Yaşımız ilerledikçe çevremizde cenazeler çoğalıyor.
Onlarla beraber bir tarihin de kaybolduğunun farkın-
dayım. Tarih herkesin bildiği, tanıdığı insanları ve
olayları anlatır. Yakınlarımızın kaybı ise yalnız bizi sarsıyor ve onların tarihi yalnız bizlere bir
şeyler anlatıyor. Anneler günü denince aklımıza ANNE
MİZİ ne kadar sevdiğimiz gelir. Aslında aramızda 39
yıl olmamasına rahnen özlemini çektiğimiz bizi karşılıksız
,hiçbir fayda gözetmeksizin seven birisidir. Göğsünde güvenle
yatabileceğimiz, depderin, ıssız, güvenli, bizi koruyan serin bir kuyunun ta kendisidir ANNE. Anne ile arkadaş gibi olanlar yanılır, anne arkadaş olmaz. Çünkü en yakın, en güvendiğimiz arkadaşlar günün birinde sırtlarını çevirip, gidiverirler siz ise
Annenizle kalıverirsiniz. Annelik sadece doğurabilmek değil
dir. Son anda gözünü yumana kadar sizi, kendince seven birinin varlığı demektir. ANNELER GÜNÜ:
Bir anneyi en mutlu eden şey çocuğunu sağlıklı, gülen, mutlu
bir çocuk olduğunu görmektir. Üstelik yaşı ne olursa olsun çocukları annelerin gözünde hiç büyümezler.
Yaşları ne olursa olsun. Anne olmak sabır gerektirir. Komşu-mun ikiz torunları oldu, her gün sinir hapı içmek, içmiş gibi
yapmak ama hep’’ mutluyu olmak gerektirir’’.Her sabah onlarla uyanıp, onunla uyumak, gece üzerlerini örtmek, şu anda ne yapıyor demek gerektirir. Herşeyden önemlisi
annelik insanı geliştiren, iyileştiren bir vasıftır, insan olmaya birebir gelir. Dikkat ediyorum kimimiz kendi kompleksleri
mizi çocuklarımızdan çıkarıyoruz. Onları okullara, dershane
lere, hocalara mahkûm ediyoruz. Devamı yarın