Çocukluğumuzdan başlayarak, yıllar içinde girdiğimiz Birçok farklı ortam ve topluluklarla çeşitlenen, sayısı gittikçe artan birçok arkadaş edinmişizdir. İlkokul, lise, üniversite, mahalle, iş, asker, kulüp arkadaşları diye isimlendirir gruplarız beklide. Ama sonuçta onlar arkadaşlarımızı kazandığımız ortamların kategorileridir. Arkadaş insanın kendi isteğiyle seçtiği kişidir. Yani doğumdan itibaren var olan akrabalık gibi zorunlu ve kendi kontrolü dışında bir durum içermemektedir. Bence sade bu sebeple bile değeri çok büyüktür. Kendi özgür iradesiyle arkadaşını seçen kişinin her hangi bir zorunluluk hissetmeden, bir mecburiyet taşımadan kurduğu bu iletişim daha sağlam başlamakta ve İstek dahilinde daha da güçlü adımlarla yürümektedir. Çoğu zaman insanın yardımına ilk koşan, zor anında yanında olan, destek veren arkadaşıdır. Aileyi üzmemek adına, yormamak adına veya yeterince yakın hissedilmeyen durumlarda, birinci derece akrabalık bağları bile arkadaşın önüne geçememektedir. Arkadaş güzel günü paylaşıldığı gibi zor günü de sırtlanan, elinde geldiğince
yardımcı olan kişidir. İnsanın kalbini açtığı, güvendiğidir. Kimi zaman yüreklendiren,kimi zaman fren görevi yapan dır. Bir atılım aşamasında o zor olan adımı atmadan kuvvet veren üzüntülü anlarda ise başın dayayacak omuz olandır. Bu çağ ve hele bu zaman da gerçek arkadaş bulmak ve sağlam
arkadaşlık kurmakta görüyorum ki gençler zorlanıyor.
Öyleyse var olan arkadaşımıza daha da candan sarılmalıyız.
Gün bugündür..gün geçmiş yarın ise muammadır.Arkadaş-
Lığın değerini bir kez daha vurguluyorum. Kalbimizde-
Kalbimizde’’ARKADAŞLIK’’denilen bir müzice var. Nasıl olduğunu, nasıl başladığını bilemezsiniz. Ama bunu özel bir armağan olduğunu, Allahın bir lütfü olduğunu bilirsiniz. Arkadaşlarımız kıymetlilerimizdir.Kardeşlerimizi seçme hakkımız yok ama ARKADAŞLARIMIZI seçme hakkımız var…