Türkiye, yağlı tohumlarda dışa bağımlılıktan kurtulamıyor. Çiftçi, yüksek girdi fiyatları, alternatif ürünlere göre getirisi ve desteği daha düşük olan yağlı tohumları üretmek istemiyor.
Yağlı tohum üretimini artırmak için neler yapılmalı?
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü, yağlı tohumların en önemli ürünü olan ayçiçeği konusunda kapsamlı bir rapor hazırladı. Raporda yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri ayrıntılı olarak yer aldı.
Bakanlığın raporuna göre ayçiçeğinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri özetle şöyle:
1- Yağlı tohumlardaki üretim maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle dış pazar fiyatlarıyla rekabet edememesi, birim alandaki getirisinin düşük olması sebebiyle, yetiştirildikleri bölgelerdeki alternatif ürünlerle rekabet edememesi, dünya ham yağ fiyatlarının Türkiye’ye göre daha düşük olması, ürün planlamasının ve yağlı tohum üretimin artırılmasına yönelik politikaların etkin olamaması, Türkiye’de yağlı tohum üretiminin yeterli olmayışının nedenleri olarak sıralanabilmektedir.
Üretim açığına çözüm bulunamadı
2- Yıllardan beri bu üretim açığını kapatabilecek bir çözüm bulunamamıştır. Bu durum, ithalata bağımlı bitkisel yağ sektörümüzü, dünya pazarındaki dalgalanmalara karşı kırılgan kılmaktadır. Diğer yandan son yıllarda bitkisel yağlar, gıda sektörü dışında biyodizel üretiminde kullanılmasıyla birlikte enerji sektörünün de hammaddesi haline gelmiştir. Diğer bir ifadeyle artık bitkisel yağlar; gıda, enerji ve kimyasal sektörlerde yoğun olarak kullanılan stratejik üründür. Bitkisel yağ sektörümüzde hedef, gelecek yıllarda dışa bağımlılığın azaltılmasıdır.
3- Türkiye’de bitkisel yağ sanayinin temel sorunu, hammaddede dışa bağımlılıktır. Ülkemizde bitkisel sıvı yağ tüketiminin önemli bir kısmını yağlık ayçiçeğinden elde edilen ayçiçek yağı oluşturmaktadır. Yurtiçinde tüketilen 1 milyon ton civarındaki ayçiçek yağının yaklaşık 800-850 bin tonu ülkemiz üretiminden karşılanmaktadır. Aradaki yağ açığı yağlık ayçiçeği tohumu ya da ham ayçiçek yağı ithalatı yoluyla kapatılmaya çalışılmaktadır.
4- Yağlı tohum ihtiyacının ülke içinden karşılanması son derece önemli olup ciddi bir ithalat kalemi olan yağlı tohumlarda, üretimi arttırıcı politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Verimli tohumlar tercih edilmeli
5-Ülkemizde ayçiçeğinde hibrit tohum kullanım oranı hemen hemen % 100 seviyesinde olmasına rağmen ekimi yapılan hibrit çeşitlerin yağ oranları düşüktür. Oysa Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerde ayçiçeğinde hibrit tohum kullanım oranı yaklaşık % 60’lar oranında olmasına rağmen kullanılan çeşitlerin yağ oranlarının çevre koşullarının da etkisi ile yüksek olması nedeniyle bu ülkeler dünya ticaretinde önemli yere sahiplerdir. Üreticinin ayçiçeği hibrit tohum kullanım düzeyleri açısından Rusya ve Ukrayna ile diğer komşu ülkeler Bulgaristan ve Romanya’yı izlemesi yararlı olacaktır. Bu konuda yağ oranları yüksek hibrit tohumların kullanımı arttırılmalı ve ekolojik koşullara, bölgelere uygun olarak üretilmeleri sağlanmalıdır. Ayrıca yağ oranı birim alan verimi yüksek çeşitler geliştirme çalışmalarına önem verilerek, yağ oranı yüksek hibrit çeşitleri geliştirilmesi bu sorunların aşılmasında üreticiye oldukça kolaylık sağlayacaktır.
Üretim en az 3.4 milyon ton olmalı
6-Son yıllarda artan rafine ayçiçek yağı ihracat potansiyeli ve biyodizel sektöründen gelecek talepler de dikkate alınırsa ülkemiz yağlık ayçiçeği üretiminin en az 3.4 milyon ton olması gerekmektedir.
7- Ülkemiz yağlık ayçiçeği kırma kapasitesi 2 milyon ton seviyesinde olup, hammadde yetersizliği ve ithal ham ayçiçek yağı ile rekabet edilememesi nedeniyle bu kapasitenin en fazla yüzde 50’si aktif olarak kullanılabilmektedir
Neler yapılmalı?
8- Tarımsal destekleme kapsamında yağlık ayçiçeğine prim desteğinin arttırılarak devamlılığı sağlanmalı, sadece arz açığı olan yağlı tohum bitkilerine hedef odaklı destekleme yapılmalıdır.
9- Bitkisel yağ sanayi ve yağlı tohumlu bitki üretiminde, uzun vadeli stratejiler ve devamlılık arz eden politikalar uygulanmalıdır.
10- Destekleme primleri gelir rekabetini yağlı tohumlar lehine olacak şekilde verim ve parite göz önüne alınarak belirlenmelidir.
11- GAP üretim deseninde yağlı tohumlu bitkiler 1. sırada yer almalıdır.
12- Nadas alanlarında ve alternatif ürün projesinde yağlı tohumlu bitkiler üretimi devreye girmelidir.
13- Sulama yatırımlarına hız verilmeli, yeni sulanabilir ekim alanlarında yağlı tohumlu bitki ekimine ağırlık verilmelidir.
14- Özellikle ikinci ürün ayçiçeği tarımı için Ege Bölgesinin çok uygun ve önemli bir potansiyele sahip olduğu dikkate alınırsa, bu alanlarda buğday-arpa hasadını takiben ayçiçeği tarımının daha geniş olarak yer alması, ayrıca yine pamuk öncesi kanola üretimi ile şeker pancarı ve tütün üretim alanlarındaki muhtemel daralma ile ortaya çıkacak alanlarda ayçiçeği ve kanola üretimine önem verilmesi, Türkiye’de yağ açığının kapatılmasına önemli katkılar sağlayacaktır.
15- Yağlı tohumlarda alım politikalarında lisanslı depoculuk sistemi devreye sokulmalı ve ürün değerini bulması için borsalar etkin hale getirilmelidir.
16- Türkiye’de hem kızartmalık için uygun ve daha sağlıklı, hem de biyodizel için uygun oleik tip ayçiçeği üretimi yaygınlaştırılmalı ve desteklenerek teşvik edilmelidir.
17- Ülkemizde yağlık ayçiçeği üretim miktarının arttırılabilmesinde su önemli faktörlerden biridir ve tek bir sulama ile ayçiçeğinde verim artışı iki katına çıkabilmektedir. Trakya’da toplam yüzde 15 oranındaki sulanan tarımsal arazi miktarı arttırılarak ayçiçeğinde verim artışı sağlanması mümkündür.
18- Son zamanlarda giderek büyüyen tağşiş probleminin önlenmesi için cezalar caydırıcı olmalı ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca yapılan analiz ve denetimler arttırılmalıdır.
Özetle, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın raporunda yer alan öneriler yıllardır dile getiriliyor. Sorunlar biliniyor, çözümü biliniyor. Fakat yapılmıyor. Dışa bağımlılığın devam etmesi birilerinin işine geliyor.