Türk milletinin sabrını sonuna kadar zorlayan iktidar, millete rağmen yaparım algısı içinde ülkeyi yönetmenin sonunda gelinen nokta halk ayaklanmasına dönüştü. İktidar devlet kurumlarını ve yazılı, görsel basını susturunca her istediğini yapacağı güce sahip olduğunu düşünerek Taksimde yapacakları hakkında diktatör imajı vererek, ben karar verdim ise yaparım. Hiç bir güç engel olamaz açıklaması üzerine, halk kendiliğinden Taksimde toplanarak karşı duruş sergilemeye başladı. İktidar bir gurup çapulcu eylem yapıyor. Ezin kafasını . Emrini vermekte sakınca görmedi. Bu güne kadar halka yaptığı baskının sonuç verdiği düşüncesi içinde hareket etti. İktidarın göremediği ,anlayamadığı artık halkın sabrının sonu gelmişti. İktidarın Taksimde halka güç kullanması bardağı taşıran son damla oldu.Halk Taksimdeki eylemci halkı desteklemek için Taksim meydanına yürüyünce, iktidar daha fazla güç kullanarak halkın direnişini kırmaya çalışarak yanlış üzerine yanlış yaptı. Taksimdeki ateş, ateş topuna dönerek önce İstanbul'u daha sonra ülkenin her yerini sardı. Bu halk direnişinin bütün gece boyunca devam etmesi, direnişin büyüyerek devam edeceğini gösteriyor. İktidar, halkın direnişini kırmak için baskısını artırdıkça, halk da direnişi devam ettirmek için direnecektir. Direnen halkın içinden yaralanan ve ölenler çatışmaları körükleyecektir. Tıpkı Arab baharında Mısır'da, Libya'da olduğu gibi halk direnişi büyüyerek devam edeceğe benziyor. Kendiliğinden oluşan halk direnişi iyi yönetilemezse emperyal güçler devreye girerek direnişi yönlendirmeye başlar. Ülke için çok olumsuz olabilecek böyle bir yönlendirme ülkeyi bölünmeye kadar götürebilir. Bu konuda çok dikkatli olmamız gerektiğine inanıyorum.
Ülkeyi halk ayaklanmasına sürükleyen iktidarın sağlıklı düşünerek daha fazla kan akmadan kendine yol haritası çizerek ülkeye en büyük hizmeti yaparak tarihe geçme fırsatını değerlendirmelidir.
Muhalefet güçleride emperyal güçlere meydanları kapatarak, halk direnişini milli ve Atatürk Cumhuriyeti içinde kalmasını sağlamak için bütün çabalarını ortaya koymalıdır. Diye düşünüyorum.
Gelecek zamanın Türk halkına huzur ve güven getirmesini Allahtan niyaz ediyorum.
Türk milletinin sabrını sonuna kadar zorlayan iktidar, millete rağmen yaparım algısı içinde ülkeyi yönetmenin sonunda gelinen nokta halk ayaklanmasına dönüştü. İktidar devlet kurumlarını ve yazılı, görsel basını susturunca her istediğini yapacağı güce sahip olduğunu düşünerek Taksimde yapacakları hakkında diktatör imajı vererek, ben karar verdim ise yaparım. Hiç bir güç engel olamaz açıklaması üzerine, halk kendiliğinden Taksimde toplanarak karşı duruş sergilemeye başladı. İktidar bir gurup çapulcu eylem yapıyor. Ezin kafasını . Emrini vermekte sakınca görmedi. Bu güne kadar halka yaptığı baskının sonuç verdiği düşüncesi içinde hareket etti. İktidarın göremediği ,anlayamadığı artık halkın sabrının sonu gelmişti. İktidarın Taksimde halka güç kullanması bardağı taşıran son damla oldu.Halk Taksimdeki eylemci halkı desteklemek için Taksim meydanına yürüyünce, iktidar daha fazla güç kullanarak halkın direnişini kırmaya çalışarak yanlış üzerine yanlış yaptı. Taksimdeki ateş, ateş topuna dönerek önce İstanbul'u daha sonra ülkenin her yerini sardı. Bu halk direnişinin bütün gece boyunca devam etmesi, direnişin büyüyerek devam edeceğini gösteriyor. İktidar, halkın direnişini kırmak için baskısını artırdıkça, halk da direnişi devam ettirmek için direnecektir. Direnen halkın içinden yaralanan ve ölenler çatışmaları körükleyecektir. Tıpkı Arab baharında Mısır'da, Libya'da olduğu gibi halk direnişi büyüyerek devam edeceğe benziyor. Kendiliğinden oluşan halk direnişi iyi yönetilemezse emperyal güçler devreye girerek direnişi yönlendirmeye başlar. Ülke için çok olumsuz olabilecek böyle bir yönlendirme ülkeyi bölünmeye kadar götürebilir. Bu konuda çok dikkatli olmamız gerektiğine inanıyorum.
Ülkeyi halk ayaklanmasına sürükleyen iktidarın sağlıklı düşünerek daha fazla kan akmadan kendine yol haritası çizerek ülkeye en büyük hizmeti yaparak tarihe geçme fırsatını değerlendirmelidir.
Muhalefet güçleride emperyal güçlere meydanları kapatarak, halk direnişini milli ve Atatürk Cumhuriyeti içinde kalmasını sağlamak için bütün çabalarını ortaya koymalıdır. Diye düşünüyorum.
Gelecek zamanın Türk halkına huzur ve güven getirmesini Allahtan niyaz ediyorum.
