.Yorulmuştum,direncim kırılmış,hayallerim benden kopmaya başlamıştı.Bir zamanlar sevdiğim halkımı bırakarak kendi çekirdeğim olan ailem ,çocuklarıma dönüş yapmıştım.Her suyun ırmaktan akıp gitmesi gibi bu duygularımda akıp-gitmekte olduğunu şimdi görüyorum.Umud ve hasretlik siyam ikizleriymiş şimdi yeniden kendi çizgisini doğuruyor derken,umudumu da yitirmeye başladım.Tek saplantım,tek derdim artık halkım,ailem ,çocuklarım,partim,hukukum,ahlakım diyemiyorum.O kadar yoruldum ki,o kadar kendimden ve kendimizden uzaklaştık ki,Tek umudumuz kaldı:Torun-torunlarım(ız).
Bir yoldaşımın ,bir sokak arkadaşımın ,sizlerinde muhakkak ortak değerde buluştuğunuz arkadaşınız vardır .İşte o yoldaşımın dediğine şimdi vardım.”Ben varsam devrim var,devrimci mücadele var.” demişti.O zamanlar yine bir takım arkadaşlarımızca eleştiriye tutulmuş,sorgulanmış ve özeleştiri vermesi istenmiş olabilirdi.Ama,Bu salonlarda,meydan,sokaklarda dillendirdiğim ve kendime yakın bulduğum arkadaş,partililerim ve onların yönetici sınıfında kendisini gören arkadaşlarım beni yormuş,düş kırıklığına sokmuş ve uzaklaştırmaya çalışmışlardı.Ne kadar çabuk sinirleniyor,hazımsızlık yaşıyoruz,ne kadar kendimizden geçip belli süreli toplantıya dahi katlanamıyoruz ve sıkça dert yanıyoruz.Anlamıyorum artık,belki de yaşlandık,kendimizi bir zamanlar genç iken söylediğimiz bir sözcüğe teslim ettik.Kısaca;moruk olduk.
Aslında bir selamlama yaparak kürsüden inmekti amacım,ne kadar dertliymişsin dedirtmeden selamlamak,üç kelimeyle sevgiler sunmaktı tek dileğim.
Diyeceklerimi diyemeden inmek içime sinmese de sindirecektim,bu çoban ateşine odun atmayanlara,çalı-çırpı taşımayanlara söz söylemeden ateş için su taşıyanlaraydı sözlerim.Olmadı,yine yapamadım.Yapamadık.Eskiden olduğu gibi...Genç kardeşlerimize,bayan kardeşlerimize,çevrecilere,kadın hakları savunucularına,dil ve toprak diyenlere,ahlak ve bekçiliğimi halen kavgasıyla ağızlarını ıslatanlara,geçmişin ağırmış saçlarını değirmende ağarttıklarını bildiğimiz halde yerlerinde oturanlar,çizmeyi aştın seslenişiyle yerinde duramayıp bu günün zenginleri olanlara,dertlerini iki kelimeyle şekillendirip dünün pişmancılarına ve bu günün geçti o günler,hadi bor pazarına anlayışıyla pirinç tüccarlığına soyunmuş olanlara,ne olacak bu memleketin hali sohbetini masalarda halletmeye çalışanlara,sosyete dömbelekçilerine ve parti denildiği zaman kendinin bir yerlerde olması gerektiğini söyleyenlere üç kelimeyle yanıt verecektim.
Fazla konuşma,çuval değil ki büzesiniz denilmeden son sözümle sizleri selamlıyorum:Bildiğimiz iki metot vardı:Fransızca konuşmak veya Almanca konuşmak ,benim yaş kuşağım anladı ama ben bu gün bu kelimeye bir şey daha ekliyorum:Türkiye’ce konuşmak..!Hangisiyle yürüyelim bir karar versin bizleri yönetecek olanlar...
Sevgi-saygılarımla..